Saat 21:00
Ben parka çoktan gelip hazırlığımı yaptım bile. Geçen arkadaşlardan öğrendiğim bir uygulama vardı. Telefonuna indirdiğin zaman aradığın insanla istediğin ses tonuyla konuşuyorsun. Sanki paslanmış, zorlanarak konuşan bir robot sesi olan ses tam bana göreydi. Önce çalıştığını kontrol etmek için Liam'ı aradım. Çalışıyordu. Beklemeye koyulduk gizli bir şekilde. Bekledik, bekledik...
..
Sonunda Mr. Sezars gelmişti. Bir banka oturdu. Mesaj attım.
*Mesaj*
Birazdan seni arayacağım. Tek geldiğini anlar anlamaz!
Sanırım mesajlarımdan korkuyordu çünkü okurken gözleri büyüyordu ve tarifsiz bir titreme alıyordu onu. Benim de istediğim zaten buydu. Baktım etrafına bakınmıyor, insanlar hiç oralı olmuyor, aradım.
*Robot sesiyle*
M- "Merhaba"
S- "Şey, merhaba"
M- "Geçen yaralandığını duydum, çok üzüldüm. Keşke sert atmasaydım taşı."
S- "Yoksa o da mı sendin?"
M- "Hepsi benim bebeğim, sapığın."
S- "Ne istiyorsun bizden?"
M- "Benim amacım eğlenmek."
S- "Ne istediğini çabuk söyle! İşlerim var benim."
M- "Sakın bana karşı gelme! Ben istersem çalışacak bir işin bile olmaz!"
S- "Özür dilerim. Sadece, ne bileyim, bu aralar pek hassasım. Başıma çok olay geliyor."
M- "Senin duygularını konuşmak için aramadım. Senden sadece bir şey istiyorum."
S- "Ne istiyorsun?"
M- "İş yerindeki banka hesaplarının her birinden bir miktar para çalacaksın. Toplamda 100.000 $ istiyorum."
S- "Bunu asla yapamam!"
M- "Sen bilirsin o parayı bulmalısın. Yoksa bir daha para bulamayacaksın."
S- "Ne kadar sürem var?"
M- "İki güne ne dersin? Aksi takdirde arabanda çıkmayan morluklar senin üzerinde çıkabilir."
S- "Beni tehdit mi ediyorsun?"
M- "Sence kaç gündür ne yapıyorum?"
S- "Sen tam bir..."
M- "Hadi öptüm, görüşürüz."
Son cümlesini tamamlattırmadan kapattım telefonu. Banktan yavaşça kalktı, gözlerinden akan yaşlar parlıyordu. Sokak ışıkları yüzeylerine vuruyordu. Liam'ı da alıp onu takip etmeye başladık. Yapması için zorlamamız gerekiyordu aksi takdirde fikrinden cayabilirdi. Aklımda bir fikir vardı bile. Ondan önce koşarak evine gittik. Anahtarını atmamıştım zaten. İçeri girdim. Ayakkabı dolabında evine her girdiğinde giydiği bir terlik vardı. Terliğin altından çivi sokmaya başladım. Kısaca alttan çiviyi sokup üstünden çıkartıyordum. Ve birde ayakkabı altına not bıraktım.
*Not*
Hayır canım, hiç tehdit etmiyorum!
Sonra evden çıkıp ağaçların arasına saklandık çünkü bağırış seslerini duymak istiyordum. Evine geldiği gibi girdi. Sanırım çok beklemeden ayakkabısını değiştirmişti. Kocaman bir bağırma sardı etrafı. "Kahretsin!" diye yakınıyordu içerde. Biz Liam'la gülmekten yerlere yatmıştık. Canının acıması hoşuma gidiyordu. Liam ile birlikte tekrar yola koyulduk. Bana canavar mışım gibi bakıp konuşmaya başladı.
L- "Bazen senden korkuyorum."
M- "Amacım seni korkutmak değildi."
L- "Sende beni çeken bir şeyler var."
M- "Ne gibi bir şeyler?"
L- "Ne bileyim seni arzulatıyor bana."
M- "Anca arzulatır zaten elde edebileceğin pek bir şeyin yok."
L- "Hiç şansım yok mu?"
M- "Hiç."
L- "Bir süre deneyelim olmazsa gene ortak olarak kalırız."
M- "Hayır dedim Liam! Bir daha bu konuyu açma!"
L- "Özür dilerim."
Liam ile bu şekilde tartıştıktan sonra ayrılıp eve gittim. Çok rahat bir uyku çekeceğim kesindi.
Mr. Sezars'a not: Sen beni hafife aldın bir dahaki sefere ayağına değil kafana çalışırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAM BIR GAY!
Teen Fiction16 yaşındaki Mira'nın babası hakkında öğrendiği gerçekler ve babasına bulunduğu tehditleri Ümitcan AYDIN'ın kaleminden anlatan bir hikaye.