Melodi
Sidal bana yaklaştı.
"Arkamdaki sağ duvardalar. Mezarlık çıkışında bir siyah araba var anahtarı üstünde. Beş dakkaya ben de gelirim kaç."
Koşmaya başladım. Arkamdan silah sesleri geliyordu. Arkama baktım. Sidal koş diye bana bağrıyordu. Siyah bi araba gördüm. İçıne girdim. Kapıları kilitledim.
Ya ablama bur şey olduysa?
Direksiyona kafamı yaslayip ağlamaya başladım kapıya tıklatıldı. Bu Sidal'dı hemen kapıyı açtım. Arabaya bindi. Ön koltuğa o geçti.
"Abla hızlı sürmüyor musun?"
"Zor kaçtım Melodi. Peşimdeler."
Bu yolu biliyordum. Çocukluğumuz geçmişti bizim burda. Eski bir evin önünde durduk. Arabadan indi. Bahçeye ilerledik.
"Bak ben seni burda düşürmüştüm. Kafan patlamıştı."
"Hatırlıyorum. Sen bana camurla pansuman yapmaya çalışmıştın."
"Sen ben Araf ve Rüzgar hep halat çekme oynardık biz kaybederdik senle."
Salıncağa oturdum o da geldi yanima oturdu.
"Ben de Rüzgar'ı özlüyorum. O hâlâ kalbimde saklı benim."
"Sen de beni anla iki saat önce hastanede olan kardeşim bana evlendim diyor. En azından nikahına gelseydim. Ayrıca liseyi yeni bitirdik. Ben Arın'ı tanıyorum güzelim ama sen iki gündür tanıyorsun."
"Söz bak düğünümde en gozde sen olcaksın."
Güldük. Sonra iki siyah araba geldi. Dört kişi arabadan indi. En sonda babam indi.
"Vay vay vay. Bir saat önce kardeşini vurdun sanıyordum."
"Ben seni vururum ama kardeşimi vurmam."
"Terbiyesiz. Kaç kere silah eğitimi verdittim sana."
"Çok büyük bir şey."
"Hele sen? Bizim cemiyette hâlâ Rüzgar'a aşık biliniyordun. Şimdi kızım evlendi mi diyeceğim. Yok sizin gibi kızlarim benim."
Sidal ile birbirimize bakarak kahkahalar atmaya başladık. Sidal konuşmaya başladı.
"Saygıdeğer Cihan Bulut. Siz bizim babamız mıydınız?"
"En çok sana acı çektiricem Sidal."
Silahin ucunu bana doğrulttu. Sonra Sidal önüme geçmeye çalıştı. Silah patladı. Kollarıma düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntihar Bulutum
Teen FictionGelenin sevdiği bir dünyada neden gideni severiz? Geçmişe bu kadar çok takılıp geleceğimizi elimizle neden iteriz? Neden unutumayız? Neden VAZGEÇEMEYİZ?