Mutfaktan gelen Kyungsoo ile bakışlarımı ona çevirdim. Şuan sakindi.
"Hadi ye bakalım. Senin için hazırladım hepsini. " gülümsedi ve elindeki tepsiyi önüme bıraktı.
"Beraber yesek olur mu? Tek yiyemiyorum da. " dedim yutkunarak. Her an tekrar psikopatlaşabilirdi.
"Tabiki. "Dedi ve gülümseyerek bana baktı. Bakışları dünyanın en güzel kızı gibi hissettiriyordu. Yanaklarımın kızardı. Yanaklarımın kızarıklığını saklamak için başımı eğdim. Bir kaç dakika sonra elinde kendine yaptığı tabak ile geri döndü.
Bir psikopattan utandığıma inanamıyordum.
Kendi içimde duygularımı atlattıktan sonra Kyungsoo'ya döndüm.
"Şey bana kalem ve kağıt verebilir misin yemekten sonra? Çizim yapacağım." Dedim çekingence. Bakışları beni bulunca tekrar gülümsedi.
"Tamam tabağını bitirirsen veririm. " dedi gülümseyerek.
Kaşlarımı çattım ve her zamanki gibi istemsizce dudaklarımı sarkıttım. Sinirli olmaya çalışıyordum ama lanet olmasıca refleksler beni tatlı yapıyordu!
"Ben çocuk değilim." Dedim ona sinirli bakışlar atarken. Aniden fotorafımı çekti. Gözümü alan laş ile etrafa tavşan bakışları atarken aniden kahkaha atmaya başladı. Gülüşü kalp şeklindeydi ve kabul etmeliydim ki oldukça tatlı gülüyordu.
"Emin misin çocuk olmadığına? " dedi ve telefonunu bana gösterdi. Cidden küçük çikolata alınmadığında ağlayan çocuklara benziyordum.
Yanaklarımın şişirip tabağıma koyduğu omleti yedim. Bitince tabağımı da alıp mutfağa koydum.
"Lavabo Nerede? " dedim mutfaktan çıkınca.
Cevap vermeyince omuz silktim ve kendim aramaya başladım. Odalara tek tek girip bakarken buranın nasıl bir ev olduğunu sorguluyordum.
Hangi ev siyah beyaz filmlerden çıkma gibi dururdu? Cidden bu evde siyah ve beyaz dışında renk yoktu. Mobilyalar az ve şıktı. 3+1 olduğunu düşündüğüm evde bakmadığım 2 oda kalmıştı. İkisi de yanyanaydı. Tam sağda olana yönelicektim ki bileğimden tutularak çekildim.
"Ne yaptığını sanıyorsun? " sakin sesi kulaklarına dolduğunda başımı kaldırdım. Sesinin sakinliği gözlerinde yoktu. Ölürürcesine bakan öfkeli gözleri beni korkutuyordu. Bakışlarını ayaklarıma diyip konuştum.
"Özür dilerim. Sadece lavaboyu arıyordum. "
Soldaki kapıyı açtı ve beni içeri attı. Kapıyı korkarak kapatıp kilitledim. Kapıya sırtımı dayıyarak yere çöktüğümde gözümden yaşlar akmaya başlamıştı. Ben ne tür bir belaya bulaşmıştım?
Yaklaşık 10 dakika elimi ağzıma kapatarak, hıçkırıklarımı saklayarak ağladıktan sonra ayağa kalkıp yüzümü yıkadım.
Ona karşı iyi davranmalı ve sözünden çıkmamalıydım ,böylece sinirlenmezdi. Derin bir nefes aldım ve kilidi yavaşça açtım. Kyungsoo etrafta görünmüyordu. Sakince ilerledim ve salona geçtim. Oradaydı. Haberleri açmış izliyordu. Çekinerek onun oturduğu koltuğa ondan en uzak köşeye oturdum. Bana baktı düz bir ifade ile. Bana yaklaşmaya başlayınca kalbimin hızlandığını hissettim. Korkmaya başlamıştım.
Birden yaklaşıp sarıldığında şok oldum. Bir süre hareket etmesem de sinirlenmesin diye ellerimi onun beline koydum. Saçlarımı kokladığını hissedebiliyordum. Omzum ıslanmaya başlayınca şok oldum.
D.O Kyungsoo nasıl bir insansın sen?
Neler yaşadın da bu hale geldin?
°•°•°•°•°•°•
Geciktim. Özür dilerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil? //Kyungsoo
Mystery / ThrillerKatil? Bu Baykuş çocuk sadece moda katili olabilirdi bana göre. Ama o ruhum ve kalbim ile birlikte onlarca kişiyi gözünü kırpmadan öldürebilecek kadar büyük bir katildi.