9 Ağustos 2002
ChangKyun yaşanan o olaydan sonra kendini tamamen eve kapatmıştı. Sadece odasında durup oyuncaklarıyla oynuyordu. Annesi arada sırada onu kontrole gelip bir şey isteyip istemediğini soruyor ve gidiyordu.
Fakat son zamanlarda annesi bir şeyler fark etmişti. Oğlu birileriyle sohbet eder gibi konuşuyor, annesi onun kim olduğunu sorduğunda söylemeyi reddediyordu. Bu konudan eşine de bahsetmiş fakat eşi "Kendi kendine oyun kurmuştur, çocuklar yapar böyle şeyler." diyip geçiştirmişti. Başlarda buna ikna olmuş gibiydi ama sonraları küçük çocuk kimseyle konuşmak istememeye başlayınca şüpheleri tekrar gün yüzüne çıkmıştı.
Internette büyük çaplı bir araştırma yaptıktan sonra aradığını bulabilmişti. En iyisi olduğunu düşündüğü bir psikologdan randevu almıştı.
¤ ¤ ¤ ¤
15 Ağustos 2002
Psikolog randevusundan sonra annesinin şüpheleri doğruluğuna kavuşmuştu. Doktor, küçük ChangKyun'da şizofreni belirtileri olabileceğini söylemiş fakat bunun bu yaşlardaki ve bu gibi durumlar yaşayan her çocukta olabileceğini de eklemişti. Bunun önünü kesmek için ChangKyun sadece evde durmak yerine arkadaş edinip sosyalleşmeliydi.
Neyse ki o zamanlarda apartmanlarının zemin katındaki boş daireye yeni bir aile taşınmıştı. O ailenin de ChangKyun'un yaşlarına yakın yaşlarda bir oğlu vardı. Annesi bu fırsatı kaçırmak istemediği için en başta o aileyle yakınlaşmaya çabalamıştı. Elinde bir tabak yiyecekle birlikte yeni komşularının kapısını çalmış ve tabi ki oğlu ChangKyun'u yanında sürüklemeyi ihmal etmemişti.
"Anne ben eve gitmek istiyorum, oyunum yarım kaldı."
"ChangKyun lütfen anneciğim uslu bir çocuk olur musun? Bak yeni bir arkadaş edinirsin belki."
"Ben yeni arkadaş istemiyorum, benim yeterince arkadaşım var zaten evde. Anne lütfen eve gidelim ben korkuyorum."
Annesi bir şey diyemeden kapı açılmıştı. Asılan suratına samimi olduğunu düşündüğü gülümsemesini yerleştirmişti. Karşısında kendi yaşlarında bir kadın duruyordu. Birbirlerine birkaç şey söyledikten sonra kadın, kendilerini içeriye davet etmişti fakat ChangKyun annesinin bluzune yapışmış onu geriye çekmeye çalışıyordu. En sonunda annesi onu kucağına almış ve o şekilde içeriye girebilmişti.
"Kusura bakmayın, o çok utangaç. Sizi de ilk defa görünce utandı ve geri gitmek istedi."
Kadın gülümseyerek sorun olmadığını söylemişti. Annesinin boynuna suratını gömen ChangKyun'un saçlarını karıştırmış ve biraz olsun kendisine ısındırmak istemişti ama ChangKyun sinirle bozulan saçlarını geri düzeltmişti.
Annesi kucağından indirmeye çalıştıkça kolları boynuna daha sıkı tutunuyor, bacakları annesini daha sıkı sarıyordu.
İçten içe bir an önce eve gidebilmek için dua ediyor ve annesine sürekli "eve gidelim" demekten başka bir şey yapamıyordu.
ㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡㅡ
Angst makinesi olarak tekrar buralara döndüm. Uzun ve sıkıntılı bir YGS - LYS dönemini atlattıktan sonra tıpkı geçen yaz olduğu gibi yine tüm yaz buralarda olacağım.
Bu hikaye benim için gerçekten özel çünkü bu hikayedeki JooKyun bölümleri haricindekiler tamamen kendi küçüklüğümün ChangKyun'a uyarlaması. Bir nevi kendi hikayemi baştan yazıyorum denebilir.
Umarım JooKyun'un sonu benim sonum gibi kötü bitmez.
Umarım eskisi gibi yazdıklarımı beğenerek okursunuz, hepinize şimdiden çok teşekkür ederim.
:3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heimat [JooKyun]
FanfictionDışarıya çıkıp insanlarla yüzleşmekten ölümüne korkan bir çocuk O çocuğa dışarıda bile "ev"deymiş gibi hissettiren bir genç