₪8

225 31 2
                                    

6 Kasım 2014

"Yeter artık, sıkıldım ben evin içinde pineklemekten. JooHeon hyungla buluşacağım."

"Yine mi şu çocuk? Gitmeyeceksin ChangKyun, otur oturduğun yerde. Biz de senin arkadaşlarınız."

"Neredeyse bir haftadır sizinleyim ama. JooHeon hyungu da özledim. Lütfen çıkayım, siz de gelin, olmaz mı?"

"Yanımızdayken o çocukla daha yakın olmanı sindiremiyorum. O yanındayken bizimle tek kelime bile etmiyorsun."

"Ne yaparsanız yapın o zaman, ben gidiyorum."

ChangKyun yatağından kalkıp dolabına yöneldi. Beğendiği birkaç parçayı üstüne geçirip aynadaki görüntüsüne baktı. Dağılmış saçlarını tarayıp odasından dışarıya ilk adımlarını attı.

JooHeon'u aramış ve sahil kenarında buluşmak üzere anlaşmışlardı. Uzun zamandır dışarıya çıkmadığı için şehrin içinde bir kafede buluşmaktansa sonbaharın serinliğinde sahile gitmeyi tercih etmişti. Yaklaştıkça, sahilde bekleyen beden tanıdık gelmeye başlamıştı. Onun JooHeon olduğuna emin olduktan sonra hızla koşmuş ve boynuna sıkıca sarılmıştı.

"Hyung! Çok özledim seni!"

"Madem bu kadar özledin ne diye tekliflerimi geri çevirip durdun?"

"Özür dilerim hyung. Bir nevi eve hapsedildim. Çıkmama izin vermediler bir türlü ama bugün rest çektim hepsine!"

JooHeon biliyordu ChangKyun'un durumunu. Buruk gülümsemesini gizleyeme çalışmıştı. Kıkırdamayı da es geçmemişti. Elini ChangKyun'un saçları arasında gezdirdi bir süre.

"Aferin benim Kyun'uma! Onlar kim de seni benden alıkoyuyorlar."

"Ben de öyle dedim hyung. 'Hyung'umu özledim ben, gideceğim. Siz ne yaparsanız yapın.' dedim. Kapıyı çarpıp geldim."

JooHeon'un koluna sıkıca yapışarak sahilde ilerlemeye başladı sahilde. Kafasını omzuna koymuş kedi gibi sürtüp mırıldanıyordu.

"Bu kadar özlediğini bilseydim seni ben gelip kurtarırdım oradan."

"Bir dahakine gel hyung. Beni bırakmazlar diye korkuyorum."

"Merak etme ChangKyun, kimse seni benden alıkoyamaz."

Heimat [JooKyun]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin