₪4

271 31 2
                                    

14 Ekim 2012

ChangKyun okul dönüşünde hafifçe toplalladığını kimseye fark ettirmeden evlerinin olduğu sokaktan geçmeye çalışıyordu. Yüzünü maskeyle ve saçlarıyla biraz olsun gizleyebilmişti. Kimseye bu halini göstermeye niyeti yoktu, özellikle de JungChan ve JinHoo'ya. Yoksa onun bu halini görüp bir tekme de onlar atar ve dalga geçmeye devam ederlerdi.

Sonunda kimseye fark ettirmeden apartmana gelebilmişti. Kalan son gücüyle ağır demir kapıyı itmeye çalışmış fakat başarısız olmuştu. Ikinci denemesinde ise ezilen bileğinin daha kötü duruma geldiğini hissetmiş ve vazgeçmişti. Apartmanın girişine oturmuş öylece duruyordu.

Kendini düşunmeye başladı bir an. Bu dünyada geçirdiği on altı yılı düşündü. Her seferinde ezilen ya da dışlanan kendisi olmuştu. Her seferinde bir daha aynı duruma düşmeyeceğine dair söz verse de bir anlığına kendini yine aynı durumda buluyordu. Küçüklüğünü hatırladı yine. Annesinin defalarca kez onu uyarmasına rağmen JungChan ve JinHoo'yla oyun oynamaya çalışmasını, her oyunda kendisinin nasıl ezildiğini hatırladı. O zamanlar gözünün önüne gelince aptallığına güldü önce.

Hiçbir zaman hayat onu bunalttığında "keşke çocuk olsam yine" diyememişti ChangKyun. Çocukluğunun da bu halinden farkı yoktu çünkü.

Hatıralar kafasına doluştukça gözlerine de yaşlar doluşuyordu. Bir anda irkilip etrafına bakındı. Hala dışarıda olduğunu fark edince paniğe kapıldı. Tekrar ağır demir kapıyı açmaya çalıştı ama fazla zedelenmişti vücudu, hiçbir şeye gücü yetmiyordu. Bir an önce eve gitmesi gerekiyordu, dışarıda geçirdiği her saniye daha da panik oluyordu.

"Ne bakıyorsunuz öyle? Yardım edin de kapıyı açabileyim. Ne biçim arkadaşsınız siz?"

Bir yandan söyleniyor bir yandan da paniğini kontrol etmeye çalışıyordu.

"Bir de çocukluk arkadaşlarım olacaksınız. Bir halta yaradığınız yok sizin!"

Karşısında duran iki arkadaşına bağırıp kısık sesli küfürler savurmuştu. Sonra aklına gelen fikirle hızla çantasını karıştırdı. JooHeon'dan yardım isteyecekti. Hem o annesine de bir şey belli etmezdi. JooHeon onu her zaman korurdu ve sırlarını saklardı.

"Telefonumu bir yerde mi düşürdüm yoksa? Bulamıyorum. Siz gördünüz mü?"

"Dilinizi mi yuttunuz cev-Buldum!"

Hızla JooHeon'un numarasını bulmuştu. Kapının cam kısmından apar topar kendine doğru geldiğini görebiliyordu.

"Kyun! Bu halin ne?"

"Hyung, anneme söyleme olur mu?"

Heimat [JooKyun]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin