17 Temmuz 2016
"Hyung, çok yoruldum ben."
"Biraz dinlen ChangKyun. Uyumaya çalış."
"Uyumakla geçmiyor hyung. Bu şekilde yaşamaya dayanamıyorum artık. Ben daha fazla bu şekilde yaşamak istemiyorum."
"ChangKyun, lütfen. Bu konuları defalarca konuştuk."
"Hyung, ben kendimde değilim. Seni üzmek istemiyorum. Bana göz kulak ol, olur mu?"
JooHeon,"Seni üzmek istemiyorum." derken ne demek istediğini anlamıştı. Sadece kafa sallayıp ChangKyun'un saçlarını okşamakla yetinmişti. Bir süre sonra ChangKyun, düşüncelerinin verdiği yorgunlukla ve saçlarını okşayan el yardımıyla uykuya dalmıştı.
JooHeon'a geçmişti derin derin düşünme sırası. Kafasında aynı anda o kadar çok şey dönüyordu ki tam olarak ne düşündüğünü kendisi de kestiremiyordu.
JooHeon da yoruldu sonra. Bir süre göğsüne dökülen yumuşak saçları okşamaya devam etti. Kafasını yatak başlığına yaslayıp tavanı izledi biraz.
Sonra vücuduna izin verdi uykuya dalmak için. Biraz daha uyanık kalsaydı ChangKyun'un arkadaşları onu da ziyaret edecekti. Şimdilik uzaktan izlemekle yetindiler onlar da.
Her zaman sorun çıkaran yine öfkeden dudaklarını parçalıyordu. Ondan biraz da kısa olanın suratı asılmıştı sadece. Dıştan öyle görünüyordu, belki de içinde fırtınalar kopuyordu. En küçükleri ise sorunlunun bacağına yapışmış sessiz hıçkırıklar eşliğinde burnunu çekiyordu.
"O bizi de seviyor, değil mi?"
"Tabi ki de sevi-"
Ortancanın samimiyetten uzak sesini daha soğuk bir sesle bölmüştü büyük olan.
"Hayır küçüğüm. O bizden nefret ediyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heimat [JooKyun]
FanficDışarıya çıkıp insanlarla yüzleşmekten ölümüne korkan bir çocuk O çocuğa dışarıda bile "ev"deymiş gibi hissettiren bir genç