Dahyun ağlarken uyuya kalmıştı. Yüzüne vuran güneş ışığı ile yüzünü buruşturdu. Gözlerini açacağı sırada yeni bir anı beynine baskı yapmıştı.
Anı;
Dahyun un elleri ve ayakları bağlıydı. Bir sandalyeye bağlanmıştı. Akan göz yaşları bacaklarına ılık ılık düşüyordu. Karşısında 2 adam ve onların arkasında biri daha vardı. Öndeki adamların yüzü netti ama arkadaki adamı net göremiyordu. Arkadaki adam:
"Başlayın!"Sesi çok tanıdıktı. Öndeki iki adam Dahyun'a yaklaştı ve vurmaya başladı. Vurmaya ara verdiklerinde bir tanesi kızın vücuduna jilet atmaya başlamıştı. Son darbeyi köprücük kemiğine vurdu ve arkadaki adamın emriyle durdular.
"YETER!"Arkadaki adam kıza yaklaştı ve diğer ikisini itti. Yavaşca yara izlerine dokunmaya incelemeye başladı. Kız acı ve şaşkınlıkla bakıyordu. Adam başını kaldırdığında o tanıdık yüz gözler önüne serildi....
End
Dahyun terli bir halde yerinden fırladı. Olamazdı. Jae olamazdı. Bu kötü bir kabustu. İnanmıyordu. Odaya hızla giren Seulgi hemen Dahyun un yanına geldi.
Seulgi: Dahyun! İyi misin? Ne oluyor?
Dahyun: Jae bana zarar vermez değil mi? Ben...Ben rüyamda onu gördüm. Beni yaraladı. O iki adama söyledi ve onlar bana zarar verdi. Bu sadece kabustu değil mi?
Seulgi: O gerçekti Dahyun. Jae sana bunu yaptı..Dahyun kafasını iki yana salladı ve göz yaşlarını serbest bıraktı. Bir süre sonra hıçkırıkları evi inletiyordu. Jungkook da odaya geldiğinde elinden hiçbir şey gelmeyeceğini anlamıştı. Sırtını duvara yasladı ve kafasını eğdi. Seulgi ise Dahyun a sarılıp sakinleştirmeye çalışıyordu.
Bir süre sonra Dahyun yorgun düşmüştü. Ağlaması yavaşlamıştı..
Jaebum tüm gece içip bir yerde sızmıştı. Uyandığında başındaki keskin ağrı ile sendelemisti. Sadece Dahyun u düşünüyordu. Şuan ne yapıyordu? Hatırlamış mıydı? Nefret etmeye başlamış mıydı?...
Dahyun yerinden kalktı ve lavaboya gitti. Yüzünü yıkadı ve aynada kendine baktı. Jilet atılan yerlere yavaşca dokundu. İzi belli belirsizdi. Ama köprücük kemiğinde iz vardı. Çok belliydi.
Şimdi anlamıştı. Katilinin Jae olduğunu anlamıştı. Kim bilir daha neler yapmıştı.
Ama belkide başka bir şey yapmamıştı. Sonra birlikte olup mutlu olmuşlardı. Dahyun kendini buna inandırmaya çalıştı. Böyle olduğunu umdu.
Çalan kapı sesini duyunca yavaşca lavabodan çıktı ve salona geçti. Gelen Sana'ydı.
Sana hızlı adımlarla Dahyun un yanına geldi ve ona sarıldı.
Sana: Herşey yoluna girecek Dahyun. Herşey...
Dahyun sadece sarılmasına karşılık verebildi. Cevap vermedi. Çünkü buna inanmıyordu. Daha fazla hatırlamak istemiyordu. Jae den nefret etmek istemiyordu. Onunla evlenip mutlu olmak istiyordu. Ama bir tarafı intikam almak istiyordu. Sana yavaşca geri çekildi ve bir iç çekti.
Dahyun: Bana öyle bakmayın. (Bana öyle bakama~ bizi anlayacaklar~~ikimize karşı bu dünya~~tm sustum. ) Dahyun akmak üzere olan yaşlarını sildi ve herşey yolundaymış gibi bağırdı.
Dahyun: Ahh çok açım! Kim bana yemek hazırlamak ister? Kimse mi? Peki ben hazırlarım.
Mutfağa girdiğinde Jimin ve Jungkook ile karşılaştı. Gülümseyip buzdolabının önüne geçip ne var ne yok incelemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan ♡Jaebum ♡Dahyun
FanfictionMutluluk... Bir aile... Bir yuva... Bir evlilik... Sevgi... Güven... Aşk... YALAN!! Yalnızlık... Göz yaşı... Nefret... Öfke... İntikam... GERÇEK!! YÜZ YÜZE GELİNEN BİR GEÇMİŞ! İnsan katiline aşık olur mu?! Kapak: @ParkKyunggie unnime teşekkür ederi...