Sehun gözlerini yavaşça araladı. Boğazı acıyordu , hafif ateşi vardı ve pek de iyi hissetmiyordu. Hastanede olduğunu kavraması biraz zaman aldı. Kafasını çevirdi ve kendisine endişeyle bakan bir çift sulu göz gördü. Bambimsi çocuk elini bal sarısı saçlarına götürdü ve utanarak kafasını eğdi. Gerçekten çok tatlı görünüyordu ve...
'-Ne? Tatlı mı? Kendine gel Oh Sehun! Bu bambi bozması çocuğa sen şimdi tatlı mı dedin? Kesin morfin verdiler . Evet evet aşırı doz morfin hem de. Halisünasyon da olabilir. Değil mi? Yani şimdi sen on- '
"İyi misin Sehun-sshi?"
Sehun düşüncelerinden kurtuldu. Halisünasyon felan değildi.
"..."
"Ben Luhan bu arada. Sen iyi misin? " tekrar sordu. Sehun suratını astı.
Odunluk hormonları kendini göstermeye başladı.
"Ah tabi ya çok iyiyim. Alerjim olduğu halde koca bi mantarlı kek yedim. Boğazım acıyor ve başım dönüyor. Yapmam gereken birsürü işim var ve ben burada yatıyorum. Zaten yeterince kalabalığız üstüne sen de geldin. Gel gel sülaleni topla gel. Üstelik eve gireli 15 dakika olmadı ve başıma iş açtın. Tam bir trouble maker olduğunun farkındasın di mi?"
Luhan afalladı. Sehuna teşekkür etmeyi ve özür dilemeyi planlıyordu. Genelde insanlar onu ilk başta sever ve sırf eşcinsel olduğu için uzak dururdu ama tanrı aşkına, bu çocuk onun daha adını bile öğrenmeden ondan nefret etmişti. Harika. Ama Luhan da kendini daha fazla ezdiremezdi.
"Sana kekimi ye diyen oldu mu ha? Aç da kaldım senin yüzünden! "
Sehun da şaşırmıştı. Neden o keki yemişti ki? Bu çocuğu korumak mı istemişti? Kafayı felan mı yemişti ? Yoksa aç mıydı? Hayır aç felan değildi ve neden o keki yiyip de Luhanı kurtardığını bilmiyordu. Kekin içinde saçma sapan şeyler olduğunu önceden bildiğini söyleyemezdi ve söylemeyecekti de.
" Acıkmıştım ben tamam mı? Sırf sen geleceksin diye sabahtan beri herkes hazırlık yapıyordu ve bana yemek vermediler , ben de acıktım ve hakkım olanı yedim. İçinde mantar, sirke ve pulbiber olduğunu nerden bilebilirdim?"
Luhan daha fazla dayanamadı ve hastane odasından çıktı. Gerçekten ne düşünmüştü? Sehunun onu kurtarmak için keki yediğini felan mı ?
Göz yaşlarına hakim oldu ve yurda gitti. Tao ve Chen hastanede kaldı.
****
Luhan üzgün ve başı eğik bir şekilde eve girdi. Ağlamayı önlemek onun için zor birşeydi ama becermişti. Kyungsoo ona şefkatle baktı.
"Oww üzülme Luhannie, Sehun'un başına daha önce de geldi, birkaç güne düzelir, yüzünden okunuyor ki sana pek de iyi davranmamış. Ama bu onun doğasında aslında iyi biridir ama kibarlıktan nasibini alamamış. "
Luhan hafifçe gülümsedi ve başıyla onayladı.
"Ah bu arada ," diye başladı Lay, muhteşem gamzeleriyle "
Sehuna olanlar yüzünden kendimizi tanıtamadık kusura bakma. Ben Lay, ben de Çinliyim. Ayrıca hastanede gördüğün Tao da öyle. Bu Kyungsoo, evin omması, bu da Suho hyung, bu Xiumin ama biz ona baozi deriz. Hastanede gördüğün kısa boylu çocuk da Chen veya Jongdae. Sana 'Hoşgeldin ' keklerini hazırlayan ve Sehun'u zehirleyen sorunlular da şunlar. Uzun olan Chanyeol, diğeri de Baekhyun. "
Kyungsoo, Baekyeol ikilisine çok kötü bakış attı. Gözlerinden resmen ateş saçıyordu, star wars'da lazerli silah yerine Kyungsoo'nun gözleri kullanılabilirdi.
"Siz ikiniz. Luhan'a diyeceğiniz bir şey yok mu? "
"Şey, Özür dileriz Luhan. Kekine mantar, pulbiber ve sirke koyduğumuz için. Sadece şaka yapmak istemiştik. Ve şey, tekrar Hoşgeldin. "
Luhan gülümsedi . Onu gerçekten önemsiyorlardı. Mutluydu.
"Sorun değil çocuklar. Ama aynısını Sehun için söyleyemem. " Xiumin şaşırdı.
"Çocuklar? Luhan belki Çin'de yok ama, burada büyüklere çocuklar demeyiz ." Luhan kahkaha attı.
"İyi de ben bikaç ay sonra 20me giriyorum , yani aslında sizden büyüğüm." Sessizlik. Bir süre kimse konuşmadı. Nasıl olabilirdi , oysa en küçük oymuş gibi görünüyordu. En sonunda Suho konuştu.
"Pardon luhan-shhi bilmiyorduk, aslında Kyungsoo , ben ve Xiuminin de yaşı büyük , ben eğitimimi bir süre yurtdışında aldığım için tekrar burada okumam gerekti. Kyungsoo ise vokal dersleri almıştı ve okula bir süre gidemedi. Xiuminin ise biraz sağlık sorunu vardı ama şimdi iyi. Peki ya sen? Sınıfta felan mı kaldın? " Luhan dudağını ısırdı. Annesi ölünce psikolojik destek almak zorunda kalmıştı. Annesi onun tek sığınağıydı. İnsanlar onu eşcinsel olduğu için dışladığında , annesi onu sevgiyle sarmıştı. Annesi onun için bir melekti. Oysa o melek 2 yıl önce vefat etmişti. Sulli de ona destek olmasaydı kimbilir ne yapardı.
" Annem ve babam ayrıydı. Annemle ben Çin'de yaşıyorduk ama 2 yıl önce onu kaybettim ve ben , devam edemedim..." daha konuşamadı Luhan. Zaten sulu olan gözleri daha da sulandı. Ağlamamak için yanağının içini ısırdı. Kyungsoo ona sarıldı.
"Üzgünüm Luhan, bilmiyorduk. Ama bundan böyle senin buradaki ailen biziz. Asla yalnız değilsin. Bunu unutma lütfen. " Luhan acı acı gülümsedi ve başıyla onayladı.
"Teşekkür ederim Kyungsoo hyung. "
"Bana omma de lütfen. "
Luhan mutluydu. Çok hem de. Daha geleli 1 gün olmadı ama aile sıcaklığını hissediyordu. Ancak kafasına bir şey takıldı. Onun eşcinsel olduğunu bu 9 çocuk kabul edecek miydi? Düşünmeden edemedi ve gülümsemesi kayboldu. Baekhyun bunu fark etti.
"Seni üzen bir şey mi var Luhan? " Luhan kafasını kaldırdı ve iç çekti. Eğer onlarla yaşayacaksa gerçeği söylemeliydi.
"..."
"Luhan? "
"Ben... eşcinselim." Sesi çok zayıf çıkmıştı. Gözlerini yumdu. Bundan sonra ne geleceğini tahmin edebiliyordu. Küfürler, hakaretler, lanet okumalar ve terkedilmeler. Hep böyle olmuştu çünkü. Ancak hala gelmemişti. Sessizlik vardı . Derken Chanyeol'un aşırı gürültülü kahkahasını duydu.
"Ahahahhaha~ Luhan hyung ciddiyim, gözlerini böyle yumunca ne kadar komik oluyorsun tahmin edemezsin !!"
Luhan gözlerini kocaman açtı ve kendine gülen Dev'e baktı. Kyungsoo ise bayağı kırılmış gözüküyordu.
" Aşkolsun Luhan. Bu muydu yani? Ee noolmuş eşcinsel isen? Tch tch."
Baekhyun gülümsedi ve Kyungsoo'nun sözlerini tamamladı.
" Bak, ben ve Chanyeol sevgiliyiz. Ayrıca Kyungsoo hyungla beraber senin yanaklarını sıkmamızdan anlamadın mı? Kyungsoo hyung, Chanyeol, ben , Tao da öyleyiz. Lay , Suho, Xiumin ve Chen düz, ama onlar böyle şeyleri takmazlar. Sehun'a gelince, onun ne olduğunu bilmiyorum. " Suho başıyla onayladı ve söze katıldı.
" Sehun bizim ne olup olmadığımızla ilgilenmez. Aslında o annesi hariç kimseyle ilgilenmez ama kötü biri değildir. " Baekhyun surat astı.
" Onun kızlara ya da erkeklere ilgisi yoktur bence. İnsan ve ırz düşmanı manyak o. Zaten hiç aşık olmadı ve ilişkisi de olmadı. " Luhan şaşırdı. Tamam, Luhan'ın da ilişkisi olmamıştı , ama ilk aşkı olmuştu - karşılıksız tabii.
Kyungsoo onu düşüncelerinden çekip aldı.
"Neyse artık, Luhan'ı daha fazla yormayalım . Sen hastanedeyken odanı yerleştirdik. Gel sana göstereyim." Üst kata çıktılar ve en köşedeki odaya geldiler.
" Luhan, Sehun ile aynı odada kalacaksın , yataklardan yumuşak olan Sehun'un sana en kısa sürede yeni ve yumuşak bir yatak alacağız, söz. Ve Sehunla kalman konusunda, Üzgünüm ki diğer odalar dolu , Sehun'a katlanmak zorundasın. "
Luhan yutkundu. O kadar kişi arasında kendisinden nefret eden tek kişiyle odayı mı paylaşacaktı? Kyungsoo'ya yalvaran gözlerle baktı ama omma ona Üzgünüm-yapabileceğim-birşey-yok bakışı attı ve Luhanı odada bıraktı.
Luhan sade ve düzenli odaya baktı. Evet, Sehun'dan çekeceği vardı.
