"Hadi hep beraber gezmeye gidelim! "
Chanyeol neşeyle bağırdı. Kyungsoo yüzünü ekşitti.
"Bu havada mı?Hepiniz hasta olacaksınız ve hiç birinize de bakmam." Chen ona dik dik baktı. Biri hastalanırsa kyungsoo'nun ne kadar ciddi olduğunu herkes biliyordu.
Baekhyun sırıttı.
"Hem ayrıca bir konuğumuz da var. "
"Konuk mu? Kimmiş o? " sordu Suho.
"Adı Henry. Kendisi Luhan'ın Çin'den eski arkadaşı. Daha doğrusu ... ilk aşkı. "
Luhan utandı ve başını eğdi. Henry adını duyunca reddedildiği zamanı hatırlıyor ve kendinden utanıyordu.
Sehun surat astı .
"Bengelmiyorumannemegitmeliyim."
Sehun tek nefeste söylemişti. Luhan sırıttı. Demek kıskanıyordu ha?
Baekhyun ve Chanyeol birbirlerine manalı bakışlar attı ve Baekhyun konuştu.
"Zaten annenin evine çok yakın bir
yere gidiyoruz. Dönüşte annene uğrarsın."
Sehun sinirlendi. Gelmek istemiyordu ama başka çaresi yoktu. Derin bir iç çekti.
"İyi. "
Chanyeol ve Baekhyun gülümsedi. Sonunda Sehuna'da kalp olduğuna dair bir belirti bulmuşlardı ve vazgeçmek gibi bir düşünceleri yoktu.
****
"Bu mu yani gezi dediğiniz? Annemin evinin kenarındaki sahil mi? Ben gidiyorum. " Lay dudak büktü.
" Mız mız olma Sehun. Gel işte. Hem sen de Henry'yi merak etmiyor musun? " Sehun cevap vermedi. Tabii ki de merak ediyordu ama bunu açıklamak gibi bir niyeti yoktu. Acaba Luhan neden ondan haşlanmıştı? Yakışıklı mıydı? Uzun muydu ya da-
'Bi saniye ya banane? Kes şunu Sehun. Ergen aşık kız gibisin. Bi de git one direction fanı ol tam olsun.off "
" İşte geliyor. " Lay yine o öldürücü gamzeleriyle Henry'yi karşıladı.
Çince bişeyler konuştular.
Hey , biz de burdayız." Xiumin surat astı.
"Çince dersinde uyumasaydın."
Luhan Henry'ye gülümsemek için kendini zorladı. Henry ise rahatça gülümsedi.
"Hey. Naber Luhan? "
"Oh. İyidir Henry. S-senden naber? "
Sehun Henry'ye çok tip bakıyordu. Sanki onu öldürecekmiş gibi.
Ve demin Luhan neden kekeledi ki? Ne yani hala onu unutmadı mı?
" Önemli bir şey yapmayacaksanız ben anneme gidiyorum ."
Chanyeol " OLMAZ!" diye bağırdı.
"Hep bir arada olmalıyız Sehun-ah."
Deniz havası işte, aniden esmeye başladı ve Luhan titredi.
Sehun tam hırkasını çıkarıp verecekti ki Henry ceketini Luhan'ın sırtına yerleştirmişti bile. Luhan başını eğerek teşekkür etti. Sehun elini yumruk yaptı. Bu Henry denen herif fazla oluyordu .
"Luhan sshi, geçmişte yaptığımı
hatayı düzeltmeliyim. Bana numaranı verir misin? Belki biraz konuşuruz. "
Sehun aniden Luhan'dan numarasını sormadığı için pişman oldu.
"Tabii ki Henr-"
"Hayır veremez."
Herkes dönmüş Sehun'a bakıyordu.
"Veremez çünkü. .. ıhh şey, Suho hyung ona yeni telefon alacak ve numarasını da değiştirecek. Yani şu an alsan da ise yaramaz."
Henry hevesi kırılmış gibi yaptı .
"Peki madem."
Chanyeol ve Baekhyun gülmemek için zor tutuyorlardı kendilerini. Demek numarasını vermesini istemiyordu ha? Vay be Sehun.
Henry Luhan'a döndü ve:
"Ne dersin Luhan, sahilde gezelim mi? Ikimiz? Hem eski günleri de anarız ha?"
"Neden olmas-"
"OLMAZ!" Anneme gitmeliyim ve Luhan da benle gelmeli. Şey, annem eve yeni geldiği için merak ediyor onu."
Sehun hızla Luhan'ın elini tuttu .
5 dakika içinde ayrılmışlardı. Chanyeol ve Baekhyun arkalarından kahkaha krizine girdiler.
"Çok kolay oldu."
"Henry sen de harika rol yaptın! "
Henry şaşırdı .
"Evet doğru, biraz kıskandı ama annesi gerçekten onu görmek istiyor olamaz mı? "
Suho Hayır anlamında kafasını salladı.
"Sehun bizi annesiyle ancak 1 yıl sonra tanıştırdı o da annesi yurda ziyarete geldiği zaman. Bizi asla evine sokmaz. Ama Luhan'ı senin Elinden kapıp kendi götürdü. "
Chen kafasını salladı.
"Kesinlikle kıyamet falan geliyor. "
*****
Sehun Luhan'ın elini hayatı pahasına tutuyor, onu evine sürüklüyordu.
"Sehun-ah , elim acıyor..."
Sehun önce ona, sonra da eline baktı ve Luhan'ın elini serbest bıraktı.
"Gerçekten annen beni mi görmek istiyor?" Sehun tereddütlüydü ama evet anlamında başını salladı.
Daha önce hiç bir arkadaşını eve getirmemişti. Neden Luhan'ı getirmek istemişti ki? Yoksa Luhan arkadaştan fazlası mıydı?
Luhan ise hem hayal kırıklığı hem de mutluluğu bir arada yaşıyordu. Sehun'un onu kıskandığı için aldığını anlamamış, gerçekten annesi istediği için aldığını sanıyordu. Ama yine de Sehun'un annesiyle tanışacağı için mutluydu.
5 dakika sonra iki katlı ve bahçeli, şirin bir evin önündeydiler.
Sehun bahçe kapısından girdi ve zili çaldı.
Kapıyı aynı Sehun'a benzeyen, genç görünen tatlı bir bayan açtı.
"Hoşgeldin Hunnie. Anneye öpücük yok mu? " Annesi henüz Luhan'ı görmemişti. Sehun kızardı.
"Anne, ben 18im. 8 değil. "
Annesi Sehun'un yanında duran minik ve bambiye benzeyen şirin mi şirin bi çocuk gördü.
"Aman tanrım bu da kim böyle! Gördüğüm en şeker çocuk bu!
(Ajumma duygularımızı tercüme etti).
Arkadaşın mı yoksa Hunnie? "
"O-oh şey. Evet yurda yeni taşındı."
Luhan eğildi ve kendini tanıttı.
"Merhaba efendim. Ben Luhan, Çin'den geldim. Beni görmek istemişsiniz."
' Lanet olsun annemin haberi bile yok ve herseyi anlayacak aptal Sehun. Fuuuuuu.
Umarım annem bozuntu-
"Hadi ya, bana senden hiç bahsetmedi."dedi Sehun'un annesi
-ya vermez.'
Sehun hızlıca içeri girdi ve odasına çıkıp bağırdı. "Anne ben açım yemek yok mu? "
"Var , 10 dakkaya hazır. "
Sehun'un annesi Luhan'ı içeri aldı.
" Biliyor musun Luhan? Sen Sehun'un bana getirdiği ilk arkadaşısın. " Luhan şaşırdı.
"Gerçekten mi? Peki ya diğerleri? Ya da kız arkadaşı? " Sehun'un annesi hayır anlamında başını salladı.
"Yurttaki çocukları ben görmeye
Gitmesem bana getirip tanıştıracağı yok. Ayrıca hiç kız arkadaşı olmadı ve hiç kimseye aşık olmadı. Sanırım biraz fazla kendini beğenmiş. "
"Anladım. "
"Sana bir sır vereyim mi? Sehun'un bile bilmediği bir sır. "
"Şey, nedir? "
"Eğer Sehun uyumadan önce Bubble Tea içerse, gece uykusunda konuşur."
"Gerçekten mi? Bunu deneyebilir miyim peki ?"
" Tabii ki Luhannie. Sanırım Sehun seni çok seviyor olmalı. Getirdiğine göre!"
"Şey, bilmem ki , yani bana çok bağırıyor, hatta benim yüzümden hasta bile oldu." Sehun'un annesi güldü .
"Bence yine de ümidini kesme ve Sehun'a iyi bak!"
İçeri Sehun girdi.
" Yemek? "
" Hunnie? Ne kadar kabasın. Al yemeğin hazır. Yemeğini yedikten sonra Luhan'ı odana çıkar ve bebeklik albümlerini göster. "
"Neden ki? Gerek yok. "
Luhan başını öne eğdi.
3ü de yemek yiyordu. Luhan ağzına çok büyük lokmalar alıyordu ve yanakları kocaman oluyordu. Sehun bunu görünce Öksürmeye başladı .
"Maknae-yah kwenchana?"
Sehun ona dik dik baktı ve daha hızlı yemeye başladı. Annesi gülümsedi.
"Yemeğiniz bittiyse odaya çıkın. "
"Omma gerek y-"
"HEMEN SEHUN!"
Luhan şaşırdı ama bir şey demedi.
"İyi be peki."
Sehun ayağa kalktı ve Luhan da onu takip etti. Ahşap merdivenlerden çıkıp Sehun'un odasına girdiler.
"Sehun-ah, albümün nerde?"
"Albüm malbüm yok. " Sehun Luhan'a baktı. Daha önce kimse odasına girmemişti ve Lulu'yu odasına almıştı.
'Harika. Lulu?'
Luhan ona yalvaran gözlerle bakıyordu ve Sehun onun yanaklarını sıkmamak için kendini zor tuttu.
"Al , çekmecede."
Luhan albümü aldı ve sandalyeye oturdu. Sehunsa kulaklığını taktı ve gözlerini kapattı. Luhan ona bakmadan edemedi. Gerçekten. .. Bir insan bu kadar mı güzel olabilirdi?
Luhan albümlere bakıp gülmeye başladı.
"Maknae-yah, bebekken pembe bez kullandığına inanamıyorum. Ahahhahahaha ~"
Sehun yerinden fırladı.
"Yah! Markette başka kalmamıştı. Hem sen ver bakiyim onu bana! Daha fazla bakmana gerek yok! "
Luhan ona dil çıkardı ve resimlere bakmaya devam etti. Sehun albümü almak için uzandı ama Luhan albümle beraber ayağa kalktı.
"Albümü sana vermem."
Sehun kaşlarını çattı ve almak için uğraştı ama Luhan hızlıydı ve albümü vermiyordu. En sonunda Sehun'un ayağı takıldı ve Luhan'ın üzerine düştü.
KÜT KÜT KA BOOM
İkisinin de kalbi deli gibi atmaya başladı. Sehun Luhan'ın nefesini yüzünde hisseti - Luhan da öyle.
Sehun teklemeye başladı . Luhansa kıpkırmızıydı. Sehun Luhan'ın istemeden de olsa çok güzel(yakışıklı)
Olduğunu düşünmeden edemedi.
Kirpikleri çok uzundu ve gözleri suluy-
"Omona! Böldüysem Üzgünüm çocuklar~"
Sehun hemen doğruldu.
"Aa-anne gördüğün gibi bir şey değil. Y-yanlış anla-"
"Sorun değil Hunnie keyfinize bakın dedi ve şarkı mırıldanarak aşağı indi.
Sehun derin bir iç çekti. Luhan'a bakamıyordu.
"İ-iyi misin? Albüme baktıysan artık yurda dönebiliriz. " Luhan gülümsedi.
" Sehun-ah , terlemişsin."
" Çok sıcak burası. Hadi çık odamdan üstümü değiştiricem. .
Akşam olmak üzereydi ve yolda cafeye uğradılar. Bubble tea içtiler. Luhan bıyık altından gülümsedi.
Sehun'un annesi boşu boşuna ona o sırrı vermemişti değil mi ?