" Chanyeol. "
"Noldu?"
"Ya, Chanyeol-ah."
"Ne var Kai?"
"Ya şey. "
Chanyeol pek de havasında değildi.
" NE VAR ABI SÖYLE YEMİN EDİYORUM ALLAH YARATTI DEMEM VILEDA SOPASIYLA DALARIM HA SÖYLESENE!!!"
Kai iç çekti.
" Kyungsoo var ya."
Çaktı tabi bizim kepçe kulak.
"O tarz şeyler almak için Apgujeongdaki ara sokaklara girmen lazım. "
"N-ne? Saçmalama. B-ben sadece Kyungsoo neleri sever diye soracaktım. "
"Valla ne yalan söyleyeyim beni sever, Luhan'a bayılır, Sehun'un yeri ayrı tabii, sonra bi de Suho var, e Lay-"
"CHANYEOL! "
" Tamam ya. Yemek yapmaya bayılır o. Bi de yaptığı yeni tarifleri denettirmeyi. Yanlış anlama, harika yemek yapar ama, onunla aynı mutfakta 2 saatten fazla kalırsan, 200 kilo olursun , benden söylemesi. "
'Mutfakta 2 saat? HARIKA AMK.'
" Peki numarasını verir misin?"
"50 $ rica ediyorum. "
"N-ne?"
"Bedava mı sandın?"
"Boşversene. Sehun'dan alırım ."
"Onun daha ucuza vereceğini kim söyledi? "
"Lanet olsun. "
* * * *
" Alo?"
"O-oh. Selam Kyungsoo. B-ben Kai."
"Oh, selam Kai."
"Ş-şey ben, beraber yemek sınıfına gitmek ister misin diye merak ediyordum da."
"Oha ciddi misin? Kimse gelmez genelde. Harika olur bu! Peki ne zaman? "
"1saat sonrasına ne dersin? "
"Mükemmel! "
"O zaman sonra görüşürüz! "
"Annyong! "
* * * *
Kyungsoo aynanın karşısına geçti.
'Keşke biraz daha uzun ve geniş omuzlu olsaydım. (Gerek yok aslında) '
Saçlarını hafif jöleyle dağıttı. (Wolf klibindeki saç)
Yüzüne krem sürdü.
'Ya benden hoşlanmazsa?'
'O zaman neden beni çağırdı? '
'Acaba sinirlenince kendini Tutamıyor mu?'
'Yaptığım yemeği beğenir mi?'
(Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi? )
"Do Kyungsoo, fighting! "
Ve üstünü değiştirdi.
* * * *
1 saat sonra Kai yemek sınıfının önünde Kyungsoo'yu bekliyordu.
-Aslında 15 dakka erken gelmişti-
En sonunda uzaktan Kyungsoo'yu gördü.
'Tanrım, onu burda yiyip bitirebilirim.'
Istemsizce sırıttı.
Kyungsoo ona el salladı.
" S-selam Kai."
"O-o, selam Kyungsoo. İçeri geçelim mi?"
Kyungsoo evet anlamında başını salladı.
* * * *
Kyungsoo bir yandan pişiriyor, bir yandan anlatıyor, bir yandan da yaptıklarını Kaiye tattırıyordu.
" Nasıl? "
"Çoook lezzetli. "
'Ama senin kadar değil .'
Kyungsoo gülümsedi ve işine devam etti.
Kai onu izliyordu.
İzleye izleye doyamıyordu.
Kyungsoo onun bakışlarını hissetti ve heyecanlandı.
Normalde mutfakta hiç hata yapmazdı ama Kai yüzünden bu sefer hata yaptı ve elini yaktı.
" AAGH!"
"Yah! İyi misin neyin var?"
"E-elim"
"Olamaz yanmış! B-bekle!"
Kai hemen ilk yardım dolabından merhem ve sargı bezi aldı.
Kyungsoo elini utangaçca uzattı ve Kai dikkatle merhemi sürdü.
Kyungsoo ile aralarında çok mesafe yoktu ve Kyungsoo ona bakıyordu.
'Gerçekten gördüğüm en güzel yüz. '
Kai işini bitirdi ve ona gülümsedi.
" İyi misin? "
"E-evet."
"Daha fazla yemek yapamazsın sanırım. Toplayıp gidelim istersen? "
"Tamam."
Kyungsoo ve Kai toplamaya başladı.
Kai ona yapmamasını söylüyordu ama Kyungsoo bu inat etti mi durdurabilene aşk olsun.
Elini tam kullanamadığı için ıslak bezi elinden düşürdü ve üstüne bastı.
" OOGGH!"
Kurt hızı değil mi? Kyungsoo tam düşerken Kai yetişti ve onun düşeceği yere yattı ve Kyungsoo onun kucağına düştü.
Güm güm güm
Kyungsoo kıpkırmızı olmuştu .
Kai ise sürekli ona bakıyordu.
Kai Kyungsoo'nun omzundan tuttu ve oturur vaziyete getirdi.
Şimdi ikisi de yerde oturmuş birbirlerine bakıyorlardı.
" Do Kyungsoo. Açık konuşacağım.
İlk gördüğümden beri sana aşığım.
Kurt olduğum için sana yaklaşmak istemedim ama daha fazla yapabileceğimi sanmıyorum. Senden hoşlanıyorum. Benimle çıkar mısın? "
"..."
Kyungsooyakırmızıçokyakışıyor.jpg
"Y-yoksa-mmph! "
Kalp şeklindeki o dolgun dudaklar şimdi kendi dudaklarındaydı.
Masum bir öpücüktü.
Tatlı bir öpücüktü.
Kyungsoo'nun öpücüğüydü.
Ve bu evet anlamına geliyordu.
Kai gülümsedi ve ona sarıldı.
" Beni reddedersin diye çok korktum."
"Benden hoşlanmazsın diye çok korktum."
"Saçmalama! Şu an seni yiyip bitirebilirim! "
Kyungsoo ciddileşti.
" S-sen insan yemiyordun hani?"
"Melek yemiyorum demedim ama!"
Kyungsoo daha da utandı ve ellerini yüzüyle kapadı.
Kai elleri çekti.
" Yapma. Beni bu manzaradan yoksun bırakmaya hakkın yok!"
" Kai sen, dışarıdan bakınca kötü bir playboy gibi görünüyorsun ama aslında, yani..."
"Lanet olsun çok iyi göründüğümü biliyorum. Ama o tarz şeyler, hayır bana göre değil. Ve sen Do Kyungsoo, hayatımda gördüğüm en güzel varlıksın."
Kyungsoo kıkırdadı.
Hiç olmadığı kadar mutluydu.
* * * *
İkili şimdi el ele yemek sınıfından ve Kampüsten çıkmış, sinemaya gitmiş ti.
Saat 8 olduğunda parkta yürüdüler.
Etrafta kimseler yoktu ama Kyungsoo korkmuyordu, nasılsa yanında Kai vardı.
Üşümeye başladı ve Kai bunu fark etti.
" Seni saracak hırkam yok ama sanırım kollarımı kullanabilirim. "
Kyungsoo kızardı. (2571717.kez)
Ve Kai ona sımsıkı sarıldı.
Sanki elinden kayıp gidebilirmiş gibi.
Sanki gerçekten yeryüzüne bir melek gelmiş de, herkes onu almak için uzanıyormuş gibi.
Do Kyungsoo.
" Vay vay vay. Burda kimler varmış böyle? "
'Lanet olsun. Vampirler. '
" Bizim koyu tenli kuçu kuçu ve minik yavuklusu ha?"
" Defolun burdan."
"Kepçe kulak nerde? Ya da 2 metrelik Sırık? Asık surata noldu peki? Kuçu kucu sürüsü ayrıldı mı yoksa? "
" Size Defolun dedim."
Kyungsoo ellerini Kai'nin tişörtüne gömdü ama korktuğunu belli etmemeye çalıştı .
Korkmamalıydı.
2 kişiydiler vampirler.
Ve pek de arkadaş canlısı durmuyorlardı.
" Hadi biraz oyun oynayalım ha?"
"Bana uyar. Kyungsoo, geride dur ve sakın yaralanma. Seni seviyorum. "
Bu sözler Kyungsoo'nun kalbini ok gibi demişti.
Hayır olmaz.
Kyungsoo korkup geride durmaz.
Ama savaş çoktan başlamıştı.
Kai aniden kurt oldu ve Kyungsoo onu hayranlıkla seyretti.
Vampirlerin 1i hallolmuştu.
Ama fuuuccccc
İkincisi çok güçlüydü.
Ve Kai'yi hafif de olsa yaralamıştı.
Kyungsoo bunu görünce dayanamadı.
Ağlıyordu.
" K-kai.."
En sonunda diğer vampir de yok oldu , Kyungsoo Kaiye koştu. Ve kurdu okşadı.
" Seni koruyamadım Kai. Ben bir beceriksizim. Güçsüzüm. ."
Kurt acı acı uludu ve Kai eski haline döndü.
Sımsıkı sarıldı.
" Saçmalama Kyungsoo. "
"A-ama bu doğru. Bak, kolun kanıyor. "
"Basit bir yara, ve ben bir kurdum ve bu çok normal. "
"B- belki ben de senin gibi olsayd-"
"Hayır kyungsoo. Senin hayatını mahvedemem."
"Ama bu haksızlık! Yani sen hep beni koruyamazsın, ve ben bir gün öleceğim ama.."
Hıçkırarak ağladı ve koşmaya başladı.
(Hasta mıdır nedir kurttan nasıl kaçıcaksa)
Kai hemen onun bileğini kavradı ve kendine çekti.
"Bundan emin misin?"
Kyungsoo'nun gözleri parladı.
" Hem de hiç olmadığım kadar."
Kai iç çekti.
Ona acı çektirmek istemiyordu.
Ama Kyungsoo isterse yapacaktı.
Ve onunla sonsuza kadar beraber yaşayacaktı.
Kyungsoo boynunu yan yatırdı ve Kai ona arkadan sarıldı.
" Seni seviyorum Kai."
Ve Kai dişlerini batırdı.
