6

110 92 7
                                    

sadece.. susuyordum. beni bitiren ailemi düşünüyordum. sonra ben ne yaşadım diyordum. Ben ne mi yaşadım? Ben bir yalan yaşadım? ben hayatın gerçeklerini yaşadım.. ben kandırıldım.. ben ezildim.. ben hor görüldüm.. ben yaşadım mı?

aslında ben hiç yaşamadım. ben sadece bir seyirciydim. ben hayatı izlemekte olan o küçük kızdım. ben her şeyi silen sadece yaşamak zorunda tutulduğum hayatı yaşamaya çalışan kişiydim.  

"Ben.."

ne ben? dudaklarımın arasında çıkan o saçma kelimeye şöyle bir dönüp baktım. ben diye bir şey var mıydı öncelikle? hayır yoktu.. 

"Üzgünüm." 

Ben mi daha kötü durumdaydım yoksa Yunus mu.. Tabii ki de Yunus daha kötü durumdaydı.  

Elleri hala omuzlarımdaydı. gözlerindeki o acıyı görebiliyordum. o tükenmişliği.. hayal kırıklığını.. her şeyi görebiliyordum. 

usulca omuzlarımda duran ellerini kavradım. onu kendime çektim. ve sarıldım. 

evet. normal olarak elbette böyle bir şey yapmam. ama şuan ikimizinde birbirimize destek olmaya ihtiyacı vardı. 

başı omzuma düşerken ağladığını derin iç çekişlerinden anlayabiliyordum. burnunu boynumun boşluğuna koyup derin bir iç çekti. hemen ardından sanki üzerimde tiksindirici bir şey varmış gibi beni ittirdi. gözyaşlarını silerek arkasına dönüp arabaya doğru yol aldı. sürücü kapısını açarken ona yetişip bu halde araba kullanmaması gerektiğini gösteren bir bakış attım.  beni dinledi mi.. hayır. arabanın kapısını açıp sürücü koltuğuna yerleşirken arabanın anahtarını hızla elime aldım. 

 derin bir iç çekip elini uzattı "Ver şunu," 

başımı hayır anlamında sallayıp "Bu şekilde araba kullanamazsın." diye mırıldandım. 

etrafına sinirli bir şekilde bakıp arabadan hızla indi. korkudan birkaç adım gerileyip yutkundum. gözlerinin içine korkuyla bakarken arabanın anahtarını ona uzatmaya hazırdım. ama o arabanın kapısını sertçe kapatıp "kapıları kilitle."  dedi. hemen ardından ise yolda geçmekte olan taksiyi durdu. anahtarın düğmesine basıp kapıyı kilitledim hemen ardından taksinin arka koltuğunda yerimi aldım. 

Başımı usulca cama yaslayıp sokak lambalarını tek tek geçişimizi izliyordum. olan biten  her şeyi düşünü bundan sonra ne olacağını.. nasıl davranacağımızı anlamaya çalışıyordum. 

***

gözlerimi usulca açtım.  perdenin arasından sızan güneş tam gözüme vuruyor  gözlerimi kamaştırıyordu. yorgundum. bedenim yataktan çıkmamak için adeta bir savaş veriyordu. göz kapaklarımı minik uykular asılmış gözlerimi kapamaya çalışıyordu.

ama bu gürültüde uyumak ne mümkün?

"Yunus! Dur dedim sana!"

hilal çığlık çığlığa bağırırken aniden kendime  gelip yataktan fırladım terliklerimi bile adam akıllı giyemeden sese doğru hızla gittim. Yunus tüm eşyalarını gelişi güzel valizine doldururken Hilal onun kolunu tutmuş yalvarıyordu. 

"Lütfen gitme, beni bir dinle önce-"

"KES SESİNİ!" Hilal'i ittirip valizini kapattı. bir an gözlerimin içine baktı. hemen ardından hızla odadan çıkıp merdivenleri tek tek indi. Hilal onun peşinden koşarken olan biteni anlamaya çalışıyordum.  Dış kapının sert bir şekilde kapanmasının ardından Yunus'un bir daha bu eve adımını dahi atmayacağını anladım. 



ALETAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin