1.6 Yeager

31 15 11
                                    

"Alfa sana ne gösterdi?"

Damarlarımda ki kan bile donarken çaktırmadan yutkundum. Bunu nereden biliyor? Tarzında sorular beynimi kemirirken komutana yandan bir bakış attım. Eğer geç cevap verirsem bir sorun olduğunu fark ederdi, hemen cevap versem sanki ezbere konuşuyormuşum gibi olurdu. Zar zor bulabildiğim sesimle saf ayağına yattım.
"Neyden bahsediyorsunuz?"

Kaşlarını alayla kaldırıp bana çarpık bir gülümsemeyle baktı. Bu bakış daha çok 'çocuk mu kandırıyorsun sen?' der nitelikteydi.
"Neyden bahsettiğimi ikimizde çok iyi biliyoruz Rüzgar, alfa. sana. ne. gösterdi?"

Son cümlesini bastırarak söylemesi şuan ki durumumda ürkütücüydü. Kendi kendime bahaneler üretip sonunda saçma olduğuna karar verirken alfanın sesi kulaklarıma doldu.
"Fatih herşeyi biliyor Rüzgar. Bize ait olan diğer kişidende haberi var. Ona herşeyi anlat"

Bize ait olan diğer kişi

Cümle kafamda defalarca dönerken bu kişinin kim olduğunu istesemde tahmin edemiyordum. Kimseyi tanımıyor ve davranışları hakkında yorumda bulunamıyordum.
"Söyleyecek misin artık?"

Daldığım noktadan bakışlarım Fatih komutana döndü. Bana beklentiyle bakan gözlerine donuk bir halde bakakaldım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, ne söylesem dinerdi kafamın içinde ki savaş bilmiyorum. Tam ağzımı açmış konuşacaktım ki kapının açılmasıyla derin bir nefes aldım. Mükemmel bir zamanlamaydı, Toprak ağır adımlarla odaya girip önce Fatih komutana baktı. Neden burada olduğuna anlam veremiyor gibiydi ki bende öyleydim. Daha sonra bana baktı.
"Nasıl hissediyorsun?"

Üstüm belime kadar kandı, iyiyim desemde inanması zordu. Bunun gibi daha yerde dolu kurumuş kan vardı. Bu kadar kanı döküp vücudum nasıl kan kabul etmezdi aklım almıyordu.
"Gayet iyiyim"

Anladığını belli eder bir şekilde başını ağır ağır salladı. Gözlerimin akı sızlamaya başladığında hızla gözlerimi kapattım. Zorda olsa gözlerimi aralayıp ayağa kalktım ve aceleyle tuvalete daldım. Kapıyı kilitlediğimde Toprak bana seslensede umursamadım. Aynanın karşısına geçtiğimde bu manzarayı tabiki de beklemiyordum. Mavi olan gözlerim sarımtırak bir hale dönmüştü ve sanki yaş süzülüyormuş gibi kanlar dökülüyordu.
"Rüzgar, Rüzgar aç kapıyı iyi misin?"

Toprak ard arda kapıya vururken vücudumdan akan kan yüzünden halsizlik çökmüştü. Sırtımı duvara yaslayıp yere kaydım. Kendimi ayakta tutmaya halim yoktu. Gözlerimden akan kan önce yanaklarımı sonra boynumu kaplıyordu. Bu kanamalar ne zaman dinerdi bilmiyorum. Fatih komutanın sesi kulaklarımı doldurduğunda pozisyonumu hiç bozmadım.
"Toprak onu rahat bırakmalısın, şimdi çıkacaktır"

Bu adamın iyi gibi davranması bile sinirlerimi bozmaya yetiyordu, benim kafamda bir kere de olsa deli imajı yaratmıştı kolay kolay unutamıyordum. Genzime yükselen metal kokusuyla istemsizce öğürdüm, sırf bu acıyı çekmemek için kafama bile sıkabilirdim. Aniden öğürmem ve kanamam kesilince derin bir nefes aldım. Az önce destek aldığım duvardan tekrar destek alarak ayağa yavaşça kalktım. Aynanın karşısına geçip önce kırmızıya boyanmış suratıma sonra gözlerimin rengine baktım. Yine eski rengi olan maviye dönmüştü, başımı musluğa eğip bol suyla yüzümü yıkadım. Yanda ki makası alıp elbisenin kolunu omzuma kadar sıyırdım.

Şimdi yapacağım şey mazoşist olduğumdan falan değildi sadece tahminlerimi doğrulamak istiyordum. Derin bir nefes alıp makası koluma sapladım, diğer elimle de ağzımı kapattım. Makas fazla derine inmiş olsa gerek canım çok fena yanıyordu. Hışımla makası geriye çektiğimde olması gerektiği gibi kırmızı kan akmadı. Vücuduma girip beni dönüştüren mavi sıvı akıyordu, sıvı elime doğru akıp daha sonra toparlanarak yaranın içine geri girdi ve yara kapandı. Bu şok edici olayda kılım bile kıpırdamamıştı, hayatım adeta trajikomik bir hal almıştı.
"Benim kanım artık senin damarlarında akıyor Rüzgar, bunun ne anlama geldiğini zamanla anlayacaksın beta"

Tanrısız EvrenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin