"Hayat ne garip değil mi? Bazılarında hayat şans ile doluyken bazılarıda kelebeğin kanatlarına ulaştığı gün b*ka saplanması kadar şanssız oluyor" elimde taze fasulye ayıklarken bunların aklıma gelmesi ne ironi değil mi? Elimdekileri leğene koyduktan sonra yenisini alırken enseme yediğim beş kardeş "şılapppp!" diye ses çıkardı. E tabi ardından kafam leğene doğru gitti ve kaçınılmaz son,leğene girdim.
"Anne ne yapıyorsun ya?!!! Öyle vurulur mu ense köküm acıdı yeminle!" dediğimde bana kaşları çatık bakıyordu.
"Asıl sen nasıl konuşuyorsun? B*k falan öyle kelimeler yakışıyor mu sana? Benim prenses kızım oluyor mu böyle kelimelerle konuşmak?" az önce beynimi yerinden çıkartan bu kadın olmasaydı şuan gülümseyerek yanağımı okşadığına kanardım.
"Ne haksız mıyım? Şu leş hayatımızda olmasaydı daha iyi olurdu" başımla yandaki sızmış baba demeye dilimin varmadığı yaratığı işaret ettim.
"O leş hayatımda olmasaydı sen olmazdın"
"Çokta önemli bir detay değilim, keşke benim için yakmasaydın kendini" yüzümü buruşturarak söylediğim cümle ile ikinci şaplağı yiyeceğimi düşündüm ve... Beynimi eşek arısı soksun, düşündüğüm hep başıma gelir zaten. "İyi alıştın sende bu beyin bana lazım Fatma hanım" deyip burnumu havaya kaldırdım. Hemen tribime karşı gülümseyip çenemle kendine çevir başımı.
"Sen benim kızımsın, sana ben öğrettim trip atmayı. O yüzden sökmez bana" deyip yanağımı sıktı. Öğkk sanki küçük çocuğum ya.
"Hala geçen gece kafasını kıranın Hüseyin amca olduğunu sanıyor değil mi?"
"Evet. Hüseyin'de sarhoştu Allah'tan, yoksa elinden kurtaramazdım seni"
"Bıraksan halledeceğim bu leşi ama izin vermiyorsun!" küskün şekilde söylediğim ile elindeki fasulyeleri tamamen bırakıp ellerimi,ellerinin arasına aldı ve öptü.
"Sen şu kirle kaplı hayatımızda tek masum olansın. Seni temiz tutmak için her şeyi yapıyorum. Baban bile olsa kimseye bulaşma"
"Bu devirde babanı bile döveceksin annecim" deyip öpücük attım. Beraber kıkırdarken, homurtulu sesler ile ayı uykusundan uyandı.
"Sessiz olun lan! Beynimi s*ktiniz"
"Olmayan şey s*kilmez şansına küs" homurtumu duymadı. Hoş duysa da umurumda değil, geçen gece nasıl yardıysam kafasını yine yararım. Annem gözleriyle mutfağı gösterip beni yolladı. Aynı ortamda bulununca insan gibi konuşamıyorduk, daha çok karşılıklı sövüşüyorduk.
Mutfağa girdiğimde derin nefes ile nasıl bu hale geldiğimizi düşündüm.
Küçüktüm daha 4 veya 5 yaşında, babam işten kovulmuş sinirliydi eve geldiğinde. O zamanlar baba derdim kendisine, işten atıldıktan sonra insanlıktan da atıldı sanki. Her gece içer eve öyle gelirdi. 1 sene sonra içmekle yetinmedi annemi döverek rahatlama tekniğini keşfetti(!) , her gece döver sonrada sızardı. Ben küçüktüm annem beni odaya kitlerdi, bana da vurmaması için annem kendini öne atardı. Anneydi işte can dediğinin canı yanmasın diye kendi canının yanmasına izin verirdi. İki sene sonra evimizden taşındık 1+1 eski bir eve taşındık, duvarlarındaki alçının döküldüğü yerine yosun tuttuğu bir ev. Annem temizliğe gitmeye başladı, yetmedi dikiş-nakış işi yaptı geceleri. Beni bir şekilde büyüttü, bu adamında yaşamasına izin verdi. Aklım başıma geldiği ilk zamanlar yalvarmaya başladım boşanması için, 10 yıldır yalvarmaya devam ediyorum ama hala olmaz diyordu. Bu sene 18 olacaktım ve lise bitecekti, üniversite okumak istesem bile çalışmam gerekiyordu. Annem çok yorulmuştu yıllardır,benimde bir an önce işe başlamam gerekiyordu. Annemin hep bana doğduğum gün olanları anlatması beni o adamı öldürmemem için durduran tek şeydi:
Kadın ve adam hayatlarına giren muhteşem varlığa bakıp dolu gözlerle izliyordu. İkisininde ailesi yoktu ama bu aile kurulamayacağını anlamına gelmiyordu. Kemal hayatında bir melek varken şimdi ikinci meleğin gelmesinin mutluluğunu, Fatma ise bu adamı baba yapmanın gururunu yaşıyordu.
"Fatma şuna baksana ne kadar küçük?" diyerek tuttuğu minik parmakları öptü narince.
"Öyle... Sanki oyuncak gibi değil mi? Bizim olduğuna inanamıyorum Kemal.." gözyaşları bu anı bekliyormuşcasına aktı bir bir. Hayatlarına giren bu masum şey çok güzeldi. "İsmi ne olacak Kemal? Hiç düşünmedik"
"Düşünmedik çünkü erkek olacak sanıyorduk" eğleniyordu şuan hep istediği kız evladına kavuşmuştu. "Bana onun kız olduğunu müjdelediklerinde Armağan olsun diye düşündüm ama şimdi aklıma geldi Büşra koyalım"
"Öyle bize müjdelendi değil mi bu melek?" kafasını belli belirsiz salladı adam.
"Müjdeli haberlerin en güzeli"
****
Kapının sertçe vurulmasıyla sıyrıldım annemin her anlattığında ağladığı anıdan. Benim haberimi müjdeli haber olarak gören o adam şimdi neredeydi? Gene gitmişti işte daha akşam içtiğinin etkisi geçmeden yenilemeye gidiyordu o zehri. Alışmıştım artık bu duruma, dayaklarınada alışmıştım ama sadece anneme yaptıklarına alışamamıştım.
"Büşra gene daldın gittin güzel kızım."
"Yoruldum artık anne şu ellerinin haline bak çalışmaktan paramparça oldular, o ise gece gündüz içip üzerine birde seni dövüyor."
"Büşra ne konuşmuştuk biz seninle, hani ilerde okuyup mesleğini eline alınca çok mutlu olacaktık bana bu günleri aratmayacaktın hani."
"Anne bizim hiç akrabamız yok mu? Neden bize yardım etmiyorlar? Yardıma ihtiyacımız olduğundan değil ama, en azından babamı alkolden belki vazgeçirebilirler anne..
"Malesef kızım ben zaten ailemin tek çocuğuydum annem ve babam öldükten sonra hiç kimsem kalmadı sizden başka. Babanın akrabaları beni istemedikleri için hiç oralı olmazlar."
"Sana söz anne ben seni çok mutlu edeceğim üniversiteye gider miyim bilmiyorum ama senin yüzünün gülmesi için her şeyi yapacağım söz veriyorum."
O an annemin gözünden iki damla yaş aktı belkide o adamdan asla kurtulamayacağımızı düşündüğü için akmıştı o yaşlar.
Hayat derin bir bataklık değil midir zaten? Kimini bir girdap misali acıya, yalnızlığa, çaresizliğe ve sonsuz mutsuzluğa sürüklerken. Kimini tam aksine rahata, huzura, sevgiye ve sonsuz mutluluğa sürükler.
Adil olmayan hayat mı? Yoksa insanlar mı? Yada bu haksızlığı bizler mi yapıyoruz kendimize? Bilmiyorum. Belkide biz yapıyoruzdur, mesela annem geçmişi silip yeni bir gelecek inşa etse yalnızca onun ve benim olduğum bir hayat. Bir gün olur belki kurtuluruz ondan, çok ileride! Artık bir şeyi çok iyi biliyordum, babamda olsa hiç bir erkek güvenilir değildi. En azından benim için artık öyleydi.
Ama şuan bunlardan daha önemli bir şey vardı oda o masumdu. Böyle bir hayata gelmemesi gereken yeni bir beden, yeni bir can..
Ve bölüm sonu. Yorum ve votelerinizi bekliyorum, yazım hatalarına dikkat ediyorum ama genede eğer hatam varsa yorumlarla belirtirseniz size minnettar olurum. Yeni bölümde görüşmek üzere, mucukss öpüldünüz..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KAD£RİN TANGOSU~
Подростковая литератураGitme ne olur ben sensiz nasıl yaşarım. Gitmek zorundayım affet beni. Beni bırakamazsın sensiz ölürüm ben sen gidersen ben kalamamki. Hiş ağlama kıyamam ki ben sana, bak benim hikayem kötü başladı sonra sen geldin güzelleşti, şimdi güzel bitiyor. Bi...