Selam bu bölümü erken attım çünkü yirmi gün kadar bir süre bölüm atamayacağım. Üzgünüm sizleri seviyorum kendinize cici bakın..
Anlıma konulan öpücük ile gözlerimi araladım. Berk bana bakarken gözlerinde ki o sevgiyi görmek ruhumu ısıtıyordu. Diğer erkeklerin yerine bana kardeşi gibi yaklaşıyor her derdime koşuyordu.
"Günaydın uykucu." dedi biraz geri çekilip, arkasına yaslandı ve kafasını bana çevirdi.
"Günaydın geldik mi?" diye sordum. Beni kafası ile onayladığında biraz gerildim ve kendimi toparlayarak arabadan indim.
"Berk ben çok uğraşmak istemiyorum ya normal sade bir elbise alalım." dedim içeriye girerken. Gördüğüm ilk mağazaya ilerlerken konuşmaya devam ettim.
"Hatta buradan alalım."
Mağazaya girmiş renk ve modele göre ayrılmış olan kıyafetlere bakarken siyah olanlara yöneldim. Bu ruh halim ile anca siyah giyebilirim.
"Annenin bu renk hakkındaki düşüncelerini biliyorsun." dedi Berk benim ile ilerlerken elime gelen siyah askısız elbiseyi askıdan alıp incelerken ona omuz silkmekle yetindim.
"Yeter artık umurumda değil. Bu benim hayatım ve ben kendi tercihlerini yaşamak istiyorum. Annemin istediği bir bedene sahibim hatta onun istediği bir gösterişe ama ruhum benim. Kendi ayaklarımın üzerinde durup iyi bir üniversite de hukuk okuyacağım. İyi bir avukat olup kadınlara yardım edeceğim." dedim ve elimdeki elbise ile kabine ilerledim. Üzerimde ki formadan kurtulup elbiseyi hızla üzerime geçirdim. Straplez olan elbisenin sırtı belime kadar açıktı ve dolgun göğüslerimi de iyi gösteriyordu. Kabindeki aynadan kendimi süzdüm önce, gayet güzel olduğuna karar verip dışarıya çıktım. Berk beni baştan aşağı süzerken gözleri biraz değişse de sakin kalmayı deneyerek gözlerini kapattı. Onun bu hali biraz garipti ama biliyordum ki diğer erkekler gibi değildi. Derdi seks olmayan çok az insan vardı bu devirde sadece bizim gibi kardeş kalan insanlar bir elin parmakları kadardı. Bende zamanla alıştım onun bu hallerine garip gelmiyor artık. Sonunda gözlerini açtı ve gözlerime bakarak o sevdiğim ses tınısı ile konuşmaya başladı.
"Bu gece yanımdan ayrılmıyorsun." dediğinde cümledeki emir kipi gözlerimi devirsem de takmamayı deneyerek.
"Tamam abicim." dedim o ise bu dediğime sadece silik bir tebessüm yolladı. Kabine geri girip kendi kıyafetlerimi geri geçirdim. Berk elinde bir ayakkabı kutusu ile beni kasada bekliyordu.
"Ben ödeyeceğim." dediğinde derin bir nefes aldım. Ve cüzdanımı elime aldım.
"Berk annemi biliyorsun sen ödeyemezsin ayrıca elbisenin parasına fazla önem veriyor. Sonuçta ben onun kızıyım ucuz bir şey giyemem. Ekstıralarıma bakıyor ve ben onunla bir sorun yaşamak istemiyorum." dedim
Evet annemin en saçma takıntısı buydu belki ama asla başkasından bir şey alamaz bir şey giyemezdim. Giydiğim şeyler ise hep pahalı ve kaliteli olmak zorundaydı. Ben bu düşünceler ile boğuşurken elbisemi almıştım bile.
"Ne yiyoruz?" diye sordu Berk.
"Karışık pide?" dedim.
Evet pizzada güzeldi ama karışık pide çok ayrıydı.
"Domatessiz ve yumurtasız?" dediğinde gülümsedim beni benden iyi tanıyordu.
"Tabii ki."dediğimde çoktan yürüyen merdivenlerin başındaydık benim bir kaç düşme tehlikem den sonra her zamanki mekanımıza gelmiştik. Berk siparişleri verirken ben cam kenarındaki masaya geçmiş aşağıdaki insanları izliyordum. Hayat fazla hızlıydı bana göre çok yorucu ve çoğu detay gereksizdi. Annem aklımdan hiç çıkmıyordu, beni sevmemesine bir türlü anlam veremiyordum ve haklıydım da. bazen onun kızı gibi hissetmiyordum kendimi benden bu kadar nefret etmesi, ben bakışlarında küçük bir sevgi kırıntısı ararken onun gözleri uçsuz bucaksız nefretle doluydu. Kendimi hep suçlu hissettiriyordu bana ama benim ona karşı hiç bir zaman yanlışım olmamıştı ki. Benden nefret etmesine rağmen dokuz yaşına kadar ona sığındım ben. Beni kucağına alıp öpmese de, sıkıca sarılmasada o uyuduğunda ben sarılırdım ona bunca nefrete rağmen. Beni kırsa da geceleri anne diye ağladım ben tabi o hiç gelmedi. Artık kendi duvarlarımı ördüm biliyordum bunca nefreti hak etmediğimi, daha fazla kırılmamak için ördüğüm duvarların arkasına saklanmıştı. Beni anlayan yalnızca Berk vardı. belkide bir gün o duvarların üzerime yıkılacağını bilerek saklandım duvarlar ardına. O duvarlar sadece Berk için yoktu.
"Eziyet etme daha fazla da ye."
Anlamsız bakışlarla ona baktığımda önümü işaret etti. Elimdeki pide parçası ile oynadığımı hatta geldiğini bile yeni fark etmiştim.
"Yapma bunu kendine. Annen seni seviyor Deniz o sadece." durup doğru kelimeyi düşündü bir süre bu sırada da ağzına bir parça pide götürdü ve düşündüğünü saklamaya çalıştı. Aslında bu çabanın hatta konuşmanın saçma olduğunu ikimizde çok iyi biliyorduk ama o inatla reddediyordu.
"Değişik biri." dedi sonunda sonra da elini elimin üstüne koydu. "Son senemiz Deniz sonra alıp başımızı gideceğiz. Sadece ikimiz. Annenden uzağa."
Elimdeki eline baktım bir süre. Benimle geleceğini söylüyordu ama ben nedense inanamıyorum. Kimse kimsenin yanında sonsuza dek kalamazdı Berk'in de gideceğini düşünüyordum. Elimi elinden çekip tabağı ileriye ittim.
"Gidelim saat zaten geç oldu daha kuaföre gideceğiz." dedim iştahım tamamen kesilmişti.
"Pekala." dedi ama durumdan memnun değildi.
Berk hesabı öderken ben poşetleri alıp ilerlemeye başladım. İlk bulduğum kuaföre girip kendimi koltuğa attım. Zaten düz olan saçlarımın uçlarına kalın maşalar yaptırdım ve tepeden topladım. Makyajımı da halledip kendimi ağda odasına attım. Formalardan kurtulup elbisemi ve ayakkabımı üstüme geçirdim. Artık annemin kızı olmaya hazırdım. Nihayet hazırlanmam bittiğinde ayağa kalkıp çıktım bana arkası dönük olan Berk'in omuzuna elimi koyduğumda bana döndü ve donmuş yüz ifadesiyle yüzüme baktı. Bir süre öylece süzdü beni ve ellerini yüzümün iki tarafına koyup dudaklarını araladı.
"Deniz benim sana bir şey söylemem gerekiyor!.."
Yorum ve vote yi unutmayalım.😉 gelecek bölûmde yorum ve vote için sınır koymayı düşünüyorum sizce kaçla başlamalıyım?..
![](https://img.wattpad.com/cover/102264715-288-k433626.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KAD£RİN TANGOSU~
Ficção AdolescenteGitme ne olur ben sensiz nasıl yaşarım. Gitmek zorundayım affet beni. Beni bırakamazsın sensiz ölürüm ben sen gidersen ben kalamamki. Hiş ağlama kıyamam ki ben sana, bak benim hikayem kötü başladı sonra sen geldin güzelleşti, şimdi güzel bitiyor. Bi...