Draco Malfoy sırılsıklam olmuş alnından gözlerine düşen ter damlasıyla gözlerini açtı.
Üzerinde bilinci kapanmadan önce yere attığı battaniye vardı.
Koltukta oturur pozisyona geçip alnına yapışan saçları geri itti elleriyle. Daha önce hiç bu kadar terlememişti. Daha önce neredeyse hiç üstü örtük bir şekilde uyumamıştı.
Battaniyeyi yavaşça üzerinden iterek koltuğa bıraktı. Sanki incitmemesi gereken bir şey gibi hissetmişti. Dirseklerini dizlerine yerleştirip elleriyle önce yüzünü ovuşturdu. Ellerine bulaşan terle yüzünü buruştururken saçlarını toparlamaya çalıştı fakat daha da dağılmasına sebep oldu.
Tek hareketle üzerindeki kazağı çıkardı ve umursamadan kazağı herhangi bir yere fırlattı. Ter iğrenç bir şeydi. Şükrediyordu ki ortak alan boştu, herkes yatakhanelerinde olmalıydı. Bunca zaman uyanmamış mıydı? Onlarca insan ses yapmış, bağırmış çağırmış ve o uyanmamış mıydı?
Sinirle saçlarını çekiştirdi fakat neye sinirli olduğunu bilmiyordu.
Granger'ın üzerini örtmesine mi?
Hayır, sebepsizce bvardıinirli değildi. Sinirli olduğu şey... sinirli olmamasıydı. Granger'a kızmamıştı. Kızamamıştı. Draco Malfoy, ilk kez üzeri örtüldüğünde uyanmamıştı.
Gözleri ortak alanın köşesindeki duvarda asılı ona saate kaydı. Güneş birkaç saat sonra doğacaktı. Tekrar uyuyamayacağını biliyordu, bu yüzden duş almaya karar verdi. Duştan çıktıktan sonra üzerine giymek için bordo kazağını ve siyaf kadife pantolonunu aldı.
Üzerindekilerden kurtulup duşa girdi ve ekim ayında olmalarını umursamadan soğuk suyu açtı. Tenine çarpan soğuk suyla ürperse de birkaç saniye alışmak için bekledi. Duvara sabitli olan ahizeden vücuduna akan su her geçen saniye onu daha da rahatlatıyordu. Başını geriye attı ve suyun yüzüne çarpmasına izin verdi.
Soğuk su önce sarı saçlarına hal hatır soruyor, daha sonra kirpiklerine selam veriyor, çıkık elmacık kemiklerinin üzerinden yuvarlanıp dudaklarına ulaşıyordu. Soğuğa mâruz kalması sebebiyle dudakları hafif morarmaya başlamıştı, damlalar o mor dudakları da ziyaret etti ve en son biçimli çenesinde durup bir nefes aldı. Bu güzel yüzde seyahat etmek onu yormuş olmalıydı.
Draco Malfoy ise kapalı gözleriyle orada öylece suyun vücudundan akmasına izin veriyordu. Vücudu arınıyordu fakat ruhu için aynı şeyi söyleyebilir miydi?
Suyun zihnine ulaşamadığı ve ruhunu arıtamadığını çok uzun zaman önce öğrenmişti.
Zihni ve ruhu arıtan bir şeyin olmadığını çok uzun zaman önce öğrenmişti.
İnsanların kalbini kırdığında suyun altına girip kibrini arıtamadığında öğrenmişti. Sadece kendisini düşünüp insanları tehlikeye attığında ve suyun altına girip bencilliğinden arınamadığında öğrenmişti. Onu şu an olduğu kişi olmaya iten kanını suyun altına sokup safkanlığını bulandıramadığında ve su, üzerindeki etiketi yok edemediğinde öğrenmişti.
Çenesinde dinlenmiş olan su damlası boynundan usulca kaydı. Adem elmasını okşayıp köprücük kemiklerine ilerledi. Soğuk su dokunduğu yerleri serinletiyordu fakat Draco Malfoy aynı şekilde hissetmiyordu. Vücuduna değen her bir damla onu daha da yakıyordu. Bunun sebebini anlayamasa da lanetin etkilerinden biri olduğuna kanaât getirerek gözlerini yeniden kapattı. Köprücük kemiklerine dolan su damlaları göğsünden aşağıya inmeye devam ederken Draco Malfoy saçlarını ve vücudunu yıkadıktan sonra daha fazla oyalanmadan duştan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
show me how to live · dramione
FanficGözlerini gözlerime sabitlediğinde konuşmama devam etmemi istiyor gibiydi. "Savaş çıkacak. Savaşacağız. Lanet olsun ki aynı taraftarız o yüzden bana yardım edeceksin. Kötü biri olmak zorundayım. Ne yazık ki en yakınımda sen varsın." · Bu kitap @rave...