Muhabbet amaçlı bir grubumuz var. Bu arada kore fanları dolu 😅. Hepinizi bekliyorum😊. Güven konusunu da sıkıntı yapmayın. Zaten çoğu kendi arkadaşlarım. Ve gerçekten harika insanlar. Hepsine sonsuz güvenim var. Siz de asla şüphe etmeyin. Güvenin bana 😊😊.
Bu bölüm birtanecik abla mrvermzn
Katılamak isteyen arkadaşlarım Nagihanzel ablama mesaj atabilirisiniz ya da habibetugba kardeşime mesaj atabilirsiniz. 😊
"Şey siz şu forvetçiyle ne konuştunuz ya? Vallahi merak ettim bak başka bir şey yok yani. " dedim kendimi kurtarmak adına.
"Şöyle ki ben de ne zaman soracaksın diye düşünmüştüm. Ama ne konuştuğumuzu sorarsan sana asla ne konuştuğumuzu anlatamayacağım. Çünkü bu bir sır anladın mı fındığım? 😉" dedi ve burnunu parmaklarıyla sıktı. 😠
"Biliyordum böyle yapacağını. Abiğğğ! Söylesen ne olur ya sanki? " dedim sesim hafif (!) yüksek çıkmış olabilir. 😏
"Söylersem sır olmaktan çıkar bu durum. Bu da beni bozar anlamışsındır umarım ki." Dedi gayet de soğuk aynı zamanda ciddi bir ses tonuyla. Ay sana mı kaldım ben ya?! Sonra sözlerine devam etti.
"Ama hakikatli çocukmuş vallahi ha!" Dedi güvendiğini belli eden ses tonuyla.
"Ay haspam söylemezsen söyleme sana mı kaldım ben?!" Dedi onu umursamıyormuş gibi çıkan sesimle. Ama hep -muş gibi olur zaten gerçeği olmaz 😂😂.
"Evet bana kaldın çünkü ben söylemezsem kimse sana söyleyemez anladın mı şimdi 😂?" Dedi dalga geçer gibi benimle. Son gülen iyi güler Yusuf efendi. 😠
"Yaw he Yusuf he!" Dedim onu ezikleyerek. Adamına göre muamele canım ya 😂.
"Şu an sana bir şey diyemediğime bakma zamanını var!" Dedi gülmemek için kendini tutarken.
"İnşallah canım ya bir gün o da olur merak etme." Dedim ve abimin elindeki pamuk şeker kabını da alıp çöp kutusuna doğru ilerlerken birden oruçlu olduğumuz aklıma gelince küçük bir çığlık attım.
"Hihh! E abi biz oruçluyduk ya unuttuk bak gördün mü?!" Dedim hayıflanarak ve hafif yüksek sesle bağırarak tabi.
"Abovv!!! Doğru ya biz oruç tutmuştuk bugün. Ben bunu nasıl unuttum da!" Dedi elini alnına vurup üzgün bir sesle.
"Abi ya tamam üzülme unuttuk ya o yüzden bozulmamıştır orucumuz yine de biz vakıftaki hocaları ararız sorarız için rahat olsun." Dedim rahatlaması adına.
" Haklısın biz bir de unutmuştuk yani ondan yoksa yemezdik! Allah'ım sen affet bizi." Dedi ellerini havaya kaldırarak dua ederken.
"Aminn!!!" Dedim hafif yüksek bir ses tonuyla. Eve kadar böyle yürüdük. Tabi erkeklerin olduğu yerlerde abim kafamı göğsüne iyice yasladı ben bakmayayım diye zaten bakmazdım da işte kıskançlık ya ne yapalım? 😅
Eve doğru böyle ilerledik. Zaten geldikten hemen sonra öğle ezanı okundu. Abdestimi güzelce alıp namazı yavaşça kıldım. Aşağı indiğimde Mustafa'nın boş odada Kur'an okuyordu. Doğru ya ben de başlayayım hatim için! Akşam namazından sonra hemen yemek yiyip başlarsam iyi olur.
Salona baktığımdaysa Muhammed elindeki yüzük kutusuna bakıyordu. Ayy yüzük müü? Kesin evlenme teklifi edecek Mina'ya. Ay ama iki bayram arasında düğün olmaz diyip şunu kandırmak vardı da neyse içimde kalsın artık! Abimse telefonla konuşuyordu. Tek duyduğum 'Bozulmamıştır değil mi?' sorusuydu. Galiba vakıftaki hocalardan birine sormuştur şu orucun bozulup bozulmama durumunu. Sorunun cevabını almış olacak ki yüzüne hafif tebessüm yayıldı. Bu iyi bir şeydi büyük ihtimalle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sindirella'nın Pembe Kramponu -DÜZENLEMEDE-
Espiritual~25.02.2017~ •Tüm telif hakları saklıdır. İzinsiz alınması halinde yasal işlem başlatılacaktır. ***** İnsanın ilk hücresi oluştuğunda kaderi yazılırmış alnına. Deniz'in de kaderi hüzün doluymuş demek ki... Öyle ya kırık kalbi düzelmemiş bir türlü...