2. Blok

325 28 6
                                    

Medya Tobias

Rüyamda annemi görmüştüm o kadar çok özledim ki.O anı yeniden yaşadım bu çok acı verici.
Yataktan kalkıp aynaya baktığımda terlemiş gözüküyordum.Acıkmıştım diğerleri kahvaltı işiyle uğraşıyorlardı.Tobias ortalıklarda gözükmüyordu.
"Hey Gleen Tobias nerede?"
Gülerek.
"Onu neden merak ediyorsun Tris?"
Gözlerimi devirdim.Cidden soruya soruyla karşılık​ veriyor.Cevap bekliyordum her neyse.Kahvaltıda mısır konservesi ve lapa vardı.Bununla yetinmeyi öğrenmeliyim.Bizden daha kötü durumda olanlar vardır şanslıyız.Gleen yine konuşma yapacak galiba mantıklı biri ona uyuyoruz.Grubun lideri falan da değil öyleymiş gibi de davranmıyor.
"Evet bugün dediğimiz gibi ikinci bloğu temizleyeceğiz.Toplu bir şekilde durarsak zarar görmeyiz.Cephanemiz az bıçak kullanmaya çalışın şimdi hazırlanalım."
  Herkes kendi hücresinde hazırlanmaya başladı.Babam silahını mermisini aldı.
"Kızım zor durumda kalmadıkça silah kullanma.Bu onları sinirlendiriyor​.Sessiz bir şekilde bu işi bitireceğiz."
"Peki baba ya ısırılırsak içimizden biri o zaman ne yapacağız?"
"Tris ben seni daima koruyacağım.Benim yanımdan ayrılma."
Kafamı salladım.Herkes hazırdı düzen yapılacaktı.Gleen düzeni ayarlayacaktı.
"Ben ve Tobias önde daire şeklinde olacağız.Rick sağ tarafımızda kızlar siz ortada.Anlaşıldı mı?Düzeni bozmamaya dikkat edin."
Bıçağımı hazırda tuttum.Tobias zincirleri kırdı ve içeri girdik çok sessizdi.Hücrelerin yanından geçerken aylaklar saldırmaya başladı.Çok fazla idiler.Yapacak birşey yoktu sonuna kadar savaşacaktık.Ya da ölecektik.
  Gleen öne atıldı.Tobias elindeki bıçağı aylağın kafasına fırlattı artist.Bana doğru gelen aylağı savuşturdum.Koştum ve alnını deştim Onu iyi hakladım.Babamın arkasındaki aylak babamı tutmuştu.Hemen silahımı çıkardım ve bir el ateş ettim.
  "Daire düzenini alın!" dedi Gleen.
Herkes kendi yerine geçti.Hücrelerdeki aylaklar demirlerin arkasından bize hırlıyorlardı.Bıçağı bir aylağın kafasına geçirdim.Yüzüm kan olmuştu.
  Yukarı kata çıktık beş tane aylak vardı onları da hakladık.Yemekhaneye girdik.Heryerde aylak vardı.Aşağı eğildik.
Gleen"Ben ve Andrea arkadan dolaşıp dikkatlerini çekeceğiz Tobias Rick ve Tris sizde silahla onları haklayacaksınız."
Kafamızı salladık Gleen ve Andrea gitmişti birkaç dakika sonra tabak kırılma sesi geldi.Aylaklar o tarafa yöneldi.Sessizce ilerlemelerini izledik.Zamanı gelmişti dışarı çıktık ve aylakları vurmaya başladık.Gleen ve Andrea da aynı şeyi yaptılar.Aylaklar ortada kalmıştı.Arkamdan gelen bir aylağı fark etmemiştim.Tobias bana doğru silahı doğrultuğunda korkmuştum.Bir kaç el ateş etti.
"Seni vuracağımı mı sandın" dedi ve göz kırptı.
  Bu çocuk cidden sorunlu.Korkmuştum o hâla artistlik peşinde.Hepsi bitmişti.
"Bunları yakalım yoksa kötü kokar hadi işe koyulun"
  Cesetleri yakmak bu iğrenç ama bunu yapmalıyız.Tek tel hepsini dışarı koyduk ve ateşi yaktık.Herkes geri dönüyordu bense aylakların yanışını izliyordum dalmıştım.Annemin ölmesine sebep olanlar hepsi iğrençler.
  Omzuma birisi dokundu.Tobias.
"Gelmiyor musun Tris?"
"Geleceğim sadece birşey düşünüyordum hepsi bu."
"Sorun mu var Tris"
"Hayır."
Döndüm ve babamın yanına gittim yemekhanede ki erzakları kendi bloğumuza taşımalıydık.Bu iş cidden zor bazı aylakların üzerinde çelik yelek kask silah vb. şeyler bulduk.
Bunlar işimize yarayacaktı.
   Kendi bloğumuza döndük.Ben eskiden okçuluk kursuna gitmiştim.Kullanabilir idim.Yay için malzemeler gerekiyordu ve bir sürü ok.
"Baba bana yay yapabilir misin?Okları kendim yapabilirim."
"Yapabildiğim kadarıyla yapabilirim Tris."
Kafamı salladım ve ok için odun buldum.Onları çakıyla incelttim ve uçlarını sirvileştirdim.
"Yardım edeyim mi Tris?" dedi Tobias.
Yardıma ihtiyacım vardı.Onunda işi yok gibi gözüküyordu.
"Tamam benim yaptığım gibi yap anladın mı?"
"Tamam evet."
İnceltirken elime kıymık battı.Onu çıkarmaya çalışıyordum.Cidden acıyordu.Tobias elimi tuttu.
"Bunu nasıl becerdin Tris?"
"Lütfen çıkar şunu soru sorma."
Bir anda tuttu ve çekti fazla acımadı.
"Teşekkür ederim Tobias."
"Önemli değil Tris.Bunları ben hallederim sen içeri geç."
  Kafamı salladım.Babamın yanına gittim.O da yay için uğraşıyordu.Andrea ve Gleen de dışarda nöbetçiler di.Yarın ben ve Tobias.Bu çocuğu anlamıyorum.Pek sevdiğim de söylenemez.Herneyse hücreme gittim.Biraz uyumak istiyordum.
  Gözümü kapattığım da annenin kanlar içinde görüyordum.Birden doğruldum ve aşağı indim elimi yüzümü yıkadım.
  Pencereye doğru baktığımda annem oradaydı.Bu gerçek miyidi?Sessizce dışarı çıktım.Koşarak annemin yanına gittim.Bana hüzünle bakıyordu.
"Sen gerçek misin?Anne."
  Sadece bakıyordu konuşmuyordu.Ağlamaya başladım.Anneme baktığımda orda yoktu hayal miydi.Halüsinasyon görüyordum herhalde ama oradaydı nereye gitti.Anne diye çığlık atmaya başladım.Belki beni duyar ve geriye döner diye. Etrafımda yoktu kafamı ellerimin arasına aldım ve yere oturdum.Psikolojim bozulmuştu.
  İlerden Gleen ve Tobias geliyordu.Beni yerden kaldırdılar.
"İyi misin Tris? Hey bana bak" Dedi Tobias.Elleriyle kafamı tuttu.Ben sadece ağlıyordum.
"Ne oldu anlat."
"Annemi gördüm Tobias o kadar yakınımdaydı ki ama konumuyordu.Sadece bakıyordu.Deliymişim gibi bakmayın gerçek olmadığını biliyorum."
"Dinlenmelisin hadi."
Hücreme geri geldim babama olan biteni anlattım.Sıkıca sarıldı.Buna ihtiyacım vardı.
  Akşam ateş yaktık.Yemeğimizi ateşin etrafında yedik.
"Erzağımız azalıyor bir kaç gün sonra yemek,su,silah aramaya başlamalıyız." dedi Gleen.
Cidden yemeğimiz ve mermimiz azdı.Aylak sürüsüne karşı koyamazdık.
  Babam bana yaptığı yayı uzattı sevinmiştim.Sprey boyayla tahtayı işaretledim.Duvara astım.Deneme atışları yapmaya başladım.İlkleri cidden kötüydü.Sonradan hedefi vurabilmiştim.Yorgundum uyumam gerekiyordu.Babam benden önce uyumuştu bile.
  Yatağıma yattım ve düşündüm ya hep böyle şeyler görürsem.Cidden korkuyorum.Gleen'in bana deliymişim gibi bakışları aklımdan çıkmıyordu.Tobias iyi biriydi.Beni o an sakinleştirmişti.
  Gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
***†***†***†***†***†***†***†***†***†

Bu bölümü de bitirdim umarım beğenilir.😍
 

Zombi SalgınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin