Hastalık

169 24 11
                                    

  Bir hafta sonra...
 
  Herşey gayet iyi ve düzenliydi herkes kendi görevini yapıyordu.Hapishane bizim evimizdi burada düzeni sağlayan kişiler bizdik.Burayı güvenli hâle getiren bizdik.
  Erzak bulmaya ben,Sasha, ve Tyreese gidecektik.İhtiyacım olan herşeyi aldım ve yola koyulduk.Otobanın altında bir market vardı.Üstünde bir sürü aylak vardı.Onları haklayamazdık.
  "İkiye ayrılalım.Bir grubumuz sağdan bir grubumuz soldan.Ses çıkarmayın yeter.Anlaşıldı mı?"dedi Tobias.
  Sasha ve Tyreese;Ben ve Tobias.Tobias önden ben arkasından bu markete girecektik.Herkes alacağı malzemeleri biliyordu.Sasha su içecek türü malzemeler alacaktı.Tyreese silah,balta,kürek gibi şeyleri alacaktı.Ben ve Tobias konserve yiyecek ve tohum bulabilirsek alacağız.
  Kapı açıktı.Tyreese ve Sasha da gelmişti.Alışveriş arabası az ses çıkardığı için onu aldık.Reyonların arasında aylak olabilme ihtimalini göze alarak hazır bir şekilde bakıyorduk.Ben konserve yiyeceklerin oraya gittim ve doldurmaya başladım.
  Tobias çevreye bakıyordu.Üç tane aylak geliyordu.Yayımı hazırladım.
  "Eğil Tobias."
  Duyduğunda eğildi iki tanesini vurdum.Tobias da bir tanesine bıçağı geçirdi.Karanlıktı.Sadece camlardan ışık vuruyordu.Karanlığa kalmadan buradan gitmeliydik.
  Yüzüme toprak düştü yukarı doğru baktığımda tavan çatlıyordu.Tobias yukarıya baktı.Aylakların ağırlığına dayanmıyordu.
  Alışveriş arabasının içindekileri çantaya doldurduk.Bayağı ağır olmuştu.Tavan dayanacak gibi durmuyordu.Tyreese ve Sasha koşarak yanımıza geldiler.
  "Arabaya koşun." dedi Tobias.
Yayımı hazırladım.Koşarak kaçmaya başladım.Yukarıya doğru tırmanmaya başladık.Aylaklar buraya doğru geliyordu.Arabaya gitmeliydik.Sasha kaydı ve yere düştü.Tyreese arkasından gitti.Onu kucağına aldı.Bayılmıştı tam zamanında.Tyreese yardım ettik.Çok fazlaydılar.Koşarak arabaya gittik.Tyreese Sashayı arkaya bindirdi.Tobias arabaya çalıştırdı.Birkaç tane aylağı ezdik.
  "Herkes iyi mi?" dedim.
   "Sasha iyi değil ateşi var."
Gömleğimin alt kısmını yırttım.Eve kadar dayanamaya bilirdi.Suyla ısladım.
  "Bunu alnına koy Tyreese iyi gelecektir."
  Göbeğim gözüküyordu ama her insan fedakarlık yapması gerekir.Sasha cidden iyi değildi.
"Daha hızlı ol Tobias."
Tobias gidebildiği kadar hızlı gidiyordu.Sonunda gelmiştik.Tobias çantaları aldı biz Sasha'yı içeriye taşıdık.Babam ve Beht koşturdu Sasha'yı hücreye yatırdık.Gleen de yanımıza geldi olanları bir çırpıda anlattım.
  Babam kontrol etti.Babam lisede hemşirelik okuduğundan az çok anlıyordu.
  "Rick o iyi olacak mı?" dedi Tyreese.
   "Evet olmak zorunda.Bu gece dinlenmeli durumuna bakacağız yarın ona göre bir eczaneye gidersiniz.Neyin ne olduğunu bilemem."
  "Onun yanında duracağım." dedi Tyreese.
  Sasha'ya bir anda ne olduğunu anlamamıştım.Akşam yemeğini yiyip hücreme gittim.Bayılmıştı fazla bilgimiz olmadığından tam olarak açıklayamıyorduk.Umarım ki iyileşir.Tyreese Sasha için çok üzülüyor ona birşey olmasına izin veremez.Sabah yine dinç bir Sasha görmek istiyordum.Kendimi uykunun kollarına bıraktım.

***†***†***†***†***†***†***†***†***

Sabah kalkar kalkmaz Sasha'nın yanına gittim.Uyanmıştı ama öksürüyordu.
  "Günaydın Baba."
  "Günaydın Tris.Sasha grip olmuş bunun için antibiyotik gerekecek.Yakınlarda veteriner var insanların oraya bakmaya gittiğini sanmam."
  "Tamam ben Gleen ve Tobias kahvaltıdan sonra gideriz."
  "Ben de geleceğim Tris." dedi Tyreese.
  Kafamı salladım kahvaltıya gittim.Beth hazırlamıştı planı anlattım.Beth de gelmek istedi ama babamla beraber kalması gerek.
  Kahvaltı hazırlayıp Sasha,babam ve Tyreese götürdüm.Gerekli olan malzemeleri almak için babama kağıta yazdırdım ve hazırlanmaya başladım.Sasha'yı görüp öyle gidecektim.Yanına gittim bulaşıcı olabilir diye ağzıma bez türü birşey geçirdim.
  Beth başında duruyordu.Sasha ani bir refleksle doğrudu öksürürken kan kusuyordu.Durumu hiç iyi değildi.Hızlıca bahçeye indim.
"Ne kadar hızlı olursak o kadar iyi."
  Tobias kafasını salladı.Arabaya yerleştik.Yola çıktık.Yaklaşık bir saatin ardından veterinere varmıştık.İçeriye birkaç defa tıklattım düşündüğüm gibi içeride aylaklar vardı.
  "Bizi bekliyorlar haklayalım hadi." dedim.
  Herkes gardını aldı.Bende yayımı hazırladım.Gleen kapıyı açtı.Birlikte durup onları deşmeye başladık.Birinin alnına,kulağına,gözüne teker teker ölüyorlardı.Hepsini öldürdükten sonra Tyreese kapıyı kapattı önüne dolabı koyduk.Eczane dolaplarını açtık.
  "İçinde P.İ.B geçen her türlü ilacı doldurun sargı bezi,gazlı bez,şırınga,oksijen maskesi ne bulursanız."
  Herkes hemen işe koyuldu bende babamın özellikle istediği ilaçlardan aldım.Kapı zorlanmaya başladı.Dışarda düzinelerce aylak bu tarafa geliyordu.
  "Biraz daha hızlı olsanız kapıyı her an kırabilirler."
  Tyreese kapıya yüklendi bende alacaklarımı aldım ve ona yardım ettim.
  "Evet yeni plan arkadan çıkıp onları arkaya çekeceğiz birkaç kişi de önden arabayı alıp bizi alacak."dedi Tobias.
  "Ben ve Tris arkada dikkat çekeceğiz Beth ve Tyreese sizde çıkıp arabayı alın.İlaçları da alın bize ağırlık yapmasınlar."
  Tyreese ve Gleen söylediklerime uydular.Tobias'la arka tarafa camdan çıktık.Birkaç tane aylak vardı onları öldürdük.
   Ses çıkarmaya ve bağırmaya başladık.
  "Haydi buraya gelin sizi kuş beyinliler!" bu biraz eğlenceliydi.
  "Aylaklar ne kadar anlamasanız da Tris'ten hoşlanıyorum!"
  Tobias'a bakakaldım az önce benden hoşlandığını bağırarak söylemişti.Gözlerim gözlerine takılı kaldı arkasından aylak geldiğini görünce kendime geldim.
  "Koş Tobias!" diye bağırdım.
  Onunda aklı başına gelmiş olacak ki koşmaya başladık.Arkamızdan aylak sürüsü geliyordu.Önüme gelen aylakları deşiyordum.Bir tanesi geldi kafasına bıçağımı geçirdim.Bıçağı sıkıca tutup aylağın karnına tekme attım ve bıçağı çıkardım.
  İlerden Tyreese ve Gleen arabayla geliyordu.Var gücümüzle koştuk ve arabaya bindik.Beth arabayı kullanıyordu.Soluk soluğa kalmıştık.Şunu öğrendim ki zaten belliydi Tobias benden hoşlanıyor.Bunu bağırarak söylemesi gerekmezdi ama aylaklardan utanacak değilim aylakların bunu anlamamasından utanması gereken Tobias.
  Her neyse eve döndüğümüzde umarım ki Sasha iyileşir.Bir saatin ardından eve geldik.Çantaları alıp babamın yanına gittik.Gördüğümüz manzara karşısında elimdeki çantalar yere düştü.Sasha'nın elleri kelepçeyle yatağa kilitli.Beth ağlıyordu Sasha aylak olmuştu.
  "Bakın sakin olun bu bir hastalık bulaşıcı şuan nefes alırken bile bu hastalığı kapabiliriz." Babam bıçağı eline aldı ve Tyreese verdi.
   "Bunu sen yapmalısın Tyreese." dedi Tobias.
  Gleen Beth'i sakinleştirmek için dışarıya çıkmıştı.Bu hastalığın ilk belirtileri grip öksürük bir tedavisi olabilir ama bilemeyiz.Kendimi riske atmamak için ağzımı burnumu bezle kapattım.Tyreese bıçağı alnına doğrulttu ve batırdı.Birkaç kere aynı yere batırdı.Hızlıca gözüne ağzını deşti.
  "Tyreese sakin ol tamam bu kadar yeterli onu gömeceğiz." dedim ağlamaklı bir sesle.Tyreese delirmiş gibiydi babama saldırdı ve defalarca yumruk attı.Gleen ve Tobias onu babamın üstünden almaya çalıştılar.Nihayet bahçeye çıkara bilmişlerdi.Küreği alıp kazmaya başladı.Babam kendine pansuman yaptı.Sert vurmuştu.Babamın gözü mosmordu.Babamın öldürdüğünü falan sanıyordu.
  Sasha'yı beyaz bir bezle üzerini örttük.Andrea'nın yanına Tyreese mezar açmıştı. Biraz daha sakin gözüküyordu.Tyrees'ın yanına gittim.
  "Dostum acını anlayabiliyorum.Burada herkes böyle şeyler yaşadı seni anlıyoruz."
  Beni takmadı Sasha'yı mezara koydu ve toprakla üzerini örttü.İşlem bittikten sonra babamın yanına gitti.Saldıracak falan sandım ama öyle yapmadı.
  "Rick özür dilerim senin hatan değildi bunu idrak etmem biraz zor oldu.Unutmayacağım fakat alışacağım.Yokluğuna alışmam gerek.Tris hepimizin hikayesi birbirine yakın ama kimin nasıl bir duygu içerisinde olduğunu bilemezsin."
Kafamı öne eğdim.
  "Yanlız kalıp düşünmem gerekiyor.Bana zaman tanımalısınız."
  "Her zaman senin yanındayız Tyreese." dedi Beth.
  Biraz daha bekleyip mezarlıktan uzaklaştık.Tyreese mezarın yanında öylece duruyordu.Yanlız kalmaya ihtiyacı varmış.Bizim de ona ihityacımız var.
  Ne kadar çok insan demek o kadar güvenli bir yer demek.Bugün de birini değerli birini kaybetmiştik.Birşey yiyesim yoktu.Akşam olmuştu su içio hücreme döndüm.
  Ya biri de bu hastalık yüzünden ölürse?Babam antibiyotiğini bulamazsa her birimiz teker teker ölürüz.Önlem almalıyız.Bence bir süre dışarda durmamalı ve ağız ve burnumuza bez geçirmeliyiz.Birinin daha ölmesini göze alamayız.
  Yavaş yavaş azalıyoruz.Bizler gibi olanlar bizden daha kötü durumda olanlar da vardır.Belki bizden daha iyi durumda olanlar.Bir gün bu hastalığın tedavisi bulunduğunda.Çocuklarıma ve torunlarıma bunları anlatacağım.Belki de tarihe geçeriz.Bu umutla yaşıyorum.Umut olmayınca yaşamanın bir anlamı yok.
  Koridorda ayak sesi duydum hemen doğruldum ve hücreden dışarı çıktım.Tobias gelmişti.
  "Merhaba Tris."
  "Merhaba Tobias da ne işin var."
  "Bunca olanlardan sonra sana ilgi gösteremedim.Ben senin yanındayken bile seni özlüyorum.
  "Bana ilgi göster diyen olmadı.Hey neyse uyuyacağım." dedim ve arkamı döndüm.
  Kolumdan tuttu ve göğsüne yasladı.Sımsıkı sarıldı.
   "Senden hoşlanıyorum güçlü kız."
  Birşey demedim onunla aynı duyguyu besleyip beslenediğimi bile bilmiyordum.Onun yanındayken o bana her sarıldığında heyecanlanıyordum.Bu hoşlanmaya girer mi?
  Ondan uzaklaştım.
   "İyi geceler Tobias."
   "İyi geceler Tris."
  Hücreme geri döndüm.Yorganı kafama kadar çektim.Tobias bana ne yapıyorsun?
  Kendimi uykuya teslim ettim.

***†***†***†***†***†***†***†***†***

Bu bölümü de sonlandırdım.Bence güzel bir bölüm oldu.Uzun tutmaya çalıştım.Her gün bir bölüm atmaya çalışıyorum.
  Sizce Tris de Tobias'tan hoşlanıyor mu?
  Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.😍

Zombi SalgınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin