Son Durak

136 21 6
                                    

Sasha'dan sonra hastalığa yakalanan babam ve Beth olmuştu.Babam bana anlattığı kadarıyla onları tedavi ettik.Şimdilik iyiler ama dinlenmeleri gerek.
Babama kahvaltısını yediriyordum.Hali yoktu ama hâla ben kendim yaparım diye böbüreniyordu.Gururlu bir adamdı.Kimseye ayak bağı olmak istemezdi.
Beth suya uzanmaya çalışıyordu
"İstemen yeterli Beth.Yardımcı olmaya çalışıyorum."
Kafasını salladı.Tobias ateş yakmıştı sıcak çorba iyi gelebilir diye düşündük.İnşalllah iyileşirler ki iyileşmek zorundalar.
Tyreese biraz kendine gelebilmişti.Onu anlıyorduk hepimiz değerli birilerini kaybettik.Biraz yanlız kalıp düşünmesi gerekiyordu şu an eski Tyreese yok denebilir ama içinde kalbinde bir yerlerde var olduğuna inanıyorum.Güvencimiz ağaçsa kökümüz inançtır.Birşeye veya birisine ne kadar inanırsak o kadar güveniriz.Neyse ki yarınlar var her zaman demişimdir umutların en sevdiği gün.
Dışardan silah sesleri geldi.Meraklandım çünkü bizimkiler aylak öldürmek için silah pek kullanmaz.Çok ses yapar ve daha fazlası gelir.Dışarıya çıkarken babam arkamdan seslendi.Pencereden baktım.Bir silahlı grup buraya gelmişti.Koşarak babamın yanına gittim.
"Baba otobüse gidin bizden başka insanlar gelirse ve biz ölürsek arkanıza bakmadan kaçın."
Babam birşey diyememişti.
Gleen'in yanına gidip.
"Ne oluyor Gleen bunlar da kim ne istiyorlar?"
"Kim olduklarından emin değilim ama burayı istiyorlar."
Birinci telin oradaydılar.Yanlarına doğru gittim.Silahımı pantalonumun arkasına koydum.Yayımı onlara göstererek yere bıraktım.
"Ne istiyorsunuz bizden siz de kimsiniz?!"
"Bayan sakin ol ben Thomas.Bu hapishaneyi istiyoruz.Gün batımına kadar çıkmazsanız içerde kim varsa sizden kim varsa ölür."
"Hep beraber de yaşayabiliriz.Burayı bırakamayız.Gitsek bile içerde hasta olan iki kişi var dayanamazlar."
"Bak bayan..."
"Tris.Adım Tris."
"Tris sizden daha fazlayız ve size şans tanıdık.Seçim sizin."
"Tamam burada kalın grupla konuşmam gerek."
Kafasını salladı.Şerefsiz adam bende Tris isem sizi teker teker öldürürüm.
"Yanlış bir hareketinde kafana kurşunu yersin Tris." dedi Thomas.
Kafamı salladım ve bizimkilerin yanına gittim.Olayı anlattım.
"Bunu yapamayız Beth ve Rick hasta.Dayanamazlar." dedi Tobias.
"Bilmiyorlar." dedim.
"Neyi bilmiyorlar." dedi Tobias.
"Bizim kim olduğumuzu."
Herkes silahlarını hazırladı.Tanklarıyla telleri geçerlerdi.Şansımız yoktu savaşmalıydık.Mücadele etmeden hayatta kalamazdık.Tyreese babam ve Beth'i otobüse yerleştirdi.Erzakları da koydu.
Thomas anlamış olacak ki dürbünle buraya bakıyordu.El salladım ve arkamdaki silahı çıkarıp birkaç el ateş ettim.Tahtaların arkasına saklandım.Onu yaralamıştım.Tankı çalıştırdılar.Telleri yıkmaya başladılar.Tam bir çatışma içerisindeydik.Beth de destek olmak için otobüsün içinden ateş ediyordu.
Bu tarafa doğru aylaklar geliyordu.Kimse önemsemiyordu.Herkes karşı taraftakileri vurmaya çalışıyordu.
Mermimiz azalıyordu.Hapishaneye el bombası atıyorlardı.Benim de bir tane el bombam vardı.Koşarak binadan silahları ve mermileri aldım.
Tobias'a verdim.Bana doğru gelen kurşunları aldırış etmeden koştum.Tankın borusuna el bombasını attım.Tankın içindekiler dışarıya attı kendini.
Bende koşarak otobüse doğru ilerliyordum.Otobüs çalışmıştı.
"Hey beni de bekleyin Baba!"
Ne kadar bağırsam da onlara yetişemedim.Tek başıma kalmıştım.Aylaklar geliyordu.Pes etmemeliydim.Silahla kafalarından vurdum.Hapishaneden koşarak uzaklaştım.Yanıyordu evimiz diye bir şey kalmamıştı.Yanımda kimse kalmamıştı.Arkamdan ayak sesi duydum.Hemen döndüm ve Silahımı doğrulttum.Bu Tobias'tı.Onu gördüğüme ilk defa bu kadar çok sevindim.
"Tris bende yetişemedim.Onlar rayların sonundaki bir yerden bahsediyorlardı.Gleen birkaç gün önce görmüş.Oraya gideceklermiş."
"Tamam onlara yetişemeyiz ama erzak ve birkaç gün kalacak yer bulamamız gerek."
Kafasını salladı.Ormanın içine doğru yürümeye başladık.Şimdi yeni bir hayat bizi mi bekliyordu.Babam nasıl acaba diye düşünmeden edemiyorum.
Baya yürümüştük.Arkamızdan aylaklar geliyordu.Sonunda rayı bulduk.İlerde bir tabela vardı.
"Son durak sizi bekliyor.Yardıma ihtiyacınız varsa bizle grup olabilirsiniz.Son kalan insanlar.Bunu okuyorsanız.Hayatta kalın ve son durağa gelin."
Bu yazıyordu.Oraya gitmeliydik.Ne kadar çok kişi o kadar güvenli bir yer.
İlerlemeye başladık bir saat geçmişti yorulmuştum.Tobias birşeyler bulabilmek için ormana gitti.Bende rayların üstüne oturuyordum.Hava kararmaya başlamıştı.
Yarım saat sonra Tobias geldi.
"Bir ev buldum ama içi aylak kaynıyor temizlersek orada kalabiliriz."
"Tamam hiç yoktan iyidir.Hadi gidelim."
Tobias'ı takip ettim.Bir ev vardı idare edecektik.Çitleri vardı.Bahçesinde birşeyler yetişmişti.Tobias kapıya yaslandı.
"Hazır mısın?"
Silahımı doğrulttum.Kafamı salladım.Açtığımızda birkaç tane aylak üstümüze geldi.
Alt katı hakladık.Üstte tıkırtılar geliyordu.Tobias bardakları kırdı aylaklar üstten geliyorlardı.Zor olsa da onları da hakladık.Üst kata çıktık.Tuvaletin içinde bir aylak vardı.Onu oradan çıkardık ve gözüne bıçağı sapladım.
Yukarıda bir bebek odası vardı.Pembe renkte ve simli barbi bebekler pembe bir yatak.
Odanın girişinde Jessi yazıyordu.Kendini koruyamadı yada anne babası onu koruyamadı.Mücadale etmedi ve öldü.
Tobias daha güvenli olsun diye kapıyı pencereyi tahtayla kapattı.Kapının önüne kanapeyi yasladım.Kendimizi biraz daha güvende hissediyoruk.
"Tobias bu yazı yani son durak ya aylaklar tarafından ele geçirilmişse.Ya bizimkileri orada bulamazsak o zaman ne yapacağız."
"Pozitif düşün Tris birşey olmayacak.Orası güvenli bir yer."
"İyi insanlar mı var dersin?"
"Galiba."
Galiba pek güvenç sözcüğü gibi gelmedi.Her neyse gidip göreceğiz.Son durak bizi bekle belki iyisini belki kötü.Kötüyse bile temizleyebiliriz belki ama kötü insanlar varsa durum biraz vahim.Onlardan kurtulup başka bir yer bulmamız gerekecek.Yada savaşmamış tek güvencimiz orası.
Yukarı kattaki iki kişilik yatak tabiki benimdi.Oraya yattım gayet rahattı.Ayak sesleri geldi.Bıçağımı hazırladım.Gelen Tobias'tı.
"Sakin ol Tris sadece benim."
Bıçağımı yerine koydum.
"İyi geceler Tris."
"İyi geceler Tobias."
Yorganı yüzüme kadar çektim.
Kendimi uykuya bıraktım.

***†***†***†***†***†***†***†***†***

Sabah kalktım ve aşağı indim.Tobias hâla uyuyordu.Yanına gittim ve biraz yüzüne baktım.Komik ve masum gözüküyordu.Mutfağa gidip birşeyler hazırlamaya başladım.
Arkamdan ayak sesi geldi.
"Günaydın Tris."
"Günaydın Tobias."
Masaya yaptıklarımı koydum.Konserve yiyecekler yiyorduk.Bunları bulduğumuza şükür ediyordum.
"İlerde bir kuyu var oradan su çekebiliriz belki bir kaç saatede yola çıkarız."
Kafamı salladım.Tobias ne ara gözlemleyip kuyuyu buldu bilmiyorum ama iyi oldu.Su sıkıntısı çekmeyeceğiz.
Eşyalarımı aldım.Yola koyulmalıydık.Kanapeyi çektik.Dışards iki tane aylak vardı.Bıçağımı hazırladım.Birini Tobias birini ben öldürdüm.Kuyunun yanına gittik.İçi karanlıktı.Feneri aldım ve içine tuttum.Of bu iğrençti.Bir aylak vardı şişman bir aylak.
"Hasta olmayı göze alamayız ve ben bu sudan içmem."
Kim bilir ne yaptı o suda kanı akmıştır.
Yola koyulduk.Rayları takip ettik güneş tepemize varasaya kadar.Bir tünelin önüne geldik.İçerde bi sürü aylak olabilir.
"Çevresinden dolansak?"dedim.
"Bir kaç günümüzü alır."dedi Tobias.
Doğru söylüyordu.Bu tünele ne olsun girmeliydik.Babamı görmek sarılmak istiyordum.Buna ihtiyacım vardı.
Feneri tünele doğru tuttum.Bayağı karanlıktı.Yarın saate yakın bir zaman geçmişti.İlerden bir düzine aylak geliyordu.Tobias silahıyla vurmaya başladı.Bende destek oldum.
Üstüme bir tane aylak atladı.Tobias ona bir tane sıktı.Sanırım hepsi bitmişti.Tünelin sonuna doğru geliyorduk.
"Daha varmı?" dedim.
"Az kaldı Tris bunu başaracağız."
Tebessüm ettim.İnatçı ve hırslı bir Tobias.
Tünelden çıkıp biraz daha yürüdüğümüzde görmüştük.Son durak yazan kocaman bir yer.Heyecanlanmıştım.Bizi neler bekliyor?
Bizim grup oradamı?İyiler mi?
Bir tane bayan gördük.Bahçeyle uğraşıyordu.
"Merhaba." dedim.
Gülerek"Merhaba son durağa hoş geldiniz."

Bölüm sonu vote ve yorumlarınızı esirgemeyin.Acaba Tris ve Tobias'ı neler bekliyor.Aklımda güzel fikirler var. 😍

Zombi SalgınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin