B2/Okul

2.6K 75 3
                                    

Sıkıcı tipik bir okul günü, diye geçirdim içimden. Elbette diğer okul günlerinden bir farkı olmayacaktı.

Kafamı bunalmışlıkla havaya kaldırdığımda daha önce görmediğim bir çocuğa çarptı gözlerim. Sarı saçları vardı, yüzünü göremiyordum; zaten bu önemsizdi. Yine de onunla tanışabilirdim. Sonuçta herkes Ella Blower'ı tanımalıydı değil mi?

"Hey Ell, neye sırıtıyorsun?" dedi Valeria. "Sırıtıyor muyum?" dedim ve gülerek başımı salladım. Genelde istemsiz gülmezdim. Hatta hemen hemen hiç bir zaman istemsiz gülmezdim.

Omzumda sıcak bir dudak hissetmemle arkamı döndüm. Brandon. Ah, hiç bir zaman vazgeçmeyecekti. "Ee Brandon, hala benimle arkadaş kalmamakta ısrarcı mısın?" dediğimde güldü. "Ama sende beni istiyorsun Ella."
Zevk aldığım diğer bir şey de insanları yanıltmaktı. Sanırım ciddi anlamda hissizliğin getirilerinden biri de bu olmalıydı. "Sanmıyorum Brandon."

Onu sevdiğim söylenemezdi aslında, yine de eğlenmek daha önemliydi benim için. Neden Brandon gibi çekici bir çocuktan ayrılmak istiyordum ki acaba diye kaşlarım çatık bir şekilde düşünürken, az önce gördüğüm siyahlar içindeki çocuğu görmemle birlikte gözlerim cevabı takibe almıştı bile.

UmursamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin