Umursamaz

B10/Gürültü

Yutkundum, bu çocuk ciddi anlamda piskopat olmalıydı. Yarın onlara gitmekte neyin nesiydi? Ne sanıyordu beni? Onun her dediğini yapacağımı gerçekten düşünüyor olamazdı.

Tam bu sırada Brandon şaşkın gözlerle beni süzüyordu. Açıkcası bu normaldi çünkü üzerimde tişörtüm yoktu. Yanıma gelmeye yeltendiğini fark ettiğimde sıkıntıyla iç geçirdim, konuşmak isteyeceğim son kişi kuşkusuz Brandon'du.

Hızla arabama atlayıp gaza bastım. Ah, Valeria ile konuşmak iyi gelebilirdi. Ama önce bir duş almalıydım. Rahatmamam gerekiyordu. Matt yanımdan gitmiş olmasına rağmen halâ yaptıklarını düşünüyordum.

Dudaklarımız arasında kalan milimleri, gözlerini, gülümsemesini, vucüdunu.. Ah Ella kendine gelmelisin! diye bağırıyordu iç sesim bana öfkeyle.

Sinirle direksiyonu kırıp eve gitmemeye karar verdim. Kafamı dağıtmak için başka bir yere gitsem daha iyi olacaktı.

***

İçeriden gelen gürültülere bakıp sırıtarak pek fazla gitmediğim bir bara girdim.

Gözüm bir genç çifte takıldı. Çocuk elleriyle kızın belini kendine çekip dudaklarına sert bir şekilde yumuldu. Kız da gülerek çocuğa karşılık veriyordu. Fakat bu çocukta beni rahatsız eden ama ne olduğunu anlamadığım bir şey vardı.

Şaşkınca çocuğu incelerken tişörtündeki kan lekesini görünce vücudumu alan titremeyle irkildim, bu çocuk Matt olmalıydı. Başka kim olabilirdi ki zaten? Yutkunarak onları izlemeye devam ettim. Matt kızı kendine bastırıp dudaklarından boynuna doğru tenini emiyordu. Kızsa gülerek onun o tapılası yüzünü öpüyordu!

Vücudumu ufak bir titreltinin sardığını fark ettim. "Hey, iyi misin?" diyen bir çocuğu görünce şaşkınca açılan ağzımı kapadım. Ellerimle yanaklarıma elledim, oldukça sıcaklardı. Yanıyor olmalıydım.

"Ah, iyiyim saol." dediğimde gözlerime dolan gereksiz öfkeyle ayağa kalktım. Barın dışına çıktım. Nefes alıp verişim hızlanmıştı. Dışarıda olmama karşın gelen içeriden gelen sesler, gürültüler kulağımı dolduruyordu. Göğsümün daraldığını hissediyordum.

Kendime biraz olsun geldiğimde tekrar içeri girdim. Matt ve o kız halâ öpüşüyordu. Sonra kızı ani bir hareketle duvara yasladıktan sonra onu hızla öpmeye başlamıştı yeniden.

Gözlerim yeniden buğulanmaya başladığında vakit kaybetmeden hızla yanlarına gitmeye karar verdim, fakat çok fazla yaklaşamadım. Çünkü hiç beklemediğim bir şeyin farkına vardım. Bu kız.. Valeria'ydı.