Süt Anne

1.2K 58 14
                                    

   Ağabeyim kapısını kilitleyip karşıma ne diyeceğimi beklercesine dikildi. Tabi ben de o kapıyı kilitlerken yatağına oturup bacaklarımı bağdaş kurmuştum. Sessiz olan ağabeyim isyan edercesine söylendi.

--Acaleyle çıkardın yukarıya hem de benim dışarda işim varken. Neyse konuşmamız da lazımdı iyi oldu ama ilk sen konuş derdin ne anlat bakalım ufaklık.

     Yüzümü buruşturdum. Beni küçümsemiyor bu laflarla biliyorum ama tuhaf geliyor ve fazlasıyla itici. İşte şimdi yandım derken ağabeyimin çenesi düşüktür başıma kakar bu olayı diye söylemiştim. Tabi genellikle bir şey isteyeceği zaman ama el mahkum ,onu çekmek zorundayım.

--Şimdi hani Kerem vardı ya, kankam olan. Senin de kankan olan biz herkese yalan söylüyorduk sevgiliyiz diye ama sırdaştık hani...

   Diye küçük küçük hatırlatmalarla başladım sözüme. Ağabeyim yüzünü buruşturmuştu “kankan olan”  sözünü duyunca. Yalan değildi hep böyle yapıyordu ortak arkadaşımızın olmasını hiç istemesz kendisi. Kerem iyi çocuktur da ağabeyim de iyidir. İyi anlaşırlar , sinir ağabeyim ya.

--Eeeee devam edecek misin bücür?

--Biz  onunla sırdaştık ama ben arkadaş olduğumuzdan beri ona hep sevgili gibi sözler söylerim . kötü kötü bakma ağız alışkanlığı. İşte aradı konuşuyorduk. Bana “ sen bu sırdaşlığı daha ileri düzeye götürdün kafanda.” gibi bir şeyler söyledi. Uzaktan arkadaşlık olmaz dedi bana kapattı. Ben de çok üzüldüm .  Sonuçta erkekte olsa ; en yakınımda olan , iyi günümde , kötü günümde yanımda olan oydu sebep ne olabilir ki?

      Nefes almayan ben , astımını unutan yine ben. Derin nefesler aldım astım krizi geçirmeyeyim diye. Ağabeyim ilacımı çekmecesinden alıp uzattı. “gerek yok” anlamında elimi sağa sola sallayınca ilacı elime tuttuşturdu ; ne olur ne olmaz diye. Şöyle açıklayayım size ; evde herkes alarmda. Eğer astım krizi geçirirsem diye herkes yanında ilacı bulunduruyor o kadar düşünüyorlar yani beni. Aslında fikir ağabeyimden çıkmıştı. Neyse ağabeyim yanıma, yatağına oturdu.

--Hallettiririm o çocuğu ben. Zorla da olsa öğrenirim nedenini merak etme yani öğrettiririm. Tek sen değilsin yeni aradaşlar edinen ben de birkaç tane arkadaş buldum onlar halleder.

--Mafya mı bu arkadaşlar?

    Dedim iki kaşımı da kaldırarak, bana bön bön bakıyordu. Bir an arkamda biri var sanıp arkamı dönüp baktım, kimse yoktu. Önüme dönünce ne olduğunu anlamadığım daha doğrusu algılayamadığım bir yüz ifadesiyle bakıyordu ağabeyim.

--Yani arkadaş değil de kardeş diyelim. Güneş annenlere söyleme ama.. şey ben onların çocuğu değil başkasının çocuğu olduğumu öğrendim Türkiye’de.

--Nasıl? Ama sen benim ağabeyimsin.

--Biz hiç ağabey kardeş gibi olmadık Güneş itiraf et kendine. Hiç birbirimizle bugüne kadar bu kadar ilgilenmedik. Hatta annemlerle daha doğrusu annenlerle hiç birlikte zaman geçirmedik ama gene de onları kırmamak için samimi davranıyoruz.

     Haklıydı. Biz hiç kardeş gibi olmadık ama bana bunu şimdi söylemesi çok kötü oldu. Yani iki kötü haber ard arda alınca kendimi kötü hissederim. Derin bir nefes alınca , astım krizi olduğunu sanmış olacak ki ilacımı uzattı. Bu hareketine sadece gülümsedim ve kalkıp kapıya doğru ilerledim.

--Fazla dövmesinler olur mu? En azından nedenini öğrenecek kadar çok az. Anlaştık mı ağabeyciğim?

     Dedim imayla kaşlarımı kaldırarak o da gülümseyerek cevap verdi.

UMUT TÜKENİNCEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin