~2~

9 2 1
                                    

Ayzanın boynunda ağlamam hıçkırıklara dönüşürken kekeleyerek
"Po...Poy...Poyraz...Poyraz burda ge...geldi." Ayza gözlerini kocaman açıp sen deli misin? Bakışları attı.

"Rüya o şeref yoksunu çocuk buraya nasıl gelebilir hangi yüzle?"

"Ge...geldi işte beni özlemiş"

"Sende onu kovdun dimi Rüya kovdun yani hatta onunla konuşmadın bile dimi?" Ayza ağzımdan çıkıcak kelimeleri umutla beklerken dayanamayıp sınıftan çıktım. Koridorda sakat ayağımın izin verdiği kadarıyla hızlı hızlı yürürken.

Ayza kolumdan sertçe çekip "Bana cevap ver Rüya! Bana hemen cevap ver!!"

"HAYIR AYZA BU SEFER HİÇ BİRŞEY SENİN İSTEDİĞİN GİBİ OLMİCAK.BU SEFER BUNA ASLA İZİN VERMİCEM YA SEN NİYE POYRAZDAN BU KADAR NEFRET EDİYOSUN NİYE ONU HİÇ SEVMİYORSUN NE KUSURUNU GÖRDÜN YA. AYZA BAK ARTIK BENİM HAYATIMI KONTRÖL ETMEYİ BIRAK YETER ARTIK YA.ZATEN SENİN YÜZÜNDEN POYRAZLA TAM 1 SENE GÖRÜŞMEDİK SEN BENİM NELER ÇEKTİĞİMİ GÖRMEDİN Mİ YA"

"Rüya bak bilmediğin şeyler var beni dinle pişman olacağın şeyler yapma" benim aksime gayet sakin bir şekilde cevap verdi.

"Bitti Ayza bitti artık seni dinleme devrim bit-ti bunu aklına sok" diyip hızla yürümeye başladım. Ayağımın acısına ağzımdan ufak bir inilti çıkmasına engel olamadım. Ama şu anda bunu umursamak gibi bir niyetim yok. Sinirle bahçeye çıktım.Bir ağacın dibine yatıp cenin pozisyonunu aldım ve uyumaya çalıştım.Bir süre sonra yanıma birinin oturduğunu farkettim gözlerimi araladığımda Poyrazında benim gibi cenin pozisyonunda bana doğru yattığını gördüm.

"Poyraz"

"Söyle"

"Öküz müsün ya"

"Olabilir neden olmasın" diyip sırıttı.

"Sana birşey sorucam"

"Sor bakalım"

"Niye gittin? Hemde bana veda bile etmeden"

"Gitmek zorundaydım" ifadesiz bir şekilde söylemişti bunu. Bu çocuk bendende dengesiz.

"Bu mu yani? Gitmek zorundaydın öyle mi?"

"Evet gitmek zorunda olduğum için gittim uzatmasan artık?"

"Uzatmiyim mi? Tabi sen benim neler yaşadığımı nerden biliceksin ki. Sanırım şuanda Ayza'ya hak vermeye başladım." yattığım yerden hızlıca kalkıp eve doğru yürümeye başladım. "Yok efendim mecburmuşmuşta gitmesi gerekiyomuşmuşta hah çok geçerli bir sebeb gerçekten, pis herif nolucak beyinsiz kütük köpek iş.. Ahhhh"

Yinemi ya ben hep popo üstü düşmek zorundamıyım. Resmen düşe düşe popom çürüdü ya. Kafamı kaldırıp çarptığım kişiye baktım aha sabah bana çarpan çocuktu bu ıyy suratsız suratında meymenette yok bunun.

"Sende bana çarpmaya doyamadın bakıyorum"

"Bu sefer ben sana değil sen bana çarptın ama yinede zararlı çıkan sensin" diyip sırıttı. Bu erkeklerin sırıtmakla ilgili bir problemi var sanırım. Erkek değilmi işte hepsi aynı. Söylediğine karşılık ona dik dik bakatım. Oda sırıtışını yüzünden silmeden çekip gitti.

Elimi sallasam gerizekalıya çarpıyor yemin ederim ya. Ayağımın izin verdiği kadarıyla hızlı bir şekilde eve kendimi attım. Üzerimi değiştirmeye üşendiğim için direkt olarak yatağa uzandım.

Uyumaya çalıştım ama Poyrazın bu umursamaz tavrı aklımdan çıkmıyordu. Nasıl bana haber vermeden giderdi ya o benim hem çocukluğum hemde gençliğimdi ben herşeyimi onda yaşamıştım. Ayzanında ondan nefret etmesini bir türlü anlayamıyorum. Derin düşüncelerle kendimi yiyip bitirirken telefonumun çaldığını sonraran fark ettim. Arayana baktığımda ise Poyraz olduğunu gördüm. Biraz telefonla bakıştıktan sonra telefonu açıp hapörlere aldım.

"Ne var"

"Sende bana öküz diyosun ama benden aşağı kalır yanın yok"

"İzindeyim Poyraz"

"Görmeyeli dilinde bayağı uzamış senin"

"Seninde görmeyeli bayağı beynin ufalmış"

"Komik misin sen ya?"

"Belkide"

"Rüya şu tribini bırakta aşağıya gel"

"Niye geçen seferden pişman olup veda etmeye mi geldin?"

"Gitmemi bu kadar çok istiyosan neden olmasın?"

"Öyle birşey dediğimi hatırlamıyorum"

"İyi öyle olsun bakalım hadi aşağı in sana sürprizim var"

"Vay kalas beyimizden sürpriz"

"Hadi bekliyorum" diyip telefonu yüzüme kapattı. Hodo bokloyorom belki ben gelmek istemicem. Yani şu anda sırf merakımdan gidicem. Üstümü değiştirmeye tenezzül bile etmeden hemen aşağıya indim. Ayzanında napıcağı umrumda bile değildi. Beni bu sefer Poyrazdan uzak tutamıyacaktı. Poyraz benim küçükken annem babam yokken o bana baba oldu, o benim ilk kahramanım oldu, o benim göz yaşlarımı silip teselli verdi. Onu kaybetmeye hiç niyetim yok. Arabanın arka kapısını açıp oturdum.

"Hayırdır ön koltuğun suyumu çıktı?"

"Yok suyu çıkmadı da bugün sen benim şoförümsün"

"Ne zamandan beri şoförlerinle bilmediğin bir yerlere gidiyosun?"

"Daha ilk hadi çok konuşmada sür şu arabayı"

"Emredersiniz Rüya hanım!" bastıra bastıra söylemesi kıkırdamama neden oldu. Göz ucuyla Poyraza baktığımda yola çok dikkatli bir şekilde bakıyordu. Dikiz aynasında onu dikizlerken tüm anılarım gözümün önünden geçti. O anıların içinden beni geçen sene yüzüstü bırakışını bir türlü unutamıyorum. Onun yüzünden kaç tane psikolog gezmiştim neşem onunla birlikte gitmişti resmen. Ama bunun için onunla konuşmamazlık yapamazdım 1 yıl boyunca yokluğuna zor dayandım zaten bide onunla konuşmayarak bu yılımıda mahvedemem. Hayır Rüya bu yıl senin yılın olucak. Poyraz yanında kahramanın yanında bide trip atarak kendini daha çok yıpratamassın.

Kendime de güzel bir nasihat vermenin rahatlığıyla kulaklığımı çıkardım. Daha yolumuz vardı anlaşılan. Rasgele bir müzik açıp camdan yolu izlemeye başladım.

Bu huzurlu yolcuk çok sürmedi. Arabanın aldığı sert bir darbeyle kafam cama çok hızlı bir şekilde çarptı. Çok geçmeden arabanın yuvarlandığını anladım. Kendimi arabadan çıkan cam parçalarından korumaya çalışırken aldığım sert bir darbeyle gözlerim karardı...
                LÜTFEN OKUYUN!
Arkadaşlar bölümler kısa biliyorum ama 4 veya 5 bölüm sonra uzatmaya çalışıcam. Bu benim ilk hikayem desteklerinizi bekliyorum. Anlayamadığınız yerleri veya tanıtım bölümü istersenizde mesaj olarak yazabilirsiniz :) :*

Saniyeler SonraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin