"Seni gidi sürtük."
Tüm yemekhanenin ortasında Ramona'nın üstüme döktüğü meyve posasına baktım.
Ağzımdan küçük bir çığlık kaçıverdi,
Ne yapacağımı bilmiyordum,dudaklarımı dişledim.Etrafıma baktım,herkes sessizdi ve bize bakıyordu.
On gün önce Dale'den ayrılmıştım,sınavlar yaklaşıyordu ve ben her günü sürtüklerle uğraşarak geçiriyordum.
Su dolu şişeyi masanın üstünden alıp Ramona'nın gözlerine baktım,göğüslerini sıkan gömleğin üstüne tüm suyu boşalttım.
Sıçradı,artık son dereceye geldiğimizi oda fark etmişti.
Ayağa kalkıp koşmaya başladım,kendimi tuvalete kitledim.
Herşey yine bok gibiydi.
Dakikalarca oturup nefes aldım.
Joseph'i aramak için telefonumu çıkardım fakat açmadı.Okula gelmiyordu,korkunçtu.
Dale'in yanına gidebilirdim,dudaklarına yapışıp ne kadar özlediğimi haykırabilirdim ama şuan boktan sözümün arkasında durmalıydım.
Tekrar telefonumu açtım,mesaj gelmişti. Kaydetmediğim biriydi.
Resim göndermişti,açtım.
Sanki midemden yukarı birşeyler yükseliyordu,fotoğrafta Dale bahçede oturuyordu ve Ramona'da yanında oturmuş gülüyordu.
Altındaki küçük yazıya baktım,
"Sert oynuyorum,değilmi?"
Elim karnıma gitti ve daha fazla dayanamadım.Lavaboya eğilip yediğim ne varsa çıkardım,yüzüme soğuk bir su vurdum ve hızla resmi sildim.Saçlarımı tekrar topladım,aynada kendime bakarken gözlerimden dökülen yaşları gördüm.
Kendime acımıştım.
Sonunda hıçkırarak ağlamaya başladığımda berbat hissediyordum,Ramona benden nefret ediyordu ve sırf canımı acıtmak için Dale'in altına bile girebilirdi.
Peki ya Dale?
O da bunu istermiydi? Onu sevdiğim için terk ettiğimden habersizdi bile.Ramona'dan nefret ediyordu ama.
Beni nereye kadar seçebilirdiki?
"Lanet olsun." Dedim kendi kendime.
Gözleri bir saniyeliğine kapadım ve zilin sesini duydum. Çantamı toparlayıp sınıfa yürüdüm.
Dale oturmuş kalemi elinde çeviriyordu.
"Selam." Dedi bakmadan.
Cevap vermedim,oturup dersin bitmesini bekledim.
Sonunda çıkış zili çaldığında çantamı sırtıma taktım,tüm sınıf hızla koşup sınıfı boşalttı.Oturup kalemle oynamaya devam eden Dale ve ben kaldık.
Kapıdan çıkmak üzereyken son kez ona baktım.
Gözlerim gözleriyle buluştu ve bedenimin titrediğini hissettim.
Sessizce adımı fısıldadı.
Dayanamayacağımı biliyordum,kendimi ona bırakmak istiyordum ama yapamazdım.Sınıftan çıkıp, eve gitmek için bahçede yürürken çocuğun biri önümü kesti.
"Paris." Dedi nefes nefese.
"Seni tanıyormuyum?" Kaşlarını çattım.
"Hayır" dedi. "Y-yani evet ama hayır."
"Nasıl?" Dedim üzerine basarak.
"Sen ve ben." Dedi. "Sen ayrılmadan önce aynı yetimhanedeydik."
& & & & & &
İsmi Xavier.
Aynı yetimhanede olduğumuzun gerçek olduğunu kısa süre sonra anladım,şok ediciydi.
Yaklaşık bir saat oturup sohbet ettik,kaçmış,çalışmaya başlamış ve küçük bir ev kiralayıp buraya taşınmış. Ne kadar çok oyun oynadığımızı hatırlıyordum.
Xavier Afrika asıllı bir çocuktu,teni çok kapalıydı ama bu onu tatlı kılıyordu.
"Ve," dedi sonra.
"Buraya gelip okulda olduğunu öğrendim,çok harika değilmi?"
Gülerek kafamı salladım.
"Çok yakın arkadaştık."
"Hey,Meredith nasıl? Seni ona verdikleri günü hatırlıyorum,nasılda somurtuyordu."
Tekrar güldüm, "Umarım iyi değildir."
Gülümsedi, "Değişmissin Paris."
Dudaklarımı ısırdım, "İyimi kötümü?"
"İyi." Dedi ciddiyetle.
"Saol." Dedim gülümseyerek. Biraz garipti.
"Eee" dedi. "Numaranı vermeyecekmisin? Hadi ama bücür."
Bana bücür diye seslendiğini hatırlıyordum.
Güldüm, numaramı söyledim.
Aniden kafenin kapısı açıldı,içeri Dale ve Ramona'nın arkadaşlarından biri olan Zoe girdi.
Kalbim.Şimdi.Çıkacak.
Artık o resimde Ramona'yla kimin hakkında konuştuklarını anlayabiliyordum.
Dale gözlerini benden ayırmadan yan masaya oturdu,Zoe karşısına çöktü.
Ama benimde bir kozum vardı.
Xavier'dan hoşlandığımdan yada onu kullanmak istediğimden değil.
Aptallık yapıyordum,sözde Dale'den vazgeçmiştim ama akıllı düşünemiyordum.
Xaiver'a döndüm, birşeyleri anlamış olmalıki "yardım et" diye fısıldadığımda gülümsedi.
Aniden,Xavier'ın soğuk ellerinin ellerimi sardığını hissettim.
Bu çok garipti.
"Bu gece bize gel." Dedi soğuk kanlılıkla.
Kanımın donduğunu hissediyordum,Dale'in delip geçen bakışları bunu kanıtlamaya yetmişti.
Ellerimi çekip soğuk suyu kafama diktim.
Bunun Dale içinde zor olduğunu biliyordum,ona söz verdiğimi hatırlamıştı.
"İlk seferin ben olacağım Paris,ben."
Sesi kulaklarımda yankılanıyordu,Xaiver'ın dürtmesiyle kendime geldim.
"Tuvalete gitmeliyim."
"Peki." Dedi rahatça.
Tuvaletlerin koridoruna girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New York Dream
Teen Fiction"Ve sonra" dedi acı çeken bedeni,soğuk odanın ortasında kucağımdayken, "Ve sonra,beni son kez öpmene izin vereceğim." Dışarı çıkan nefesini yüzümde hissettim,gözlerimden,durmaksızın yaşlar dökülüyordu. Bağırdım,sessizdim ama bağırmıştım.Ruhum çığlık...