Tuvaletlerin koridoruna girdim.
Tek kişilik biri bayan,biride erkek için olmak üzere karşılıklı küçük tuvaletler vardı. Kendimi içeri attım ve yüzüme soğuk bir su vurdum. Aniden kapı açıldı,
"Dolu." Dedim ciddiyetle.
Kapı kilitlendi ve hızla arkamı döndüm,sırtım duvara yapıştı ve ağzım sıkıca kapandı.Dale'in ağzımı saran ellerine baktım,
"Sessiz ol." Dedi fısıltıyla,
Duvarla onun arasında sıkışmıştım,elini çekti ve bana baktı.
"Dale." Dedim,soluk alıp verişlerimde göğsüm onunkine çarpıyordu.
"Bırak beni,şimdi."
"Hayır." Dedi ciddiyetle,
"Sana bunu yapmaman gerektiğini söylemiştim."
"Neyi?" Diye sordum.
Sırıttı, "Benim olan birşeyle,benim canımı acıtmaya çalışıyorsun."
"Senin olan nedir?" Dedim gözlerimi kısarak.
"Sen."
Bedenim şiddetli bir şekilde titriyordu,karnını benimkine yasladı,gözlerimi iyice yumdum ve kapattım.
"Dale." Dedim tekrar.
Kelimelerim hızlı nefeslerime dağılıyordu,
"Yapma." Dedi.
"Bunu bozma,Paris.Bunu benim için yaptığını biliyorum ama benim sana ihtiyacım var."
Susmuştum.
"Bana acıyormusun Paris? Annem gibi,öğretmenlerim ve doktorlar gibi."
"Hayır." Dedim kesik kesik.
"O zaman neden?" Dedi. "Neden gittin?"
Dudaklarımı ısırdım,gözlerimi sakin bir şekilde açıp onunkilere baktım.
"Çünkü seni seviyorum."
Sonrası çok tahmin edilirdi,ellerini sıkıca belime sardı ve beni öpmeye başladı. Karşılık vermemem gerektiğini biliyordum ama olmuyordu,bende ellerimi boynuna götürdüm ve bedenimi onunkine sabitledim.
Kısa süre sonra beni lavabonun üstüne kaldırdı,kendi kendime ne yapıyorum ben diye düşündüm.
Bir söz vermiştim,arkasında durmalıydım.
Ellerimi göğsüne koydum,ve yavaşça ittim.
"Olmaz Dale. B-ben,bundan vazgeçmesini öğreneceğim."
"Neden?" Dedi bağırarak,sıçramıştım,ağlamaya başlayacakmışım gibi hissediyordum,
"Çekil,Xaiver bekliyor."
Dalgayla güldü, "Ah evet,ne zamandan beri siyahilerden hoşlanır oldun?"
"Seni ilgilendirmez." Dedim ciddi bir şekilde. Kapıyı açtım,
"Paris." Dedi. "Bu gece ona gitmeyeceksin."
Bakmadım bile,masaya dönüp Xavier'a kalkma zamanı geldiğini söyledim ve çantamı alıp dışarı çıktım.
"Ne oldu?" Dedi ben sigarayı yakmakla uğraşırken.
"Beni öptü."
"Ah. Sen ne yaptın?"
"Bende onu öptüm."
Sırıttı, "Kim o Paris,anlat,"
Ve herşeyi en baştan anlattım,o gün tanışmamızı,hastalığını,doğum günümü,o geceyi,partiyi.
Tek söylediği "Vaov." Oldu.
"Etkileyici,ha?" Dedim hayattan soğumuş gibi.
"Bilmiyorum." Dedi. "Bu çok karışık."
"Ondan bende eminim."
Telefonumun çalışıyla elim cebime gitti ve açtım.
"Hey güzellik."
"Jose,Tanrı aşkına neredesin kaç gündür?"
"İşlerim vardı,ama sana harika bir haberim var.Sizin evde buluşalım."
Kapattı,bir süre öylece durdum ve Xaiver'a açıklayıp eve yürümeye başladım. Vardığımda Jose sırtını kapıya yaslamış gülümsüyordu.
Kollarını kocaman açtı ve bende koştum.Ah Tanrı'm çok iyi gelmişti.
İçeri girip odama çıktık,anlatmaya başladı.
"Kamp." Dedi sırıtarak.
"Ne?"
"Kamp."
"Jose,saçmalamayı kes."
"Saçmalamıyorum,hadi ama Paris. Çok eğleneceğiz."
"Sadece ikimizmi?"
"İki arkadaşım daha gelecek,ama çok seveceğine yemin edebilirim."
"Ne zaman?"
"Bu cumartesi."
"Yani yarın."
"Evet." Dedi el çırparak.
"Üvey annem?"
"Bizde kalacağını söylersin.Sözmü?"
"Söz." Dedim gülümseyerek.
Mantıklı gelmişti,rahatlayabilirdim.
"Jose,bu arada Dale'le ayrıldık."
"Biliyorum." Dedi yatağa uzanırken.
"Bekle,o mu söyledi?"
"Evet."
Yatağa zıpladım, "Ne dedi?"
"Ayrıldık." Dedi. "Sen ne dedin?"
"Kamp yapacağız gelsene dedim."
Öksürdüm,sonra bir daha öksürdüm.
"Arkadaşım dediklerin.."
"Dale ve erkek arkadaşımdı."
"Ben gelmiyorum Jose.Üzgünüm."
Hızlıca doğruldu, "Söz verdin,sürtükler gibi davranmayı kes."
Surat astım.
Jose gittikten sonra yarın için sırt çantamı hazırladım ve yatağa girdim.
Korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
New York Dream
Teen Fiction"Ve sonra" dedi acı çeken bedeni,soğuk odanın ortasında kucağımdayken, "Ve sonra,beni son kez öpmene izin vereceğim." Dışarı çıkan nefesini yüzümde hissettim,gözlerimden,durmaksızın yaşlar dökülüyordu. Bağırdım,sessizdim ama bağırmıştım.Ruhum çığlık...