-Mina'nın ağzından;
Yurda -oteli nedense o kadar benimsemiştim ki buraya yurt demeye başlamıştım- döndüğümüzde herkesi yemek katına almıştım. Herkes ne oynayacağımızı merak ederken ben emirler yağdırıyordum.
"Minho ve Key siz şu masaları birleştirin. Jonghyun sen de tam karşısındaki masaları birleştir. Kaslı çocuksun yardıma ihtiyacın olmaz senin. Onew sen benim yanıma gel bir. Taemin hadi canım boş boş durma da atıştırmalık bir şeyler kap gel. Kızlar sandalyeleri masalara beş-beş ayırın sizde. Eh, hadi ama seri biraz." dediğimde garip bir şekilde herkes dediklerimi yapıyordu. Ben de gururla etrafıma bakarken Onew yanıma gelmişti. "Beni neden yanına çağırdın?" diye sorduğunda onu çağırdığımı çoktan unutmuştum bile. "Telefonunu alayım." dediğimde elimi açmış bir şekilde Onew'nun telefonunu vermesini bekledim.
"Neden telefonumu istiyorsun?""Neden olacak oyun oynamak için."
"Hop hop hop. Kimse oyunda özel eşyaların kullanılacağını söylemedi."
"Saçmalama öyle bir amacım yok. Tabu oynayacağız tabu!"
"Ta- ney?"
"Bilmiyor musun? Hani böyle bir şeyler anlatmaya çalışıyorsun karşındaki de bilmeye çalışıyor."
"Onun adı tabumuymuş... Neyse, o zaman neden gidip tabuyu getirmiyorsun?"
"Teknoloji gelişti artık Onewcuğum. Uygulamasını indirerek oynayacağız. Şimdi telefonunu alayım." dediğimde Onew püfleyerek de olsa telefonunu bana vermişti. Ben uygulamayı indirirken meraklı meraklı telefonuna bakıyordu. "Neden öyle bakıyorsun? Telefonunu yiyecek değilim ya..." dediğimde bakmıyormuş gibi yaparak dudak büzdü. Biz Onew ile konuşurken diğerleri masa ayarlamalarını yapmış, sandalyeleri dizmiş, yiyecekleri de getirmişlerdi. Cipsiz bir oyun, oyun değildir!
Hazırlanan masaların başında hepimiz toplandığımızda herkesin heyecanla beni dinlediğini farkettim. Oyun oynamaya bu kadar meraklı olduklarını bilmiyordum.
Boğazımı temizleyerek konuşmaya başladım. "Şimdi klasik bir oyun oynayacağız. Bilmeyenler için kısa bir özet geçeceğim." diyerek elimdeki telefondan uygulamayı açarak herkesin görebileceği şekilde çevirdim. "Gördüğünüz gibi burada seçenekler var. Biz bunu oynayacağız. Karşınızdakine yasaklı kelimeleri kullanmadan ekranda çıkan şeyi anlatmaya çalışacaksınız. Artık bu Korece ile biz ne kadar yapabilirsek..." dediğimde kızlarda biraz tereddüt etmedi değil.
"Acaba eşitlik olsun diye kız erkek karışık mı oynasak?" diye soran Jonghyundu. Diğerleri de "Çok mantıklı." diyerek ona katılmışlardı."Pekala o zaman takım belirleyelim." dediğimde "Kızların lideri benim erkeklerin ki de Onew. Üyeleri biz seçeceğiz." diye eklemeyi de unutmamıştım. Liderlik vasfım bir kere öne çıktı ya, kullanmadan olmazdı!"Sıla, Asu, Jonghyun ve Key bizim takımımızda olsun." dediğimde Taemin karşı çıkıp "Neden beni seçmedin?" diye sordu. Ben şaşkın şaşkın Taemin'in suratına bakarken Minho da aynı şekilde neden beni seçmedin der gibi bakıyordu. Taemin'in bu ani çıkışı beni heyecanlandırmıştı. Utanmasam beni kıskandığını düşünecektim.
"Mızıkçılık yapmayın kız bizi seçti işte." dedi Jonghyun ve Key'in omzuna kolunu dolayarak bizim yanımıza geçti. Züzü ve Effe karşı takıma doğru yol almışken onlar da bana kırılmış gibiydi. Nerede hata yaptım diye düşünürken Onew "Hani ikimiz seçecektik? Sen seçimi kendim yapmadın mı sence de Mina?" diye sorduğunda bir düşündüm. Doğru, ben kendi istediğim herkesi seçip takımları kurmuştum bile. Düşünceli düşünceli etrafıma bakarken "Aman neyse. Ben takımımı beğendim zaten. Bir an önce başlayalım da yenilişinizi ve dileklerimizi gerçekleştirmenizi izleyelim." diyen Onew ile herkes sandalyelerine kurulmuştu. Ben de kendi kendime "İyi de takımlar karışık olacaksa, kimin kazandığını nasıl anlayacağız..?" diye sormuştum. Ama üstünde fazla durmadım. Her halükarda Taemin'i kölem yapmam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TaeMin
Fanfic"Hayallerimiz neden gerçek olmuyor?" "Hmm.. Belki de hayallerimiz gerçekleşmeyecek kadar mükemmel ve bize aittir." Kapağımızın yapımı: Bright Photoshop. ' a ait. Facebook sayfalarını ziyaret edebilirsiniz~