Prenses ve Kahraman

9.1K 315 32
                                    

18. Bölüm sonu:

"Herkes işini bıraksın ve beni dinlesin! Bundan sonra kimse Alara'ya bir şey demeye cürret etmeyecek. Bir probleminiz varsa gelip benimle konuşacaksınız. O benim nişanlım ve yakında karım olacak. Onu ilgilendiren her durum beni de ilgilendirir. İtirazınız varsa şimdi hemen holdingi terk edin!"

Kimseden ses çıkmıyor herkes şaşırmış bir şekilde Tolga'ya bakıyordu. Ellerim adeta kor olmuş yanıyordu. Acaba o bunun farkında mıydı?

Tolga kimseden ses çıkmamasına memnun şekilde kafasını tatmin olmuş bir edayla salladı. 

"Şimdi herkes kendi işine dönsün." Dedi o erkeksi sesiyle.

Elimi daha da sıkı kavrayıp asansöre doğru yürümeye başladı. Arkamızda bıraktığımız meraklı bakışlarla dik bir şekilde yürüyorduk.

"Acıktınız mı?"

Söylediğiyle hızlı atan kalbim sanki mümnükmüşçesine daha da bir hızlı atmaya başladı. Acıktınız mı? Bizi gerçektende bu kadar düşünüyor olabilir miydi?

"Acıktık." Dedim en içten gülümsememden birini bahşederken. Onunda benden farkı yoktu. Kendimi adeta bulutların üzerindeymiş gibi hissediyordum. Asansörün düğmesine basamak için yeltenmiş ama sol eline ters gelmesine rağmen elimi bırakmayıp solla çağırmıştı asansörü. Gerçektende hayal görüyor olmalıydım.

"Annemleri arayalım da sofrayı kursunlar." Dedi yüzündeki gülümseme devam ederken.

Kafamı salladım ve onu dikkatlice süzmeye başladım. Gerçi bunu yarım saatten beri yapıyordum ama bu seferki bakışlarım adeta onu aklıma kazımak içindi. Bu gülüşü belki bir daha hiç göremezcesine korkuyla inceliyordum onu.

Dua ettim içimden sessizce. 'Artık ne benim ona gülen yüzüm hiç solmasın ne de onun bana bakan güzel gözleri bu sevgiyi yitirsin.'

~~~~~~~~~~~

Gözlerim masada duran bütün yemekleri adeta yermişçesine süzerken annem tarafından dürtülmemle kendime geldim.

"Gözlerinle yedin bitirdin Alara. Az daha sabret babanlar gelir şimdi."

"Napıyım anne, onlarda ne konuştu böyle anlayamadım. Hayır yani Tolga , Yakup Bey ve babamı ilgilendiren ne gibi bir konu olabilir ki?"

Omuz silkti.

"Ha bak geliyorlar işte."

Kapının eşiğinden girmeleriyle sofraya kurulmam bir oldu desem yeriydi. Hepsi bana bakıyordu. Tolga'yla gözümüz kesiştiğinde suratında ki gülümsemesini görmüştüm. Babam ve Yakup Bey'inde suratında aynı ifade vardı. Meraklanmıştım açıkçası.

Hepsi sofraya oturmuş ve çorba servisiyle yemeğe başlamıştık. Babamla Yakup Bey işten konuşuyor ve gülüşüyorlardı. Ben ise saniyeler içinde çorbayı bitirmiş aç gözlerle sofrayı kolaçan ediyordum.

"Çok acıktın herhalde kızım." Dedi Tolga'nın annesi Makbule Hanım.

"Şey, yani bu aralar çok acıkmaya başladım kendime engel olamıyorum da." Dedim hafif gülümserken.

İçimdeki Parçan #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin