Anlaşma

8.8K 329 27
                                    

14. Bölümün sonu :

"Hayırdır? Gücüne mi gitti?! İşte dün de kullanılmış hissettiğimde ben de tıpkı senin gibiydim! Öfkeliydim, ne yapacağımı bilemez haldeydim! Ama yanında ek bide üzgündüm ben! Çünkü bu hayatta sadece ben yokum ! Senin yaptığın gibi sadece kendimi düşünemem ben! Sorumluluklarım var, senin de var ama bunun farkında değilsin. Gerçi bunun hakkında endişe etmene gerek yok, bu bebekler sadece benim! Onlar sana ait olmadı olmayacakta!!"

Burnundan soluyordu.

"Pişman olacağın şeyleri söyleme bana Alara!"

Güldüm kahkahalarla.

"Sen pişman olacağın şeyleri her saniye her dakika yapıyorsun ama!" Dedim hiddetle. Yakup Bey ayağa kalktı hızlıca.

"Yeter artık ikiniz de saçmalamayı bırakın! Oturun yerinize." Dedi sükunetini korumaya çalışırcasına.

Süt dökmüş kedilere döndük ikimizde. Bu adamı hayatımda hiç bu kadar sinirli görmemiştim.

"Tolga'nın dediği gibi kızım , Bahar'ı oraya ilişkilerini bitirdiğini söylemek amacıyla çağırdı. "

Tam bir şey söylemek amacıyla ağzımı açacakken elini kaldırdı ve beni susturdu. Açıkçası Yakup Beyin bu sinirli hali beni korkutmuştu.

"Çağırdığını nereden biliyorsun diye soracak olursan biliyorum çünkü dün Bahar'ı holdinge çağırıp bir an önce konuşması gerektiğini ben söyledim. O da zaten bir an önce bunu yapmak istiyordu. Tolga'nın sessiz kaldığını söylüyorsun. Evet sustu, susmasının sebebi Bahar'ı onaylamasından değil kötü ayrılmak istememesinden dolayı. Yoksa Tolga'da bunu kabul edecek biri değil. Oğlumu iyi tanıyorum." 

Tolga'nın sert gözleri üzerimdeydi hala. Baktığı yeri delip geçecek gibi bir hali vardı.
Annem de bana bakıyordu şimdi. Kulağıma eğildi:
"Kız Alara yoksa sen bu çocuğu yanlış mı anladın?" Dedi çelişkili gözlerle.

Onun böyle demesiyle içimi kemirmeye başlamıştı bazı şeyler. Yanlış anlama ihtimalim olamazdı dimi? Yani olmamalıydı , bu kadar söylenmeden sonra haksız bir şekilde onu suçlamış olmam gerçektende büyük bir hata olurdu.

"Ama ben , ben..." Dedim lafımı tamamlayamadan. Söylenecek bir şey bulamıyordum çünkü. Ben her şeyi kendi açımdan düşünmüş ve Tolga'nın bana yalan söylediği konusu üzerinde durmuştum hep. Mahçup mahçup Tolga'ya bakıyordum şu an. Benim aksine o hala sinirli bakıyordu bana. Haklı gibi de duruyordu aslında.

"Sende haksız yere Tolga'yı incittiğinin farkındasındır umarım kızım. Hadi ondan özür dile." Dedi Makbule teyze iğneliyici bakışıyla.

Güldüm gözlerimi devirerek.

"Ne münasebet canım." Dedim saçımı arkaya atarak. Şu an burnumdan kıl aldırmıyordum evet, belki karşıdaki insan insan olsa seve seve üzgün olduğumu söyleyebilirdim ama şu an her ne kadar çelişkiye düşsemde onun tamamen suçsuz olduğuna inanamıyordum.

Kolumda hissettiğim ani acıyla " Ah yani şey demek istedim." Kolumu avuşturuyordum. Annemin çimciği canımı acıtmıştı. "Ben , ben ö. Ben özü. " Ağzımdan şu an her şey çıkabilirdi ama özür dilerim lafı çıkmıyordu. Dilemek istediğimde söylenemezdi zaten.

"Kızım dilini mi yuttun ?! Özür dilesene Tolga oğlumdan!"

Tolga'nın suratına baktığımda bulunduğu durum hoşuna gidermiş gibi bir hali vardı. Bu hali beni daha da sinirlendirmişti.

"Ben niye özür diliyorum anne? Tolga özür dilesin." Dedim kollarımı bağlayarak.

Tolga geri çekilip iyice koltuğa yaslandı.

İçimdeki Parçan #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin