6.

151 15 10
                                    

"Taehyung." diyerek başımı kaldırdığımda, onun çoktan uyumuş olduğunu gördüm.
İstem dışı bi şekilde ağzımın gerilediğini hissetmiştim. Tekrar önüme dönmüş ve deniz kenarında olmamızın nedeniyle biraz üşümüştüm. Sadece ben değil, Taehyung'un da elleri ve yüzü çok soğuktu.
Hemen doğruldum ve Ah In'i aramak için telefonumu cebimden çıkarttım. Tam arama tuşuna basıcaktım ki bi çift el buna izin vermemişti. Kafamı kaldırdığım da Taehyung'un bana bakıyo oluşunu görmüştüm.
"Se- sen uyumuyor muydun?" dedim. "Hayır. Sadece bu anın tadını çıkarıyorum." diye karşılık verdiğinde, "A- ama Taehyung çok üşümüşsün, eve gidelim artık." dedim. Kafasını iki yana salladığında tebessüm etmiş ve, aynı şekilde yanına uzanmıştım.
Çok geçmeden kapanan gözlerim, ve yorulmuş bedenim çoktan kendini uykunun tatlı kollarına bırakmıştı bile.
Sabah gözlerimi açtığımda kendimi odam da bulmuştum. Buraya nasıl ve ne zaman geldiğim hakkında hiç bi fikrim olmamasına rağmen, kimin getirdiğini anlayabiliyordum.
Taehyung'a teşekkür borçluydum. Hem de bir değil, iki tane. Ama ilk önce özür dilemem bi başka kişi vardı.
Baş ucumda duran telefonuma uzandım ve saatte baktım. Henüz 10.30 olduğunu gördüğümde yataktan kalkıp banyoya gittim ve sıcak suyla rahatlatıcı bi duş aldıktan sonra, tekrar valizimin önünde ki yerimi almıştım.
Beyaz yarım bluzumu,  dizleri yırtık kot pantolonumu ve beyaz spor ayakkabılarımı giyip, saçlarıma hafif şekil verdikten sonra yüzüme de renk verip mutfağın yolunu tutmuştum.

	Evden sessizce çıkıp, Ha Eun'un en sevdiği pastanın malzemelerini marketten almış ve eve dönmüştüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evden sessizce çıkıp, Ha Eun'un en sevdiği pastanın malzemelerini marketten almış ve eve dönmüştüm.

...

Pasta ve kahvaltı işi bittiği sırada annem mutfağa girmişti.
"Napıyosun kızım?" dedi mutfak kapısının kenarında durarak.
"Kendimi affettirmem gereken birisi var biliyosun anne. Onu halledicem. Sen büyük teyzeyi uyandırır mısın?" dediğim sırada, "Gerek yok, ben zaten uyandım." dedi Yoo Kang Woo teyze gülüp diyeceklerine devam etti.
"Ben Ah In'i uyandırırım, sende git kardeşini uyandır, hadi bakalım." dedi ve sırtımı sevdi. Bende başımı onaylar bi şekilde salladım ve koşarak Ha Eun'un odasına çıktım.
Yavaşça yatağın yanına, yere oturdum ve Ha Eun'un elini tuttum.
"Ha Eun, ben gerçekten çok özür dilerim senden. Saçma bi tepki verip gereksiz yere kalbini kırdım. Bu gerçekten hiç yapmak istemeyeceğim ve her zaman yapmaktan korktuğum bi hataydı. Ama napıyım işte sende biliyodun benim kişisel eşyalarımın karıştırılmasının sevmediğimi. Off kendimi nasıl affettiricem şimdi ben sana.." dedim.
Diyeceklerim bittiğinde Ha Eun ellerini saçlarımda dolaştırarak konuşmaya başladı.
"Cidden sana küs filan kalacağımı düşünmedin değil mi? Aptal filan mısın? Kalk, gel buraya ağlama." dedi ve yatakta kenara kayarak bana yer açtı. Uzun bi sessizlik ardından tekrar konuştu.
"Merak etmiyor musun?" dedi. Gözlerimi aşağıya doğru indirdim ve "Hı? Neyi merak etmiyor muyum?" dedim.
"O engellediğin çocuğun engelini neden kaldırdığımı." dediğinde yatakta hemen doğrulmuştum.
"Bak unutmuştum ben onu. Gerçekten neden kaldırdın engeli?" dedim. Kısa bi sessizlikten sonra Ha Eun konuşmasına devam etti.
"Sana mesaj atan kişinin kim olduğunu biliyorum Seo Hyun. O kişi.. O kişi Taehyung. Yani senin merdivenlerden düştüğün gün seni denizde o kurtardıktan sonra sanırım senden numaranı istemiş am sen vermemişsin. Doğru mudur?" dedi ve soru sorar bakışlarla bana baktı.
Ben olumlu anlamda başımı salladıktan sonra, "İşte daha sonra benim yanıma geldi. Benden istedi. Senden istediğini ama senin numaranı vermediğini filan. Öyle yani. Sonra sen onu engelledikten sonra bana mesaj attı. Ablan beni engelledi, çaktırmadan ya da ona söyleyerek engeli kaldır dedi. Bende sana söylediğimde izin vermeyeceğini bildiğim için gizli gizli yaptım ve sonra seni uyandırdım. Gerisi de zaten öyle." dedi.
Dedikleri gözlerimin vücudumdan orantısız bi şekilde büyümesini sağlamıştı.
Hızlı bi şekilde Taehyung'un evine gitmiştim. Kapıya olağan gücümle vurmuştum. Taehyung değil de, Taehyung'dan biraz daha kısa boylu birisi açmıştı. Bişeyler diyordu ama benim onu dinlemeye pek niyetim yoktu. Bu yüzden hızlıca yanından geçip, Taehyung'un nerede olduğunu aramaya gittim.
Bütün odalara baktığımı düşünürken gözüme bir oda daha çarpmıştı. Hızlıca oraya girdim.
"YAH TAEH- Be- ben özür dilerim seni aşağıda bekliyorum." dedim. Odaya girdiğimde Taehyung'u sadece beline dolamış olduğu havlu ve saçlarından köprücük kemiklerine damlayan ıslak saçlarıyla görmüştüm.
Onu öyle görür görmez hemen arkamı dönmüş ve aşağıda bekleyeceğimi söylemiştim.
Oturma odasına indiğimde bana kapıyı açan çocukla baş başaydık. Garip bakışları beni rahatsız ediyor ve Taehyung'un hemen aşağıya inmesi için tanrıya yalvarıyordum.
Sonunda beyefendi aşağıya inmeye teşrif etmişti.  Giydiği siyah kombiniyle bile mükemmel görünüyordu. Aish ne diyorum ben.

	Çok beklemeden hemen lafa atlamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok beklemeden hemen lafa atlamıştım. "Taehyung konuşmamız gerekiyor." dedim ve vereceği cevabı beklemeden onu kapıya doğru sürüklemeye başlamıştım.
Lanet olsun ki güçlü kolları ve ayakları yüzünden bi gıdım bile kıpırdayamamıştık.
Bi kaç dakika boyunca yüzüme baktı ve "Ne konuşacağız ki? Konu ne?" dedi.
"Bence sen daha iyi bilirsin konu ne ya da ne konuşacağız." diye çıkışarak cevap vermiştim.
Kaşlarını çatarak, anlamamamış bi şekilde bana bakmıştı.
"İyi peki madem bilmiyorsun söyleyeyim o zaman. Neden bana söylemedin Taehyung? Neden özel numaradan mesaj attın? Dün gece o kadar birlikteydik neden söylemedin?" dediğim sırada yanımızda bulunan çocuk,
"Birlikte miydiniz?" dedi. "Evet. Bi sorun mu var? Ayrıca şuanda ortasında bulunduğumuz konu ne seninle alakalı ne de seni ilgilendirir. O yüzden ya sus otur dinle, ya da burdan git." dedim.
Sadece, ben sadece şuanda Taehyung'a sinirliydim.
Yanımızda bulunan çocuk susamış, konuşmaya devam etmişti.
"Haksızsın Seo Hyun. Malesef üzülerek söylüyorum her konuda olduğu gibi bu konuda da haklı değilsin." dedi. Vücudumu ona çevirdim ve kafamı yana doğru eğerek ne demek istediğini anlamaya çalıştım. "Ne demek istiyorsun sen şimdi?" dedim.
"Mesajı atan Taehyung değil, bendim. Senin numaranı alabilmemin tek yolu Taehyung'u devreye sokmaktı. Seni seviyorum Seo Hyun neden anlamak istemiyorsun?" dedi.
"Ne? O- O mesajı atan sen miydin yani? Ciddi misin?" dediğim anda dizlerim boşalmış ve olduğum yerde çökmüştüm. Taehyung bana yardım etmek için belimden tutmuştu ama ona onu istediğimi belli ederek ellerini vücudumdan ittirmiştim.
Sinirliydim, kırgındım, incinmiştim.. Ama neden? Neden o çocuğa değil de Taehyung'a? Seviyor muydum? Bunu bile bilmiyordum. Baba.. Lütfen beni bu şeyden kurtar.. Sana gerçekten şuan çok ihtiyacım, bi çıkmazın içindeyim, nolur beni kurtar..
.
.
.
☄️☄️☄️
.
.
.
☄️☄️☄️
.
.
.
°×°Lütfen oy vermeyi unutmayın 🌈
Yorum yapar mısınız? 🐢
°×°İng. hesabım ; korelimhyalet bakarsanız sevinirim 💕
°×°Hikaye hakkında ki düşünceleriniz neler? Lütfen beni bilgilendirin. Ne güzel ne çirkin ya da hikayenin gidişatıyla ilgili.. 💞
°×°Herkese mutlu ve Kore'li günler dilerim 🌹
.
.
.
☄️☄️☄️
.
.
.
☄️☄️☄️
.
.
.

Seo Hyun * başrolde ki kızımız bu hanım * Biliyorum çok mütüşlü bu kıza bayılıyorum ben 🙄👭

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seo Hyun * başrolde ki kızımız bu hanım * Biliyorum çok mütüşlü bu kıza bayılıyorum ben 🙄👭

¦KTH¦ ✔️Summer Love ¦Tamamlandı¦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin