"Pekala, sonuçların haftaya gelecek."dedi Bay Park.
Kafamı önüme eğerek onu dinliyordum.
"O zamana kadar sadece vakit geçireceğin bir akadaşınmışım gibi düşünüp sohbet edebiliriz ne dersin?"dedi.
Kafamı kaldıramıyordum.
Belli belirsiz kafamı salladığımda gülümsediğini biliyordum.
"Pekala nelerden hoşlanırsın?"dedi.
Kafamı kaldırıp sorusuna cevap vermeyi düşündükçe nabzım hızlanıyordu.
Günler sonra ilk kez rüya görmüştüm.
Rüyamda Bay Park vardı.
Rüya bana özel olmasına rağmen o kadar gerçekçiydi ki gerçekle ayırt edemiyordum. Ve sanki Bay Park'ın da bundan haberi varmış gibi utanıyordum.
"Çiçekleri severim."dedim.
"Çiçekler."dedi Bay Park. Sandalyesine yaslanmıştı."Orkide mi seviyorsun yoksa?"dedi.
"Hayır, gül seviyorum."dedim.
"Gül mü?"dedi. Sesindeki şaşkınlık beni neden heyecanlandırıyordu?
Adamın şaşırmasına bile heyecanlanır olmuştum. Bunu sağlayan şey bir rüya mıydı yani?
"Evet, ama kırmızı değil, en sevdiğim renk kırmızı ama gülün kırmızısını sevmem, beyazını severdim ama burası sayesinde beyaz şeylere tahammül edemiyorum artık."dedim.
Dirseklerini masaya dayayıp"Anlıyorum."dedi."Peki şimdi hangi renk gülleri seviyorsun?"dedi.
"Eğer buketse, renk renk gülleri tercih ederim çünkü tespitiniz doğruydu, renkleri severim. Ama tekli ise pembe güller hoş kokar."dedim.
Saçmalıyordum.
Gülümsedi.
Kafamı kaldırıp ona bakabilme cesaretini toplandığımda bende gülümsedim.
"Uzun süredir ilk kez gülüyorsun. İşte bu her şeye değer Ha Neul."dedi.
Gülümsemeye devam ettim. Neden gülmeyi bırakmıyordum acaba?
"Bu günlük bu kadar yeterli, Yarın görüşürüz Ha Neul."dediğinde ilk kez odadan çımak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fel in Luv ; 𝐩𝐣𝐦 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
Fanfictionburada aklı başında olan bile delirirdi. -its about misaki- #627