"Saçlarınız boyatmışsınız."dedim. Bana uyaran gözlerle baktığında cümlemi,"Saçlarını boyatmışsın."diye düzelttim.
"Evet, madem renklerden hoşlanıyorsun, değişiklik olsun dedim."dedi.
En sevdiğim renk olan kırmızının ona pek yakıştığını düşündüm.
Düşüncemi dışa vurarak,"Yakışmış."dedim.
Gülümseyerek kafasını eğdi."Teşekkürler Ha Neul."
Ortamda bir sessizlik olduğunda saçlarımda oynamaya başladım.
"Kaçıncı sınıfta okuyorsun Ha Neul?"dedi Bay Park.
"Liseyi bitirmem gerekiyordu ama artık pek mümkün değil."dedim.
Sıkıntıyla başını eğdi.
"Anlıyorum, ama eğer istersen derslerini burada devam ettirebilirsin."dedi.
"Hayır. Evde yapmayı tercih ederim."dedim. Eve gideceğimden gerçekten umutluydum ama tek bir sorun vardı, hangi eve gidecektim? Ya da daha önemlisi bir eve gidebilecek miydim?
Annem çalıştığı evde yatılı hizmetliydi. Bu yüzden ben de orada yaşıyordum. Şimdi asla o soysuzlarla aynı eve dönmezdim.
Babamın yanına da gidemezdim. Beni evlatlıktan red etmişti.
"Aslında düşündüm de, gidecek bir yerim yokmuş."dediğim.
Bay Park kaşlarını çattı. Bu pek olmazdı. Nadiren gerçekleşen bir olaydı doğrusu.
"Nasıl yani?"dedi.
"Annemin yanına dönmemem, babamın yanına hiç gidemem. Açıkçası açıkta kalırım. Yani aslında gidecek bir evim yokmuş."dedim.
Bay Park'ın suratında düşünceli bir ifade vardı.
"Dışarıda bir hayatım var diyordun."dedi.
"Var."diye atıldım."Evimin olmaması, hayatımın olmaması anlamına mı gelir?"dedim.
"Yuva önemli bir şey Ha Neul, eş, çocuklar, anne, baba.."dedi.
"Evet öyle."dedim başımı eğerek."Sizin yuvanızda kimler var?"diye sorma cesareti buldum ama asıl merak ettiğim 'eşiniz var mı?' sorusunun yanıtıydı.
"Sadece ben."dedi gülümseyerek. Bu sefer buruk bir biçimde gülümsüyordu.
"Sanırım ikimizinde sağlıklı bir evi yok."dedim.
"Bu konuyla ilgileneceğim Ha Neul, sen şimdilik dinlenmene bakabilirsin."dediğinde odadan çıkma vakitlererinin artık beni üzdüğüne karar vererek odadan ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fel in Luv ; 𝐩𝐣𝐦 [ᴇɴᴅᴇᴅ]
Fanfictionburada aklı başında olan bile delirirdi. -its about misaki- #627