4.Bölüm

112 36 8
                                    

2 koca adam tarafından sürüklenmeye devam ediyordum. Haykırışlarım bütün koridor boyunca yankılanıyordu lakin sesimi duyan bile yoktu.İçimden bildiğim bütün duaları okuyordum. Saçlarımın diplerinden ziyade her taraflarım çok fena sızlıyordu hatta zaman zaman ellerimi bacaklarımı kontrol bile edemiyordum anlamsızca yürürken hatta ittire kaktıra zorla giderken arkamdan tıkırtılar geldi . benim fark etmiş olduğumu yanımdaki sığır gibi adamlarda fark etmiş ki hemen arkalarına aldılar beni siper ettiler anı hareketlerden dolayı gözlerim kararırken gözüme son bir sima takılmıştı.

Bu  Oğuzdu ... Sonrası zaten karanlıktı benim için

***OĞUZ***

Kalktığımda bir odada tıkılıydım. Yanımda kimse de yoktu onun haricinde burada  ne yapmam gerektiğini anlamıyordum sessiz sessiz bir köşede beklerken kapı açılır gibi oldu hemen olayı fark etmiştim ki uyuma taklidi yaptım bu arada kalp atışlarım hızlanmıştı ve kontrol etmem gerekiyordu aksi takdirde adam rol yaptığımı fark etmemesi gerekiyordu içeriye gelen ayak sesleri yükseliyor, biri diğerine emir veriyordu ve aralarında konuşuyorlardı. Gözüm kapalı onları dinlerken Gizem adındaki kızdan bahsettiler  ve diğerlerinden. Buraya gelme nedenlerine gelince, ilk başta enjekte edilen ilaçlardan yapmaya gelmişler sanırım veya sakinleştirici de olabilir adamlar o kadar hızlı konuşuyor ki anlamak mümkün olmuyordu o iğne her neyse yapmadan harekete geçmem gerekecekti ve içimden üçe kadar sayarken adamları etkisiz hale getirmem gerekecekti.

1-...2-...3
Hemen ayağı kalktığımla iğneyi adamın bacağına sapladım yerde acıyla inlerken kahkaha atmak istedim fakat daha 3 kişi vardı ve haliyle de bana doğru koştular. İyi bir eğitimim vardı ama yumruklar veya başka hareketler işe yaramıyordu, güçsüz hissediyordum kendimi ellerinden kaçamam gerekti deyse bende diğerlerine ne olduysa bana da aynısı olacak diye
düşünüyordum uzun çabalarımdan sonra üç adamı da yere sermiştim büyük bir zafer kazandım havalarına girerken dışarıdan sesler yükseldi. 

-Yardım edin lütfen beni duyan yok mu? !!!!.

Çaresiz kızın haykırışları koridorda inliyordu.

Hemen adamların elindeki silahı aldım, ona "Bak gördün mü seni yendim ha ha ha" bakışı attım.

Yavaş yavaş ilerliyor ses çıkarmayacak şekilde ilerliyordum. Bağırışın sahibini aradım etrafta ama görünürlerde kimse yok gibiydi daha çok ilerledim ilerledim sonra sıralı odalardan en Baştakinden geliyordu ses.

-Lütfen bırakın beni, ne olur dedi. Gizemdi bu, gözleri ağlamaktan kızarmış yorgun ve bitkin görünüyordu. Kalp atışlarım hızlanıyordu ne yapsam diye duraksadım orada ama fazla vakit kaybetmeden geri geri geldim odalara baktığım zaman Anıl'ın olduğu odayı buldum cam bölmeli yerden baktım ona beni görünce hemen ayaklanıp kalktı.
Bu kapı nasıl açılacaksa artık bir yolunu bulup çıkarmam lazımdı sonra Gizem denen kıza acil yardım etmeliydik.

Uzun çabalarımızdan sonra ne Anıl açabildi ne de ben açabilmiştim kapıyı bu yetmezmiş gibi yakalanma tehlikesiyle karşılaştım. Hele ki aklıma son anda odada dövdüğüm adamlardaki kartlar aklıma geldi o kartlar bu kapıyı açardı nede olsa beni çıkarmak için gelmişlerdi diye düşündüm Anıl'a el hareketleriyle burada dur diye işaret ederken anlamış olacak ki tamam anlamında kafasını salladı. 

Görünürlerde bir güvenlik bile yoktu burası nasıl bir askeri  yer diye kendi kendime söylenirken o sırada odaya gelmiştim. Adamları aradıktan sonra sadece birinde o kartlardan vardı. Hızlıca alıp çıkıyordum ki adam ayağımdan tutup beni fukara sümüğü gibi yere yapıştırdı. Kart elimden düşüp öteye gitti içimden adama lanet okurken bir yandan da üstümden çekmeye çalışıyordum. Nefes alış verişim hızlanmıştı cebimdeki bıçağa uzanmaya çalışıyordum ama adamda boş durur mu? Yumuk atıp ağzımın şeklini değiştirmişti eski halim olsa şimdiye adamın icabına bakardım ama kendime ne olduğunu anlamıyordum şimdi ise zar zor bıçağı alıp adamın bacağına saplamayı başardım. Adamım bağışları koridorda yankılanıyor diye kapıyı da üstlerine kapadım bir güzel kartı  aldığımla Anıl'ın olduğu odaya yürüdüm anahtarı okuttum açtım kapıyı.
Artık yorgunluktan yüzüm bembeyaz kesilmişti nefes nefese Anıl'a ancak.
-Gizem'in başı dertte diyebildim.

Yeni bölüm arkadaşlar umarım beğenirsiniz oylamayı ve yorum bırakın lütfen çoğalmamız için yakınınıza ve çevrenize söylerseniz sevinirim görüşmek üzere 😊😍😘

KAÇIŞ ( MUTASYON ) #WATTYS2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin