AFFEDERMİSİN...?

9 2 0
                                    

Kim bilir kaçıncı oturuşuydu Yusufun bu bankta. Kaçıncı selam gönderişiydi gökteki martılar... denizdeki gemilere.

"Neredeyse dedi neredeyse çeyrek asırdır bu köz... tee şuramda... tam da buramda yanıyor." Tamda buramda derken elini sol yanına ,göğsünün üzerine bastırdı. "Yokmuydu bir yolu bir çaresi bulunamazmıydı ?" diye yine bilmem kaçıncı defa soruyordu kendine. Bir taraftan martılara simit atarken ."Bunca yılın bana tek kazandırdığı Yağızım" dedi bu defa da .Hayatta en şükür ettiği şeydi Yağız'ı.

Böyle geçmişi ile bu günü arasında gidip gelirken Yusuf arka taraftan gelen müziğe kulak kabartınca ,sesin geldiği yöne bakma gereği duydu.Üç beş genç toplanmış bir delikanlı gitarın tellerine dokunuyor , kendisi çelimsiz olsada sesi hiçte öyle olmayan bir kız tuz basıyordu yusufun yarasına inadına... inadına.

" Aklımda kalmazdı yüzün ellerin ,ah bu şarkıların gözü kör olsun." Müziğin aheste ritmi ile gözlerinde canlandı Leylası denizin üzerinde bembeyaz elbisesi ...saçına mor bir leylak takmış gülümsüyordu Yusuf'a güya .Gel gör ki ortada Leyla falan yoktu. Yusuf'un gerçekleşmesini istediği bir hayalinden ibaretti sadece. " Bu günlerde bu kadar çok aklımda fikrimde olması normalmi? " diye sordu kendi kendine. Yine kendisi cevapladı "Normal tabi! ortalıkta lafı  okadar çok dolanıyor ki ondandır "dedi ."Reyyan kesin biliyordur gerçekten neler döndüğünü aslında , ona bir sorsammı ?"diye iç geçirdi ." O keçide görüşmüyor ki benimle " diye tısladı bu seferde. Kerimle araları bozulduktan sonra o mahalleden kimse ile  görüşmüyordu neredeyse Reyyan .Hatırı sayılır bir kaç büyüğü dışında.   Biraz kendine öfkeli  bir halle  bu defada " Dönse ne olur ki oğlum" dedi "Konuşmaz bile belki seninle" "Belki yüzüme bile bakmaz " diye söylendi. " Hem dönse bile kocası ile döner ,nişanlıydı en son evlenmiştir herhalde "dedi .Dudaklarını sıktı bu fikir aklına gelince ." Ama olsun" Kiminle ne şekilde dönerse dönsün ...konuşmasa da olur dünya gözü ile bir görsem yeterdi " dedi . Derin bir nefes aldı verdi." Bu kadarı normalmi acaba?" dedi." onca yıl geçti aradan hala düşündükçe içime bir taş oturuyor. Ne kadar çok sevmişim ben meğer Leylayı " dedi "Sevmezmisin oğlum ya ,kaç gün yemeden içmeden kesildin gittikten sonra ."diye cevapladı bu defada yersiz sorularından birini daha ."Keşke anlatabilseydim herşeyi ,koruya bilseydim onu...o zaman gitmesine gerek kalmazdı. Bende  bu eziyeti çekmezdim yıllarca "diye hayıflandı. Eziyet deyince Emelle evlendiği gün geldi aklına. O günkü kadar hayatında hiç pişman olmamış, kendini öylesine çaresiz hissetmemişti . Hiç o kadar öfkelenmemiş ti diyemeyiz ama ... Leylayı apar topar gönderdikten sonra o adamları nasıl dövmüşlerdi öyle... hayatında hiç kavga bile etmemiş biri olarak kendine şaşırmıştı Yusuf. Deli kuvveti gelmişti sanki bedenine . Kenan da belli bir potansiyel vardı zaten. Eh Kerimin de nadir de olsa bir iki tarafa diklendiği olmuştu ama Yusufun ilk ve en çetin tecrübesi olmuştu. o tır şoförünün; kabadayıdan bozma arkadaşlarını ,akrabalarını hallaç pamuğu gibi sağa sola savurmak  . Gerçi o gün Yusufun babası ...Kerimin babası... abisi anneneleri ve mahallenin kadınları yetişmeseydi... biraz zor kurtulurlardı ellerinden ama ;yinede Sakarya meydan muharebesi kadar değilse de ...yine de iyi cenk etmişti delikanlılar . Biraz mecazi bir espiri katmak gerekirse Bir kaç gün  "Kafa çatlak göz patlak "gezmişlerdi ortalıkta . Lakin kadını erkeği , büyüğü küçüğü...  büyük bir gururla. Sebep oldukları ölümün acısı tazeliğini korurken  birde Leylanın peşine düşmüşlerdi.  Ölüm tazminatı ,kan parası ödememek için. Tabi birde Leyla davadan vazgeçsin istiyorlardı .Üç cana mal olmasına rağmen... şoför akrabaları İdris cezasını çekmesin ...içerden çıksın hayatına devam etsin istiyorlardı. Leylanın hayatı , Makbule nin  Halil'in Kemalin hayatı umurlarında bile değildi. Leyla... Mahallelinin güzel kızı, biricik yetimleri , Halil'in... Makbule'nin ... Gencecik fidan Kemal'in emanetine sahip çıkmak adına bütün mahalleli bir cengavere dönüşmüştü. Cenazede çıkardıkları hırgür yetmemiş gibi kaç gün Leylanın evini gözetlemişlerdi. Hasan amca ile Hüseyin amca alttan alttan Leylanın teyzesi ile  gitmesi için zemin hazırlamışlar Yusuf ile Kerimi de bu işe ortak etmişlerdi. Akıllarınca Leylayı koruyacaklar kendileride beladan uzak durmuş olacakladı. Leylayı uzak tuttular ama kendi canları biraz sıkılmıştı .Mahallenin gençlerine esnafına dadandılar  bu defa. Yaptıkları yetmemiş gibi esnafı haraca bağlamaya kalkmışlardı. Sözüm ona kesilen cezayı tahsil etmek için. Giden canlar ne olacak diye hatırlatılınca "O Allahın takdiri "diye geveliyorlardı. Sarhoş  araç kullanmak gayet normalmiş gibi. Emniyete edilen şikayet pek gözlerini korkutmadığı gibi çok daha ileri gitmeye  başlamışlardı. Her konuda her türlü tacize başvurmaya başlayınca artık mahallenin delikanlılarını ne anneler nede babalar tutabilmişlerdi. En sonunda iki taraf ta şiddete başvurunca biraz olsun nefes almıştı mahalleli. Bir yıla yakın devam etti olaylar. Sonra Yusufun annesi hastalanınca ,tek çocuklarının mürüvetini  göre bilme gayreti ile alıvermişlerdi... dünden hevesli Emeli Yusufa. Geleceğe dair bütün umudunu kaybetmişti artık Yusuf yaşananlardan sonra. Evli barklı bir adam eski sevdiğine artık ne  anlatsındı ki... ? Niye anlatsındı... ? Niye dinlesindi ... Arkadaşını almıştı  sonuçta nikahına . Emel içinde tuhaf bir tecrübe olmuştu açıkçası bu evlilik. Yusuf ile Leylanın yarım kalmış hikayesini başından sonuna biliyordu. Zira bir çok zamanı birlikte geçirmişler... kocam dediği adamın başka birini nasıl sevebildiğine şahitlik etmişti. Aynı aşktan kendine de dilemişti ancak hayal kırıklığı olmuştu bu onun için .Birkaç yıl geçince evliliklerinin üstünden pes etmişti artık . Yusuf'u onu Leyla gibi içi titreyerek sevmeyecekti ...öğrenmişti. Yusuf ile aynı çatıyı paylaşmaktan  ötesini beklememeyi  öğrenmişti yıllar içinde. Herşey bitmiş gelecek gitmişti artık ikisi içinde .  Yağızın doğması ile bir nebze olsun değişmişti dünyaları . O kadardı sadece... Emelin en büyük pişmanlığı olmuştu talihsiz itirafı. " Kendimi bildim bileli seviyordum seni .Hep kıskandım sizi. Leylanın peşine takılan o çocuk benim akrabamdı. Seni aldattığını düşün istedim. Sende beni sev istedim. İki  akşamda bir getirdiğim pastalar börekler ;ailenin, senin gözüne girebilmek içindi. Leylanın saçına o sakızı ben yapıştırmıştım sınıfta. Kestirsin saçlarını... çirkin olsun diye ,birde  o şoförün akrabalarından bir iki tanesini ben kışkırttım size tazminat davası açacak dedim .O zamanın para birimi ile bir trilyon isteyecekler  demişti, Emel adamlardan birine " Hem Leyla diyor kii... rahat rahat yaşarım o parayla bir elim yağda bir elim balda .Enayi parası tatlı olur diye adamlara uydurma hikaye anlatıp kışkırtmıştı .O arada da Leylayı doldurmuştu  bir güzel ben olsam bir dakika durmam. Amerika... kızım düşünsene orda gidersin okuluna . Hem teyzenle enişten ne kadar seviyor seni çocuklarıda yok gül gibi bakarlar seni. Burada kiminle kalacaksın gibi birsürü şey  daha. Hoş onu dinlememişti Leyla ama Yusufun yüz çevirmesi ile mecbur kalmıştı gitmeye. Yusufla evlenirken bir tarafı sevinçten uçtu ama bir tarafıda vicdan azabı çekmişti. Bir anlık gaflete kapılıp yaptıklarından pişman olmuştu. Özellikle Leyla giderken ona sıkı sıkı sarılıp ağlarken çok pişman olmuştu .Kötü biri değildi Emel lakin nefsine uyduğu olurdu arada . Bu olayda da öyle olmuştu. Çocukluktan beri gelen aşkını itiraf  ederken Yusufa sinirlendiği bir akşam .Beni neden sevmiyorsun diye başlayan sitemi... itiraf gecesine dönmüştü. Sonrası da Emel için koca bir pişmanlığa dönmüştü yine . Yusufun gördüğü tanıdığı Emelden çok uzak şeylerdi çünkü anlattıkları. Yusufun yaşadığı şaşkınlık ... aklını kalbini karma karışık etti. Kaçmak istedi. Isısız bir adaya düşşün, orda öylece ölsün kuşlar yesin etini istedi ...Yesinler ve yok olsun Yusuf bu dünyadan istedi ama olmadı yapamadı. Emelin Gururunu en olmaz şekilde kırıp gidemezdi. Zaten Leylanınkini kırdığı için; kız dünyanın öteki ucuna gitmişti .Gerçi Leylanınki çaresizliktendi amma... büyük pay Yusufa düşsede bu gidişte; gerçekte öyle değildi aslında . O toy aklı ile sevdiğini kötülükten uzak tutmak istedi .Tabi bunun çaresi vazgeçmekmiydi orası tartışılır. Vazgeçişi sadece fizikseldi gerçi ...kalb -i  olarak hiç vazgeçmemişti. Emelden de Vazgeçse olmadı... gönlüne yakıştırıp sevse olmadı... hem zaten olurmuydu sahi ?  bir kalbe iki aşk sığarmıydı ? Öğrenemedi hiç Yusuf.Leylası ilk aşkı hatta son aşkı olarak kaldı hep .Emelde  komşu kızı Emeldi işte ... sonrada Yağızının annesi idi o kadar. Kendini  Emele karşı hep mahcup hissetti ,haksız saydı  her zaman. Taaki itiraf gecesine kadar .Emelin anlattıkları Yusufu hafifletti vicdan yapmasına okadar da gerek olmadığını öğrendi.Emeldeki Yusuf aşkı hiç bitmedi oysa birgün ya severse diye bekledi ...umut etti ,hayal etti.Yusufta yaprak oynamadığı halde. Leylaya baktığı gibi baksın istedi. Yusufun Gözlerindeki o ışığı hiç göremedi Emel  .Saygı vardı, değer  vardı ,merhamet vardı...Lakin aşk yoktu o gözlerde . Emelin hatıralarında yoktur ki Yusuf bir defa aşkla baksın yüzüne .Babacan bir tavırdan ziyade Erkek gözü ile baksın dı karısına .Arzuları istekleri olsun...mecburi bir görevden öteye gitsindi en mahrem sırları. Saçlarını elleri titreyerek sevsin istedi ama olmadı . Leyla Amerikalardan beri daha yakındı Yusuf 'a. Emel ise aynı evin içinde bile en uzağına düşmüş gibiydi. Ve eksik aşk, eksik evliliğe kavil geldi Emel son nefesine kadar. Hoş onun ömrüde pek uzun olmamıştı ya.

YENİDEN BAŞLAMALI...  (NEVA ...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin