2

325 33 54
                                    

Elimdeki telefonu döndürüp dururken Natsunun neden mesaj atmadığını merak ediyordum.

Son zamanlarda bana mesaj atmayı kesmiş, sadece arayarak konuşuyordu. Bu da yeni üşengeçlik seviyesiydi...

Telefonum çalmaya başlayınca gülümseyip açtım.

"Neden bu kadar geç aradın seyyar çene?" diye sordum. Natsu iç çekip konuştu.

"Hadi ama luce? Seyyar çene mi? Ciddi misin? Başka lakap bulamadın mı?" diye sordu.

"Hayır, fazla gevezesin. Sana yakışıyor bu lakap." dedim gülerek.

"Hey! Bende sana lakap uydururum bak!" diye tehdit etti Natsu.

"Hadi ya? Tamam bul bir tane." dedim. Bir süre mırıldanma gelince Natsunun bana lakap bulmaya çalıştığını anlamıştım.

"Hah! Buldum. Bundan sonra lakabın... Etli Luce!" dedi. Elimi alnıma çarptım.

"Bana şişman mı diyorsun lan sen? " diye çıkıştım.

"Yani hafif etli olduğun doğru ama bu lakabı bana güzel et pişirdiğin için taktım." dedi.

"Bu bir bahane miydi? Ahh neden dünyanın en odun sevgilisine sahibim?" diye yakınıp kendimi yatağa attım.

"Çünkü benden başkası sana bakmazdı..." dedi Natsu.

Lan bu iyice sinirimi mi bozmaya çalışıyordu!

"Sana baksalardı öldürürdüm Luce." dedi sevimli bir şekilde ve yine kalbimi kazanarak dünyanın en tatlı sevgilisi köşesine yükseldi.

Yanaklarım kızarırken konuşmadım. Kapını çalmasıyla yatakta dikelip natsuyla konuştum.

"Biri geldi. Sonra konuşuruz olur mu?" dedim. Natsu tam itiraz edecekken yüzüne kapatıp yataktan kalktım.

Hala çalmakta olan kapıya gidip açtım. Açar açmaz üstüme atlayan juvia ile yeri boyladık.

"Juvia luşiyi çok özledi!" dedi yerde yatan bana sarılırken. Gülümseyip sarılmasına karşılık verdim.

"Daha geçen gün görüştük jubi!" diye itiraz ettim.

"Ama dün natsuylaydın... Juvia çok yalnız hissetti." dedi dudak büzerken.

Toparlanıp ayağa kalktık.

"Seninde Grayin var. Onunla gezseydin ya?" dedim. Jubi gozlerini kaçırdı.

"Gray sama dün evde değildi. Tüm gün dışarıda dolaşmış. Erza sanın dediğine göre birini takip etmiş." dedi juvia gözleri dolmuştu.

Elimi omzuna attım.

"Sakin ol jubi. Bir kızı takip etmemiş ya? Belkide kuzeni falan bir yerlere gitmesin diye onu gözetlemiştir." diye avutmaya çalıştım.

"Juvia, Gray samanın kendisi hariç her kıza iyi davrandığını biliyor." dedi somurtarak.

"Tamam. Pes ediyorum, Grayi arayıp sor o zaman." dedim. Gülümseyip telefonu eline aldı. Telefon bir iki çalıştan sonra açıldı.

"Şey Gray sama. Lucy evde parti veriyormuş senide çağırdı." diyince Jubi ye ters ters baktım. Ne yani benim suçum neydi? Neden hep benim evim olmak zorunda?

Juvia tam telefonu kapatacakken konuştum.

"Madem geliyor Natsuyuda alıp gelsin." dedim. Juvia duraksadıktan sonra konuştu.

"Gray sama, Natsuyu da getirebilir misin? Evet, evet eminim gelecektir." dedi ve kapattı. Zoraki gülümsedikten sonra koltuğa geçip oturdu.

"Ee randevunuz nasıl geçti?" diye sordu jubi. İç çekip yanına oturdum.

"Eğlenceliydi. Sevdiğim yazara kitabımı imzalattım." dedim sevinçle. Juvia gülümseyip bana baktı.

Sehbaya uzanıp kitabı aldım ve jubi ye verdim.

"Aeternum Vale mi?" diye sordu. Başımı sallayıp açıklamasını yaptım.

"Latince, sonsuza dek elveda demek." dedim. Jubi onaylayıp ilk sayfasını açtı. Bir iki kelime okuyunca gözleri şaşkınlıkla açıldı.

Evet, hayran olunacak bir kitaptı...

"Luşi? Kitabı okuyabilir miyim?" diye sordu. Şaşırsamda onayladım. Ne de olsa jubi nin okuma alışkanlığı aynı Natsu gibiydi.

Kitabı çantasına koyarken sessizlik hakim oldu...

Diger bolum dogruluk cesaretlik oynucaklar sjskksls

Aeternum ValeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin