9

193 27 17
                                    

Direk Gray ve Juviaya sormam daha mantıklıydı değil mi? Ama nedense hiç bir şey öğrenmek istemiyorum.

Telefonumun çalmasıyla başımı Natsunun omzundan kaldırıp telefonu açtım.

"Efendim?" diye sordum uykulu bir sesle.

"Neredesin sen!" diye bağırdı Gray. Gözlerimi kısıp etrafa baktım. Gece yarısıydı ve hala parktaydım.

"Parkta..." dedim.

"Seni gerizekalı! Parkta yalnız başına ne yapıyorsun? Hemde bu saatte?" dedi.

Esneyip sakince cevapladım.

"Yalnız değilim Natsu yanımda." dedim.

"Hah, emin ellerdeymiş. Şimdi kendimi çok daha rahat hissettim, mal!" dedi alayla. Gözlerimi devirirken konuşmaya devam etti.
"Sakın kıpırdama hemen geliyorum." dedi.

Yüzüme kapanan telefonla tekrar esneyip Natsuya baktım.

Hala uyuyordu, aynı bir melek gibiydi. Tatlı ve sadece bana ait bir melek gibi.

Elimi saçları arasına geçirip sert saç tellerini açarak elimi ilerlettim. Saçı kısa olmasına rağmen dolaşıktı. Elimi aniden çekince yolunmuş saçlarıyla çığlık atıp kalktı.

"Ne yapıyorsun Luce! Kel kalacağım burada!" diye bağırdı. Kıkırdayıp yolunmuş saç tellerini cebime soktum.

Kitaplarımın arasına koyacaktım... (Lucy, juvia moduna geçti yandik skdkl)

Esneyip bana baktı.

"Arayan kimdi?" diye sordu Natsu. Omuz silktim.

"Graydi. Buraya geliyormuş." dedim. Başıyla onayladı.

Parkta bir göz gezdirince gördüğüm şeyle göz bebeklerim açıldı.

Kızın biri bağırıyordu.

"Kim böyle bir parka mezar yaptırabilir ki! Yasal değil!" diye bağırdı. Elini tutan kızını kucağına aldı ve parkın çıkışına doğru ilerledi.

"Natsu!" diye seslenince Natsu ilk önce irkilsede bana baktı.

"Yine ne oldu?" diye sordu. Sırıttım.

"Hadi şu bahsi geçen Mezarı arayalım." dedim. Natsu gözlerini devirdi.

"Hayır, aramayacağız." dedi. Kaşlarımı çattım.

"Ne demek aramayacağız. Ben merak ediyorum ama..." dedim ve ayağa kalktım.

Natsunun bağırışlarını takmadan kadının çığlık attığı yere doğru gittim.

Otların arasında ki yere girdim. Natsu kolumu tutup beni durdurdu.

"Bunu öğrenmemelisin... Lütfen luce, beni bırakmanı istemiyorum. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum." dedi titrek bir sesle.

Natsuya kıyamasam bile merakım daha ağır basmıştı ve ruhum sanki mezarlığı aramam için beni teşvik ediyordu.

Mezar olduğunu düşündüğüm taşın oraya gelince dilim tutuldu.

"Olamaz..." diye bir ses duyunca juvia ve Grayin de gelmiş olduğunu anlamıştım.

"Mezarı görmemen gerekiyordu." dedi Gray.

Başım dönerken ne olduğunu hala idrak edememiştim. Sadece arkamda ağlayan bir Natsu olduğubun farkındaydım.

Sonraki bölüm final jsksks

Aeternum ValeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin