5

235 31 38
                                    

Natsuyla buluştuktan sonra kendimi eve atmıştım. Yorgunlukla kendimi yatağa atıp uyuma fikri gelmişti. Pijamalarımı giyip yatağa atladığımda bir bedene çarpmamla yeri boyladım.

Biri yatağımda yatıyordu!

Esneyerek üstündeki yorganı kaldırınca göz devirdim.

"Jubi? Yatağımda ne işin var?" diye çıkıştım. (Natsu sananlara selam smsm)

"Juvia burada kalmak istedi. Juvia luşi yi yalnız bırakamazdı." dedi.

"Neden juvia bana haber vermeden evimde kalıyor?" diye kinaye yaptım. Omuz silkti.

"Jubi haber vermeyi unuttu." dedi şirince. İç çektim.

"Pekala, kalabilirsin ama tüm gece Grayden bahsetmek yok." diye uyardım.

"Juvia Gray samandan başka konu bilmiyorki? Luşi hangi konudan konuşmak istiyor?" diye sordu. Ciddi bir ifadeye bürünüp kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Natsudan konuşabiliriz... Bugün buluştuk Jubi! Bir harikaydı. Her zamanki gibi yakışıklıydı..." diye devam ederken Juvia bıkkınlıkla iç geçirdi.

"Juvia artık natsu sandan bahsetmenizi istemiyor..." dedi sıkılmış gibi. Aslında son günlerde sürekli natsuyla buluşmam ve onunla ilgili konuşmamdan dolayı bir alınganlığı olduğunu fark etmiştim.

"Kıskandın mı jubi?" diye sordum.

"Evet, juvia kıskanıyor." dedi dürüstçe. Gülümseyip juvianın üstüne atladım. Karnından başlayarak gıdıklamaya başladım. Juvia gülüp ellerini beni engellemek için uzattı.

"Yapma! Dur. Luşi..." gibi kahkaha eşliğinde sôyleniyordu.

Juvianın gülmesine karşılık gülmeye başladım.

"Grayden bahsederken ben şikayet ediyor muyum he?" diye sitem ettim ama juvia cevap verecek durumda değildi.

Gıdıklamayı bırakınca juvia nefes alıp vermeye başladı. Elini yastığa uzattığında ne yapacağını anlayıp kaçmak için ayağa kalktım.

"Atmayacaksın değil mi jubi?" diye sordum. Başını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır, yastık kendi başına uçacak."dedi. Tam sırtımdan yediğim yastıkla kendimi yere atıp ölü taklidi yaptım...

"Yaptığını beğendin mi? Ölüyorum... " dedim kesik bir sesle. Juvia yataktan ayaklarını sarkıtıp bana baktı.

"Ölmeden... Size son mirasımı açıklayacağım..." dedim ve hemen ardından yalandan ôksürdüm. Juvia göz devirmesine rağmen yanıma geldi.

"Arka dolapta ucu delik bir çorabım var o senindir Jubi... Ve gray ye ise eski yırtık t shirtümü veriyorum. En son da Natsu... Dolapta iki yıldır açılmamış bozuk et var.. O da natsuya... Zehirlenip ölmezse gayet lezettli." dedim.

Jubi gülüp yastığı yüzüme vurdu.

"Juvia lucy nin mirasını istemiyor. Juvianın yeterince ucu delik çorabı var çünkü." dedi.

Gülüp başımla onayladım. Ayağa kalktım.

"Ben acıktım, bir şeyler atıştıracağım. İstediğin bir şey var mı?" diye sordum. Yatağa oturup telefonu eline aldı ve başını olumsuz anlamda salladı.

Kesin grayle konuşacaktı. Odadan çıkıp kapıyı kapattım. Mutfağa yönelip noddle aldım sıcak suyu beklerken gözüme juvianın çantası ilişti. Ağzı hafif açıktı.

İlerleyip içindeki kitabıma baktım. Juvia bunu neden istemişti ki? Okuduğunu da sanmıyordum..

Kitabı elime alıp içini açtım. Kitap ayracı benim koyduğum yerdeydi. Kitabı kapatmadan başındaki sayfada yazılı olan yazarın imzasına bakmak istedim. Ama... Sayfa boştu!

Yazar bir şey yazmamışmıydı? Ama neden... Trollenmiştim. Neden imza atmamıştı ki? Adil değildi.

Ben mızmızlanmaya devam ederken suyun kaynama sesine döndüm. Kitabı jubinin çantasına koyup suyun yanına gittim.

Sanırım uzun bir gece olacaktı...

Çok aksiyonsuz bir kitap ya... Snskss ama ben hiç trollük yapmam mı? Yaparım tabi...

Aeternum ValeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin