8

194 27 29
                                    

Başımın ağrısına mı yoksa Juvia ve Grayin hararetli tartışmasına mı uyandım bilmiyordum.

"Şunu söylemeyi kes juvia! Her an uyanabilir." dedi Gray tedirgin bir şekilde.

Benden bahsettiklerinde gözümü açmadan yumdum. Benden bir şeyler sakladıklarına emindim ve bunu bu şekilde de olsa öğrenmeliydim.

"Juvia çok endişeleniyor ama Gray sama. İlaçlar bile etki etmemeye başladı." dedi. Kaşlarım istemsizce çatılırken geçen gece verdikleri ilacı hatırladım. Uyku ilacı mıydı? Yoksa ağrı kesici miydi?

İstemsizce öksürünce rol yapmamın gereği kalmamıştı.

Gray ve Juvia endişeyle bana bakıyor, konuşmalarını duyup duymadığımı tartmaya çalışıyordular.

Hemen çıkışmak gelsede içimden şimdilik saklamaya karar verdim. Belki Natsu biliyordu, Gray le kavga etmelerinin sebebi bu muydu yoksa?

"Günaydın." Dedim gülümseyerek.

İkiside önce birbirlerine baktılar sonra bana döndüler.

"İyi misin?" diye sordu Gray. Başımla onayladım.

"Evet, ama  başım ağrıyor ağrı kesici verir misin jubi?" dedim. Juvia şaşkınca bakarken Grayin dürtmesiyle ayaklanıp banyoya koştu.
Bir iki dakika sonra elinde ilaçla geldi. Avucuma alıp ağzıma atar gibi yaptım sonra da su içtim.

Bu ilacın neye yaradığını bulmalıydım.

                             ***

Juvia ve Gray sonunda evlerine gittiğinde Natsu ile buluşmak için parka gittim.

Avucumdaki ilacı sıkıca tutuyor ve Natsuyu bekliyordum.

Her zaman geç kalıyordu...

Biri boynumdan aşağı bir yük binince gülümseyip kollarına sarıldım.

"Geç kaldın, yine" dedim. Gülümseyip banka , yanıma oturdu.

"Ee noldu bitanem?" dedi bana. Başımı eğip avucumda ki ilaca baktım.

"Juvia ve Gray bir şeyler saklıyor ve bana ilaç içiriyorlar." dedim. Natsuya baktığımda yüzünde ki ifade değişmemişti.

"Korkuyorum Natsu... Güvenemiyorum." dedim.

Natsu uzanıp elimi tuttu.

"Endişelenme, onlar senin kötülüğünü istemez." dedi. Başımı salladım.

"Ama benden bir şey saklama gereği duymaları sinirimi bozuyor." dedim. Elimi iyice sıkıp gözlerimizi buluşturdu.

"Sende benden bir şey saklıyorsun." dedim. Kaşları çatılırken gülümsedi.

"Hangi konuda?" diye sordu.

"Grayle neden kavga ettiniz?" diye sordum. Yüzünü ekşitip önüne baktı.

"Bunun nedenini Graye sor." dedi.

"Ben sana sormak istiyorum." dedim ısrarla.

"Bak luce... Nedeni ni bende bilmiyorum. Gray... Birden böyle davranmaya başladı. Bende sorgulamadım." dedi.

Sinirlerim iyice gevşerken elimi Natsunun elinden kurtardım.

"Aa yine mi sen sarışın?" dedi önümde dikilen pircingli çocuk.

Zaten sinirliydim ve bu çocuklada uğraşamazdım.

"Defol senle uğraşamam." dedim. Natsu kaşlarını çatmış Gajeele bakıyordu.

"Kim lan bu kaşsız herif?" diye sordu.

"Geçen gün buraya gelmiştik ya iki sevgili vardı ya? Ha işte o mal bu." dedim.

Gajeel kaşlarını çattı.

"Sende delisin, ben bir şey diyor muyum?" diye sordu.

"Hadi uzatma, rahat bırak bizi." dedim. Omuz silkip arkasına baktı.

"Yardım istersen, sevgilim bir psikologun yanında asistan." dedi. Cebinden çıkarttığı kartviziti bana verdi. İstemsizce alırken Gajeel arkasını dönmüş gidiyordu.

"Ne saçmaladı bu şimdi?" dedi Natsu. Kaşlarımı çattım.

"Kısaca bana sorunlusun dedi." dedim somurtarak. Natsu kolunu omzuma atıp başını boyun girintime yasladı.

"Başkalarından konuşmayı bırak Luce. Sadece ikimiz olalım istiyorum. Her zaman yanımda kal istiyorum, beni yalnız bırakma." dedi.

Neden böyle duygusallaştığını anlamasamda onaylayıp başımı Natsunun başına koydum.

Serin havada uyku ele geçirirken rahatlamış hissediyordum.

Bu park huzur bulduğum tek yerdi. Hele de Natsunun yanındaysam...

Finale bir iki bölüm kaldı ehehe sırf okullar acılıyor belki okuyamazsınız diye çabucak yazıyorum bu yüzden kısa oluyor bölümler nese iyi okumalarrr

Aeternum ValeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin