Boynuna batırdığını şeyle ilk başta affalsam da Sonra adamı iki hareketimle yere serdim. Jisoo
- böldü iyi misin?
- ah iyiyim sanırım boştu bir şey enjekte ettiğini hissetmedim.
- tm hadi kızları alıp gidelim.
- nereye?
- doktora nereye.
- gerek Yok olsaydı şimdi ye kadar bir şey olurdu. Diyip lisa arabadan zorla indirdim. O sırada bizim araba durdu. Emin olmak yakalarına felan baktım. Bunlar bizim adamlardır ikisi gelip. Rose ile lisa yı aldı. Bizde arabaya bindik.jisoo
- bak lütfen hastaneye gidelim.
- istemiyorum şuan tek ihtiyacım olan şey uyku zaten yarın erken kalkıp işe başlıycaz. Lütfen ısrar etme.
- peki. Diyip önüne döndü. Kısa bir süre Sonra pent haouse varmıştık. Arabadan indik. Ben buseler lirayı adamlara bırakmıştım. Hızla asansöre herkes den önce binip 42. Kata çıktım. Odanım kapısına gelip şifreyi girdim. Hızla kendi yatağa attım. Gözlerim hızla kapandı.
Sabah 7
Yatağımdan tanımadığım bir kadın tarafından kaldırıldım. Şu sabahlar keşke hiç olmasa!! Ah lanet!!
- sen kimse be?!
- ben kim Woo bin beyin tutuğu stitlistim. Sabahları sizi ben kaldırıp kıyafetlerinizi ben giyidircem. Saçlarınız ve makyajınız da öyle tabi.
- siktir! Off ya !!!
- hadi diyip beni zorla yataktan ayırıp elime bir kaç kıyafet tutuşturdu.
- bunları giyin. Ben sizi burda bekliycem. Diyip beni tolete fırlattı. Zor da olsa giydim. Tereklerden gerçekten nefret ediyorum. Yha!!!!!! Lanet girsin böyle işe!!! Diyip bamyadan çıktım. Çıkar çıkmaz diğer kızlar da benim odamdaydı. Onlar çoktan hazırdı. Kadın beni hemen otturdu. Saçlarıma fön çekti. Hızlı bir şekilde makyaj yapıp çantamı hazırlayıp. Elime tutuşturdu. Aynaya baktık.Güzel dik yahu!! Aman banane!!
- hadi gidelim. Diyip odadan çıktım. Digerleri de öyle. Jisoo
- kızlar hiç bie şey belli etmiyoruz biliyorsunuz ne yapacağınızı. O zaman görev başladı. O sırada asansör geldi. Asansöre bindik. Bir birimizle hiç konuşmadan aşağıya indik. Bir birimizi hiç tanımıyormuş gibi davranacağımız için farklı arabalarla gidicektik.Çoğu zaman kullandığım bu arabaya bindim. Diğer kızlardan önce bütün gücümü gaza verdim. Telefonum saki konuma bakarak hızlı bir şekilde ilerleyordum. Sonra biraz solumda lisa belirdi. Yarış yapalım diye camdan bağırır bağırmaz gaz İbrani sonumu gösteriyordu. Bana yavaş yavaş yaklaşıyordu. Ani bir fren yaptım. Çünkü şirketin önüne gelmiştik. Şirketin yer alıntıdaki yere rabamı park ettim. Güvenlik yanımıza geldi.
- buyurun ne için gelmiştiniz ? Tatlı bir es tonuyla
- şey biz Yen'i işe alınan sekreter leriz de bize yardım edermiiniz? Allahım kusucam ıykk!
- tabi buyurun. Diyip asansörü gösterdi. Bir düğmeye basıp.
- 6. Kata geldiğiniz de sağa dönün size oradakiler yardım eder.
- saolun. Kapı kapınır kapanmaz kızlar kahkaha atmay başladılar rose
- yha biz jennie yi geri istiyoruz!! Hahaha o neydi be?!
- çarparım agazına!! Kes. O sırda asansörün kapısı açıldı. Dışarı çıktık. Ay burası Çalışkan insan kokuyordu. Iykk!! Resepsiyon gibi olan yere doğru yürüdük.
- ne için gelmiştiniz? Jisoo yanıtladı
- biz işe Yen'i başlıycazda.
- tm daha patronlarımız gelmediler. Biraz şurda bekleyin. Dedi. Bunu pek sevmemiştim. Gözlerimle etrafı turluyordum. Ahh şu topuklular beni bitirecek. Artık beklemekten sıkılmaya başladım. Bir anda gözlerim karardı. Ama bir süre Sonra geçti. Sanırım uykusuzluktan. Bir süre içeriye güneş gözlüklü yedi adam girdi. Bunlar onlardı. Rsepyondaki kadın onları durdurup
- efendim Yen'i sekreter leriniz gelmiş. Diyince biz tip tip baktılar. Diğer üçü önlerinde eğildi. Bende onlara tip tip bakmakla meşguldüm. Ta ki jisoo bacağımı sıkana kadar. Beni zorla egilttirdi. İki saniye Sonra hemen kalktım. Hatırladığım kadarıyla adı jimin olan çocuk
-beni takip edin hanımlar. Diyip önümüze geçti. Uzun koridorun ardından 14 kapı ile karşılaşmamız bir oldu. Bana
- sen sert bi kıza benziyor sun suga hyung un sekreteri sen ol. Roseu gösterip
- sen benimsin. Jisoo yı gösterip
- sen ise jin hyung. Lisaya ise
- kokie nin ol. Deyince sormadan edemedim
- kokie?!
- ah bizi tanıdıkça anlıycaksın. Hadi işleriniz hayırlı olsun. Kızıl kız benle çok işimiz var diyip odaya girdi. Ardında rose. Sonra yanımıza hatırladığım kadarıyla ismi jin olan şahsiyet geldi.
- merhaba hanımlar.
- merhaba.
- benim sekreterim kim ? Jimin seçmiştir. Jisoo bir adım öne atılarak
- benim.
- memnun oldum ben jin.
- bende Jisoo. Bende memnun oldum. Diyip yalandan bir gülümseme sundu. İkiside gittiler. O sırada telefonuma mesaj geldi. Açıp baktım.
" aferin iyi gidiyor. Ama daha fazla içten gülümsemeye çalışın" Yazıyordu.iki kişi yanımıza geldi. Suga ve jungkook tu bunlar sanırım. Jungkook
- hanginiz sekreterimseniz saat iki deki toplantıyı 4 e alsın. Diyip odasına girdi. Lisa da onun yanına gitti. O çocuk bana bakıp
- hadi sanırım sende bana kaldın. Gel benimle diyip içeri girdi. Bende meraklı gözlerle peşinden gittim. Oda koyu tonlar ağırlıklı bir odaydı. Kendi sandalyesin geçip oturdu. Bir kaç bir şey imzalıyıp elime verdi.
- bunları üst kattaki tasarlama bölümüme götür. Dedi
- peki. Diyip odadan çıktım. Hay ben böyle işin !!! Resmen ayakkçı oldum. Asansörü bekle ek yerine ayağımdaki takozlarla zorda olsa yukarı çıktım. Kapının üstünde tasarlama yazıyordu. İçeri girdim. Herkes bana tip tip bakıyordu.
- ah merhaba ben suga beyin yeni sekereteyim.
- ah geçmiş olsun. Kaç yaşındasın? Pek de genç duruyor yazık oldu.
- ha?!
- bir şey Yok hoş geldin. Alıyım dosyaları. Dosyaları uzatıp odadan çıktım. Aşağı indim kapıyı tıklatıp içeri girdim. Girer girmez
- ne kadar uyuşursun öyle. Ya ben yeminle bunu öldürürüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Boys( Bts/ Blackpink)
Hayran KurguBirbirlerini en büyük düşmanları.. hangi taraf kazanacak? Yoksa iki tarafta kayıp mı edecek? Merak ettiysen aç ve oku pişman olmazsın!