KY_6

607 28 0
                                    

Merhaba arkidişleer. Fazla uzatmadan bölüme geçmek istiyoruz. Ama napalım çenemizi tutamıyoruz işte 😅
Şimdiii...
Neden hemen düğün gününe geçtik? Şöyle ki, asıl olaylar evlendikten sonra başlıyo. Biz de 'çok sıkmayalım, geçiverelim nolcek? Hem orası daaha bi ekşınlıı' dedik (djdkldl)
Veeee düğün gününe geçtiğğğk. İnş beğenirsiniz. Ayrıca şu anda okunma sayımız az (ahh kalbim sızladı, üzülüoruz 😢) ama biz inanioruz kiğğğ siz okurlar bizi yalnız bırakmıycaksınız 😊😊 Vote ve yorumlarınızı bekliyoruz.
             "Bir dee, medyada Esin'in düğündeki elbisesi var. (büstiyeri istiyoğummm) 😂"

Neysemm...

Keyifli okumalar 😘😘

***

"Koca bir ömrü harcamak dedikleri gerçeğin altını, seninle çizdim ben."

O.A
___

DÜĞÜN GÜNÜ

"Ay ışığı..."

Kendi duyabileceği bir fısıltıda söylediği bu sözler, Asel'e Karan'ın o geceki gözlerini hatırlatıyordu. Tüm gece boyunca yarı uykulu yarı uyanık bir vaziyette o geceyi düşünüp durmuştu. Aslında tek düşündüğü o değildi. Bugün 'evleneceği' gündü. Karan'la son görüştüğünden bu yana  iki gün geçmişti. Ne kadar çabuk geçtiğini anlayamadığı bu iki gün içinde düğün hazırlıklarıyla kafası allak bullak olmuştu. Derin bir nefes alıp rahatlamak istiyordu ama Esin'in yatağın boş kısmına zıplamasıyla bunun ne kadar zor olduğunu daha iyi anladı.

"Gelinnn Hanıııım,kallllk hadiiiiii!!"

Bu sözcüklerin verdiği tiksintiye mi yoksa hala Esin'e gerçeği anlatamadığına mı üzülse bilemiyordu Asel. 'Yarın' demişti ancak üstünden iki gün geçmişti. Hazırlıklar nedeniyle fırsat bulamamış olması işin bahanesiydi aslında. Dili varamamıştı şirket için evlendim demeye. Esin de ne kadar merak etse de hazırlıklar yüzünden bir türlü boş kalamamış Asel'i sıkıştırmamış, onu daha da yormak istememişti. Sonuçta evlenecekti. Eğer arkadaşını tanıyorsa kesinlikle haklı bir nedeninin olduğunu düşünerek bir süreliğine erteledi soruşturmayı.

  Zaten açık olan gözlerini hafifçe avuşturdu ve Esin'e doğru mızmızlanarak döndü.

"Bağırmak zorunda mıydın?"

Bu sözleri Esin'i kızdırarak ona karşı açık bir savaş ilanı gibi olmuştu.

"Saatin kaç olduğunun farkında mısınız acaba!?"

Sinirden kasılmış suratına öfkeli bir gülümseyişin yerleştiğini görünce kısa bir tırsma yaşayan Asel, kendini toparlayarak sözlerinin yarattığı Frankenstein'a baktı.

"N-ne varmış canım saatte? Allah allah kalktık işte?"

Derin bir nefes veren Esin, kafasındaki yıldırımları dağıtarak pozitif enerjiyi çekmek istercesine kollarını yukarı kaldırdı ve gülümseyerek esnedi.

"Düğün için ne güzel bir gün. Ee nasıl hissediyorsunuz bakalım Gelin Hanım?"

Esin'in son kelimeleri beyninde yankılanınca içinde bir şeylerin koptuğunu hisseden Asel fark ettirmemeye çalışsa da gözlerinin dolmasına engel olamadı. Bugün öyle de böyle evleniyordu. Eksikti. Her ne kadar Esin ve Emir olsa da o eksiklik kendini hissettirmeyi başarıyordu. Annesi ve babasının bugünün hayalini ne kadar çok kurduklarını hatırladı. Bugünü görselerdi muhtemelen annesi sevinç gözyaşlarına boğulur, babası da annesini teselli ederken o da ağlamaya başlardı. Esin, Asel'in gözlerinde biriken yaşları farkedince durumu anlayarak hemen acil durum planı hazırladı ve ellerini birleştirdi. Parmaklarını önünde ters çevirip kıtlattığında içindeki canavarı serbest bırakması da bir oldu.

KALBİMDEKİ YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin