Yarım saat sonra okula gelmiştik. Diğer okullar gibi bizim okulda akraba evliliği sonucu olan yaratıklarla -onlara insan denemez- doluydu. Neyse ki okulun en popüler çocuğu -Philip- benimleydi.
Birden etrafımız insanlarla dolmaya başladı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken Philip onlarla şakalaşıp tokalaşmaya başlamıştı bile.
Bi dakika? Hepsinin erkek olduğunu söylediğimi hatırlamıyorum. Bu da ne şimdi? Podyumlardan fırlamış gibi mükemmel fizikli kızlarda Philip'in yanına doğru geliyordu. Bir anda içimdeki öküzü çıkarıp hepsini etrafımızdan kaçırmak is- O da ne? Philip resmen beni unutup onlarla konuşmaya başlamıştı bile. Şimdiden bu okul bana 2 beden büyük gelmeye başlamıştı. Nasıl olsa bunu Philip'e ödetirim diyerek sessizce yanlarından uzaklaştım.
Okuldaki dolabımı buldum ve eşyalarımı yerleştirmeye başladım. Çok fazla ilgi çekmeyi seven bir kız değilim ama bir erkek tarafından bakılıp beğenilmekte hoşuma giderdi yani. Ama okulda bu kadar çok Adriana Lima varken erkekler göz ucuyla bile bakmıyorlardı bana. Sinirim bozuldu. Acaba Philip benimle görülmekten, sevgili olmaktan utanır mıydı? En ergen düşüncelere dalmışken zilin sesini duyduğumda irkildim ve dolabın kapağını sinirle kapayıp derse gitmek üzere sınıfımı aramaya başladım.
Okul okul değil oyun labirentiydi. sınıfı ararken nefes nefese kalmıştım. Heh işte ordaydı. Sonunda. Sınıfa öyle bir giriş yaptım ki gören Roma'yı fethetmeye gidiyorum sanacaktı. Cidden, sınıfa daldığımda -daha ilk günden derse geç kaldığımdan olsa gerek- herkes dönüp bana bakmıştı. tamam biraz ilgi göreyim istemiştim ama bu fazla gelmişti. Hem koşuşturduğumdan hemde herkes bana baktığı için kıpkırmızı olmuştum. Mrs. Hill -kapıda ismi yazıyordu- masasının kenarına dayanmış bana bakarken ona başımı eğip kusura bakmayın der gibi bir bakış attıktan sonra bulduğum ilk boş yere oturdum. Sınıftakileri incelemeye başladım. En önde oturan gözlüklü kız her okulda hatta her sınıfta olan inek tipli birine benziyordu. Kahretsin o kız bile gerçekten güzeldi. Daha sonra gözüm, her sıkıldığında dövme yaptırıyormuş gibi görünen bir çocuğa takıldı. Gerçekten ne kadar çok dövmesi vardı. Ve ben sadece çocuğun sol tarafını görüyordum. Vücudunun geri kalan kısmını hayal bile edememiyordum. Ama burdan bakınca fena bir tipi de yoktu. Şu kız okulun en popüler kızlarından olmalıydı. Giyimi, saç- "Hey sen! yeni gelen" yanımdaki kız koluma dokunduğunda Mrs. Hill'in bana seslendiğini anlamıştım. "Yarına kadar aramıza dönersin heralde. Ya da bizden sıkıldıysan biz çıkalım sen keyfine bak." Sınıftakiler kahkahayla gülmeye başladıklarında utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Lanet olsun nefret ediyordum böyle öğretmenlerden. Bir an 'evet sıkıldım çıkabilirsiniz' diyecek olduysam da buna cesaretim olmadığını fark ettim.
"Özür dilerim. Sadece dalmışım."
"Evet resmen gözü açık uyuyordun." Sınıftakiler bir kez daha gülmeye başlayınca gözlerimi devirip ellerimle oynamaya başladım.
"Tamam bu kadar eğlence yeter! Bize ismini söyleyecek misin yoksa sana uyuyan güzel mi diyelim?"
"İsmim Allison McCarver."
"Pekala Bayan McCarver dersimin dinlenilmemesinden hoşlanmadığımı söylememe gerek kalmadı heralde."
"Evet efendim." Aptal kadın! Nihayet zil çaldığında hem şükrederek hem de içimden öğretmene küfürler savurarak koridora çıktım. Philip yine basın toplantısı veriyormuş gibi okuldakileri etrafına toplamayı başarabilmişti. Ona bakarken bir anda bu tarafa dönüp beni gördüğünde elini kaldırarak buraya gel işareti yaptı. Bense ona aldırmadan ters yönde yürümeye başladım. Biraz sonra omzuma bir el dokunduğunda irkilip arkama döndüğümde Philip'i gördüm.
"Sana el işareti yaptığım halde neden gelmedin?"
"Etrafındaki kızlardan görememişim çok özr dilerm." Tam bir trip uzmanıyım. Tam Philip bana bir şey diyecekken bir kız gelip bana çarparak beni yere düşürdü ve Philip'le konuşmaya başladı. Bir hışımla yerimden kalktım ve Philip'e aldırış etmeden koridorun sonuna doğru yürümeye başladım. Sonunda öğle arası olmuştu, yalnız kalabilecektim.