3.bölüm(Kurbana İşkenceler)

912 37 7
                                    

Kız uyandığında kafesin içnde cesetlerin olmadığını gördü.Mark'ın hırpalaması ve girdiği şok nedeniyle bayılmış daha yeni uyanıyordu.O baygınken Mark cesetleri kafesten çıkarmıştı.Kız kendini birazcık toparlamıştı.Şimdi daha iyi düşünmeye  başladı.etrafı derinlmesine inceledi.Gözleriyle etrafta çıkşı aradı.Oda epeyce büyüktü.Hayatında ilk defa  böyle bir oda dekorasyonu görmüştü.Duvarlar kapkara renge boyanmış üstüne kırmızı renkli değişik şekillerde desenler çizilmişti.Yine odayı kırmızı renkli loŞ bir ışık aydınlatıyordu.Aslında aydınlatmaktan çok odaya ürkütücü bir hava katıyordu.Balkon kapısı sonuna kadar açıktı.Kız kafasını bolkona çevirdiğinde şehrin uzaktan parlayan ışıklarını gördü.Yani bu demek oluyordu ki şehirden epeyce uzakta bir yerde tutuluyordu.Kimdi bu adam,ne istiyordu?Kız tam düşüncelere dalmışken birisinin Rachel demesiyle düşüncelerinden sıyrıldı.Bu ses onun sesiydi,o sadistin sesi!

Kız ismini duyunca başını sesin geldiği yöne doğru çevirdi.Mark elinde zincirlerle sırıtarak geliyordu.Rachel korkmaya başlamışti.Ne yapacaktı ona kim bilir.Mark alaycı biR ses tonuyla 

-Prenses nasıl rahat uyudunmu,umarım iyice dinlenmişsindir çünkü bugün oynayacak çok oyunumuz var.

Kız kafesin en köşesine geri adımlarla yürüdü.Mark kafesin kapısını açtı.Kız geriye doğru gittikçe Mark üstüne yürüdü.Rachel gerçektende köşeye sıkışmıştı.Mark kıza iyice yaklaştı.Rachel titrmeye başladı.Mark Rachel'in ellerini arkadan birbirine zincirledi.Sonrada kolundan tutup kızı önce kafesten,sonra odadan çıkardı.Kızı bodrum katına,Mark'ın değişiyle eğlence odasına götürüyordu.Kız titrek ama öfkeli bir sesle konuşmaya başladı;

-Nereye götürüyorsun beni seni hasta herif ?

Mark bu sözlerden keyif almış gibi şeytani bir kahkaha attıktan sonra;

-Sakin ol hayatım.Bana güven,çok eğleneceğiz.. 

Kız anlam veremiyordu. Bu akıl hastası adamın amacını çözemiyordu bir türlü.Merdivnleri inip bodrum katına vardılar.Mark kapının önüne geçip kıza dönerek;

-Burada gözlerini kapatıyorsun hayatım...Hadi ama süprizi bozma.!

Rachel iyice öfkelenmişti.Adama tiksinerek bakarak;

-Sen hastasın,amacın ne senin ne istiyorsun benden?

Mark gülümsemeye devam etti.Başını gurur kaynağı olan eglenme odasına çevirdi.Derin bir iç çektikten sonra  konuştu:

-Birazdaan amacımı göreceksin tatlım.

diyerek kapıyı açtı.Kız gördükleri karşısında ikinci bir şoka girdi.İçinde bir anda korku fırtınaları kopmaya başladı.Boğazına düğümlenen tükürüğü zorlukla yutkunduktan sonra

-  Burası neresi ;  beni neden buraya gedirdin ? Ne yapacaksın bana?

Rachel sonunun yaklaştığını hisseder gibiydi.Ama gördüğü manzara insanın küçük dilini yutmasına sebep olacak kadar korkunçtu.Yerler,duvarlar tavan dahil olmak üzere her taraf beyaz fayanslarla kaplanmıştı.Etrafta bir sürü değişik türde aletler,makinalar vardı.Her tarafa sıçramış kanlar ortamın dehştine dehşet katmıştı.Mark kızı kolundan tutup içeriye dogru çekti.Kız direnmek istesede Mark buna izin vermedi.Kıza etrafı tanıtmaya başladı.Rachel'ın korkudan sararmış yüzüne baktı,sonra konuşmaya başladı;

-Eğlence odamı nasıl buldun prenses ? Büyüleyici değil mi ? Dur sana şu aletleri tanıtayım.Sen ne işe yaradıklarını merak etmişsindir şimdi.

Diyerek odanın ortasında duran alete doğru yürüdü.Bu alet diğerlerine nazaran büyüktü.Mark alete dokunarak tanıtmaya başladıı.

-Bunun adı kafa ezici.Kafayı şu üst kısma çenede  alt kısma gelecek şekilde yerleştiryorsun .Sonra vidayı yavaşça sıkmaya başlarsın.Genelde ilk olarak dişler ve çene parçalanır.Sonrada gözler yuvalarından fırlar.Hahahh çok etkieyici değil mi?

Rachel'in gözleri bir anda olduğu büyüklüğün iki katına çıkmıştı.Kekelemye başladı.Tam konuşacakken Mark işaret parmağını dudaklarının üstüne koyarak onu susturdu.

-Yorumunu en sona sakla hayatım.Henüz daha bitmedi.

diyerek kafa ezicinin sol çaprazında kalan başka bir alete yöneldi.Bu alet daha küçüktü ve duvara asılıydı.Sivri uçları birbirne geçmiş şekilde duruyordu.Mark aleti eline alarak dişlerini açıp kapatmaya başladı.

-İşte buna da kedi patisi denir.Kölemle oynayacağım oyunda elime takarım.Kölemin o nacizane vücudunda etini kemiğinden ayırmak için kullanacağım en yaratıcı aletlerden biri!

Kedi patisini de yerine asarak heyecanla yan tarafa yürüdü.Bu alet onun favorisiydi.En çok bunu kullanmayı seviyordu.Kurbanına eğer bu işkence aletini kullanmışsa kaçması imkansızdı.Mark işkence aletlrini kurbanlara tanıtma aşamasını çok seviyordu.Aletin sivri kısmında parmaklarinı gezdirdi.Bu aleti Rachel'in üstyünde kullanmayı hayal etti.Sonra Rachel'e baktı;

-Ve bu alet bebeğim,bu alet benim favorimdir.Buna diz bölücü denir.Kölelerimin kaçmaması için dizlerini böler veya onları kullanılmaz hale getirir.Ne harika ama sana bu aletlerin hiçbirini kullanmayacagım tatlım.Senin için daha yaratıcı oyuncaklarım var.

Rachel bu aletleri görmeye devam ettikçe dahada afallanıyordu.Mark onu zincirinden tutup çekmeye başladı.Rachel sakin olmaya kafasını toparlamaya çalışıyordu.Burdan kurtulmalıydı.Yoksa bu aletler sonu olacaktı.Mark asıl şaheserinin  yanına varınca durdu.Etrafında birkaç tur attı.Rachel başını alete doğru kaldırmasıyla koruduğu sakinliğinin uçup gitmesi bir oldu.Bu alet çok büyüktü.Tavana monta edilmişti ve aşağıya doğru sarkıyordu.2 ayak ve 2 kol bağlama zincirleri vardi.Aletin tam ortasından ucu sivri 3 tane demir iniyordu.Üstelik şuan alete bağlanmış bir kadın vardı.Rachel mark'a dönerek 

-Bu..,bu nedir böyle! Napacaksın bu kadına ?

Mark işkence aletini çalıştırmak üzere  yön tuşlarının olduğu bölüme geçti.Rachel'e dönerek;

-İzle bebeğim,sadece izle..

Rachel kadına baktı.Kadının ağzı bir bantla kapatılmıştı.Kadın Rachel'in gözlerinin içine yalvarırcasına bakıyordu.Rachel elleri arkasında zincirlenmiş bir sekilde olanları izliyordu.Mark çalıştır tuşuna bastı.Önce kadının kolları ve bacakları olabildiğince gerildi.Aletin tam ortasındaki ucu sivri üç demir aşagıya doğru inmeye başladı.Biri kadının sırtına,biri boynuna diğeride kalca kısmına gelecek şekilde ayarlanmıştı.Demirler yavaş yavaş  vücudunu delmeye başladı.Rachel gördüklerine şahit oldukça daha çok korkuyordu.Bir anda aglamaya mark'a yalvarmaya başladı.

-lütfen yapma! yalvarırırm bırak onu lütfen!

mark duymamazlıktan geldi.kendini avının acı dolu ölümünü izlemeye kitledi.Kadın agzının bantlı olmasına ragmen çektigi ızdırabı anlatacak kadar yüksek bir ses çıkarıyordu.Bu Mark'ın kulağına eşsiz bir müzik gibi geliyordu adeta.

SİYAHIN BEYAZA TUTKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin