Denizden..
içimde şuan bu gece kadar karanlık çıkmaz ve bir o kadar ıssız. Bir yolda tek başıma ben ilerliyorum ve yanımda çaresizligimdem başka hiç, bir şeyim yok. Kaybediyorum. Her saniye biraz daha kaybediyorum. Ve en başa çıkılmazıda elimden bir şey gelmemesi.
Baktıgım uçurumdan düşüyor hayallerim. Aşka dair olan her şey. Derine dair olan her şey. Kabusmu bu ya da aklımın bana kurdugu bir oyun mu.
Bumu yani. Bugun bana vedamı etmişti. Bir hiç olarak bitti aramızdaki başlamayan ilişki.
Birdaha kiraz çiçeği gibi kokan kıvırcık saçlarına dokunup koklayamayacagım. Ona bugun bir kere sarılmışken bir kere daha sarılamayacagım.
"Ya kes sesini. Derin ölmedi belkide biz burada boşuna bekliyoruz. Belkide o buraya hiç gelmedi. Şuan o da bizi arıyor olabilr onun için her sey devam ediyordur belkide. "
Nil'in gamzeye bağırarak söyledigi sözlere inanmak istedim. Onun hala yaşıyor olma ihtimaline. Belkide onun buraya hiç gelmemiş olmasına.
Alaranın aglayarak söyledigi ve elinde tuttugu şey bütün unutlarımı yok etti.
Alaradan...
Üzgünmüyüm? Mutsuz? Peki ya çaresiz? ya da mahvolmuş? Hangi duyguları yaşıyorum bilmiyorum. Hissedemiyorum. Kalbimi bu kadar ezen delip gecen duyguyu neyle anlatacagıma dair hiçbir fikrim yok.
Kaybettim. Bu kelime şuan tamamıyla beni anlatıyor. Annem babam ve digerleride kaybetti. Ama benim kaybedişim çok daha farklı. Onlar derini kaybetti. Bense derin basta olmak uzere yaptigim hata ile herkesi kaybettim. Ve ayrica vicdanimida kaybettim. Kalbimide kaybettim. Bedenimide kaybettim. Ben bittim.
Artık hepimiz biliyoruz ki o yok. O buraya geldi ve atladı. Bizi yok etti. Mahvetti. O suclu degil ama ben sucluyum. Ve bu yukle nasil yasarim bir fikrim yok.
Sabaha ezanı kulagıma doldugunda irkiltiyle kendime geldim. Hava aydinlaniyordu. Herkes bir köşede uyukluyor. Deniz ve koray haric. Deniz dizlerini karnına cekmiş cimlerin uzerinde oturuyor.
Koraylda biraz ileride ucurumdan asagayiya bakiyor. Garip davraniyor. Sanki o hic tanidigim koray gibi degil. Kendinden gecmis. Mohvolmus. Bitmis gibi. Buraya geldiginden beri agzini bicak bile açmadı.
ileriden bir kac gorevli bize dogru yaklasinca toparlandim ve digerlerinide uyandirdim. Herkes cok bitkindi ve tam uykuda olmadiklarindan gerek hemncecik uyandilar. Gorevliler yanimizda durunca annem ve babam ayaga kalktik ardindan bizde kalktik.
Kötü bir haber verecekler gibi bir halleri vardı. Babam yüzünü sıvazlayıp "bir sorunmu var?" Diye sordu. En bastaki adam once basini onune egdi daha sonra arkadaki ona bir poset uzatti. Siyah bir poset.
En ondeki gorevli poseti eline alip babama bakti ve "Aramalarimiz hala suruyor. Deniz cok dalgali ve bu bolge de buyk bir akinti var. Yani su derinin bedenini km'lerce ileriye tasidi buyuk bir ihtimalle. Ama kiynin biraz ilerisinde derine ait olabilecrgini dusundugumuz bir ayakkabı ve sac bandanası bulduk." Dedi ve elindeki poseti babama uzatti.
Babam bir kac saniye posete ardindanda aglamakta olan anneme destek ister gibi bakti. Annemde babami onaylar gibi basini salladi ve babamin kolundan tuttu.
Babam gorevlinin uzattigi poseti aldi. Elleri titriyordu poşeti açıp içine baktı. Gözleri yavaş yavaş sulanırken elini poşetin içine atıp derine ait olan beyaz spor ayakkabıları çıkarttı. Gözlerinden yavaş yavaş yaşlar süzülürken sezzisce derin diye fısıldıyordu. Annem ayakkabıyı görür görmez sesli bir şekilde iç çekişlerle aglamaya başladı ve elini uzatip babakin elimdeki ayakaabiyi iki ellerini arasina alip gögsüne bastirmasiyala aglamasi daha da şifdetlendi.
Herkes gözlerindeki yaşlari gizelemeye calişiyordu. Gamze içli icli aglarken nil bir yandan gozyaslarini sakliyor bir yandanda aglamasini durdurmak istiyor gibi.
Kutay nile sarilmiş ona destek vermek istiyor ama kendide bir destege muhtac ki agliyor. Yagizz gözlukleri altindaki gozyaslarini umursamadan annemin elindeki ayakkabiya dokunuyor. Koray hala uzaktan bize bakiyor kan canagina dönmüş gözleriyle. Deniz şok olmuş gibi ayakkabıya bakıyor.
Ben.. bense sadece izliyorum herkezi. Içimde titreyen bir ateş var. Tam gogsumde. Yakiyor bedenimi. Hic dinmek bilmiyor aksine her saniye her haraketimde dahada büyüyor.
bakışlarımı babama çevirdigimde elinde derinim kirmizi saç bandanası vardı.
O bandanayi ben almistim ona. Gözlerim yaşlarla dolarken artik birinin bir sey demesi gerektigini dusundum. Bu sessizlik surdukce canimizi daha cok yakiyor.
"Baba..." dedim. Ardini getiremedm. Bogazima öyle bir dugum oturdu ki. Konuşamıyorum. Ya da belki ne diyecegimi bilemiyorumdur.
Babam bakişlarini bana çeviridi. Bir insan bir gecede bu kadar yasalanabilirmiydi. Aci insani bu kadar.mahvedebilirmi. babamin goz altlari cokmus gibiydi.
Bakislarindaki kirginlik o kadar buyuktu ki.
"Baba ben... ben ozur dilerm. Boyle olacagi..."
Bosluk animda Yuzume gelen ani bir tokatla kendimi yerde buldum.şaşkinligimin etkisiyle bir kac saniye yerden kalkamadm. daha sonra yuzume gelen saclarimi cektigimde ve gozlerimi actigimda gordugum sey annemi tutan baabamdi. Demekki tokati bana annem atmisti.
"Neden alara. Cocukmusun sende boyle olcagini bilmedin. Oyun oynamiyosunuz kizim. Oyun degil bu. Gercek hayat. Ve bildigin halde onu durdurmadigin icin onu kaybedtik. Aci cekti o. Hayati boyunca bir yani yoktu. Bizden baska kimi vardi. Biz ona engel olamadiysak baska kim olabilirdi. O senin kardesin. Ve sen kardesinin olume gitmesini izledn."
Agırdı. Bu sözler agir oldugu kadar da gercekti. Nasil yasarim. Nasil her an vicdanimla sorgulanabilirim ki. en onemlisi onun yokluguna nasil alisabilirim.
Yerimde dogrulup ayaga kalktim. Uzerimi silkme zahmetinde bile durmadan ilerledim. Yanliz kalmam gerekiyor. Bir çözüm bulmam ve içimde avaz avaz bagiran yabancilari susturmam.
