Atatürk ve Türk Milliyetçiliği

383 3 0
                                    

Atatürk ve Türk Birliği Fikri

20. yy.?ın son 10 yılına girilirken uluslararası sistemde meydana gelen ve fakat daha sonra bütün sosyal ve ekonomik alanları da etkileyen gelişmeler görülmüştür. Sovyetler Biriliği?nin dağılmasıyla birlikte ortaya çıkan yeni devletler bu gelişmelerin en kısa cevap veren etkenleri olmuştur. Bu yeni devletler her şeyden önce Dünya politik sistemini ve devletler arası ilişkilerin seyrini ve yöntemini değiştirmişlerdir. Orta Asya, Kafkasya ve Doğu Avrupa?da görülen bu gelişmeler bu üç alan üzerindeki etki kurma yarışlarını da tetiklemiştir.

Sovyetler Birliği?nin bu üç alan içerisinde Orta Asya ve Kafkasya bölgesinde görülen gelişmeler Türkiye için de dış politika etkinliği açısından fırsatlar ve olanaklar sunmuştur. Buraların ?Türkistan? dediğimiz coğrafya içerisinde yer almasını da gerektirecek şekilde Türk nüfusu ile yoğun olması bölgenin Türkiye olan ilişkilerinde ve Türkiye?nin bölgeye yaklaşımında belirleyici unsur olmuştur. Tarihin bu döneminde Türk Dünyasında birlik düşünceleri daha da yüksek sesle telaffuz edilmeye başlanmıştır. Türkiye devlet yöneticilerinin de dönem içerisinde Türkiye merkezli bazı girişimleri olmuştur. Bu girişimler kültür alanında yoğunlaşması ise bir tesadüf değildir. Orta Asya ve Kafkasya bölgelerindeki Türkler ile kurulabilecek ilişkileri hızlandırıcı etki kültür alanındadır.

Kültür alanında görülen bu çalışmalar on yıllar öncesinden Mustafa Kemal Atatürk?ün başlattığı Türk Dünyasında özellikle bir kültür birliğine dayanacak olan birlikteliğin devamı şeklinde yorumlanabilir. Gerçekten Mustafa Kemal?in bir kültür birliğini gerçekleştirmek istediğini bu husustaki fikirlerinden ve eylemlerinden görebiliyoruz.

Atatürk?ün Türklük ve Türk Dünyası Hakkındaki Görüş ve Düşünceleri

Çağlar aşan fikirleriyle bugün dahi her sahada milletçe yolumuzu aydınlatmaya devam eden Mustafa Kemal Atatürk?ün bugüne kadar pek az bilimsel çalışmada konu edilmiş yönlerinden birisi de O?nun Türklük ve Türk Dünyası hakkındaki görüş ve düşünceleridir. Atatürk?ün bu husustaki fikirleri az çok bilinmektedir. Ancak bir kez daha hatırlatmakta fayda vardır ki Türklüğü ile her fırsatta iftihar ettiğini açıklayan Atatürk çok sevdiği Türk milletinin varlığındaki asil cevheri, özgür yaşama tutkusunu, sezerek memleketin ve milletin en kötü şartlarında dahi gözünü kırpmadan onun önün düşmüştür. Atatürk işte bu yüzdendir ki en büyük Türk milliyetçisidir.

Atatürk?ün Türklüğü ile iftihar ettiğini belirten bütün sözleri buraya almak imkânsızdır. Ancak şu iki sözü yeterli olacaktır: ?Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak Dünyaya gelmemdir.?[1] ?Ne mutlu Türk?üm diyene!? Atatürk bu sözlerini Kurtuluş Savaşı yılları ile Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylemiştir. Muhakkak ki dönemin siyasi şartları gereği açık bir şekilde olmasa da O bu sözleri ile yalnız Anadolu da yaşayan Türkleri değil, diğer Türk topluluklarını da kastetmiştir.

Kurtuluş Savaşı?nın en çetin yılları, 1920?1921 yılları, Türk milletinin ve Mustafa Kemal?in en zor geçen yılları olarak bilinir. Bir kere I. Dünya Savaşından yeni ve mağlup olarak çıkan, on yıllardır cepheden cepheye koşan Türk milletinin savaşacak takati tükenmektedir. Mustafa Kemal bu şartlar içerisinde vatan sınırlarını Misak-ı Milli olarak çizerken yalnız Anadolu Türklüğünün değil diğer Türkistan Türklerinin de geleceklerini düşünmektedir. Bunun en belirgin örneğini 1920 sonlarında ortak düşman İngilizlere karşı Sovyet Rusya ile bir ittifak kurmak amacıyla Moskova?ya gönderilen Bekir Sami Bey başkanlığındaki heyetin Sovyetlerin ikiyüzlülüğü yüzünden Ankara?ya dönmek üzereyken B.M.M. hükümeti ve Mustafa Kemal Paşa Ali Fuad Paşa?yı fevkaladeden elçi olarak Moskova?ya göndererek Sovyetler ile bu işbirliğini sağlamaya karar verirler. Gönderilecek olan heyetin üyelerinden birisi de İsmail Suphi Bey?dir. İsmail Suphi Bey bu heyet ile birlikte Moskova?ya gittikten bir süre sonra Orta Asya bölgesine gönderilir. 1921 Temmuzu sonlarında Buhara?ya varan İsmail Suphi Bey?in vazifesi, Mustafa Kemal Paşa?nın direktifleri istikametinde ?Türkistan Milli Birliği?nin kuruluşu için Türkistan Türkleri arasında arabuluculuk yapmaktı.[2]

Ülkücü GençlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin