12. Bölüm Part 3/Sezon Finali/3K Özel

126 10 35
                                    

3K (2,93 K) olmaya çok yaklaşmışız, siz var ya; cansınız<3 Bu arada bölümü hebele hübeleyken yazdım. Yani mantık hataları varsa sorgulamayın sjsjjsjsjsjsj Bu arada yanımda bu bölümün şerefine; Efsane randomım "Sjsjjsjsjsjsj" var^^
3165 kelimelik bölümü okumaya hazır mısınız?:33
İyice kan kaybeden ben, artık acıya dayanamamakla birlikte yere yığıldım. Her şey kararmadan önce Betül'ün "Kumum harekete geç" diyişini duydum.
-Yazarın Gözü-
Betül Eda'ya doğru gülümseyerek:
-Biri gitti partner, dedi.
Eda'da aynı şekilde gülümsedi. Kerem ise saldırmaya başladı. Eda, Betül'ün önüne koşarak saldırıyı engelledi. Tam Eda'nın karnına gelmesiyle beraber, Eda çığlık atarak yığıldı.
Betül yine gülümsedi:
-Diğeri de gitti, dedi.
Eda şaşkınlıkla baktı:
-N-ne?...
-Zurna.
-B-ben... "Diğeri" m-miymişim?... Ha... Ç-çok güzel... Kullanıldım ha?
Betül, Eda'nın bedenine doğru yaklaştı, fısıldayarak:
-Sen bir hiçsin tatlım, dedi.
-...
Eda'nın gözleri artık kapanmıştı.
Betül Nabi'ye doğru döndü. Beyza "O benim tapulu malım yaklaşırsan öldürürüm." dedi sakince.
Betül:
-Ama yaklaştım, diyerek bir hamle daha yaptı. Beyza ışınlanarak Nabi'yi ordan çekti.
-Daha dikkatli olmalısın, dedi gülümseyerek.
-Ö-özür dilerim... B-ben...
-Sorun yok, sen Aliye'nin yanına git ve Eda ile Şevval'in durumunu belirt tamam mı?
-Tamam, dedikten sonra Nabi koşarak savaş alanından çıktı.
Beyza:
-Sana deneme demiştim.
-N'apacaksın, dedi Betül ağırsızca sırıtarak.
Beyza, Betül'ü mavi yaptı. Sırıtma sırası ondaydı:
-M A V İ L E N D İ N
Samet, "İşte benim kardeşim" bakışları attı. Beyza gülümsedi. Betül'ün duraksamasıyla Doğa, Betül'ün arkasından saldırdı.
Fikret bir anda öne çıktı:
-Betül!
Betül, Fikret'e döndü.
-Bak, Betül. Ceren, Asri ve ben de senin gibiydik. Hele Asri ve Ceren'e beden bulunduğunda ve ben bedensiz kaldığımda, sadece bir ruhla binlerce şey yaptım. Kocaman bir yıkıma sebep oldum. Ali'nin sarayını yıktım. Asri benimle aynı ruhtayken beni kısmen engelliyordu. Ancak o zaman onun bir bedeni olduğu için ben orada yalnızdım ve beni engelleyecek kimse yoktu, bu yüzden " yine" merakıma yenik düştüm. Yapabileceklerimi merak ediyordum. Bir canavar bedensiz en fazla ne yapabilir merak ediyordum. Ceren'i asla tahmin edebileceğimi düşünmüyordum ya, onuda tahmin ettim.... Çünkü sıfırlayabilme yeteneğim geri gelmişti. Bir gün, etrafı yakıp yıktıktan sonra sıfırlamadım. Aliye o gün yanıma gelip bana beden bulduğunu söyledi, ancak sıfırlamam şartıyla bana verecekti. Sıfırladım. Ve her şeyi Aliye'ye tekrar anlattım. Aliye aynı bedeni Nasıl bulacağını bildiği için elini koymuş gibi buldu. Ben o an, evet hâla ruhtum, ancak birilerinin içine geçerek iletişim kurabiliyordum. Tam olarak ölü sayılmadığım için ruhumun gitmemesi de böyle açıklanıyordu. Her neyse, o an hissettiğim bir duygu vardı;"Mutluluk" Evet, hâla bir "sevgi" yoktu. Ancak, ona yakın bir duyguyu hissetmek güzeldi açıkçası. Bundan bir buçuk ay sonra, Tuğba bana hâla güvenmiyordu, bir grup insan düştü. Evet, onlar, şu an savaştıklarındı. İlk başta Şevval bana sarıldığında, şaşırmıştım. Çünkü hikayemi biliyordu. Ona zarar verebileceğimin farkındaydı. Ancak beni O'nun cesareti durdurdu. Hasret kaldığım duyguyu hissetmemi sağladı;"Sevgi"yi. Herneyse, ben kötü olmayı haftalar önce bıraktım. Çünkü artık beni durduracak hislerim vardı, bir vicdanım vardı. Ceren kötülüğü, Asri'ye kavuştuğunda bıraktı. Asri ise zaten Filiz onu kurtardığında bırakmıştı. Neden sende durmuyorsun? Burayı silmek hiç bir işe yaramayacak-
Betül, Fikret'in sözünü kesti:
-Hmmm, demek sevgi denilen saçmalığı sana şu aptal insan verdi öyle mi, şeytani bir gülüş yüzünü kapladı. Devam etti "Ne kadar da kan kaybetmiş olsada hâla yaşıyor. Onun gitmesini istemezdin herhalde?" Betül, Beyza'dan çaldığı, Gaster Blaster'ları çıkardı. Yüzündeki gülümseme hâla devam ediyordu:
-Pekiiii, O'nun için ölümü göze alabilir misin?
Fikret şaşırmıştı. Duraksadı.
-Demek "Hayır" peki o zaman. Gaster Blaster'larını Şevval'e doğrulttu. Fikret, Şevval'in önüne geçti. Atağı bitince O da yere yığıldı. Yarım canı kalmıştı.
Betül konuştu:
-Tek tek gidiyorsunuz, sırada kim var? Hmmm, Paşa nasıl? Bu Gülnehir'in hoşuna gitmez.
Gülnehir "N-ne?!" Der demez, Unan'ın mızrağını atmıştı. Gülnehir durdurmaya çalıştı, ancak kolu çizildi. Ancak sorun şu ki Paşa'ya doğru hızla gidiyordu. Samet, ışınlanarak Paşa'yı ordan aldı. Samet, Beyza gibi sakinliğiyle:
-Kardeşlerimin peşini bırak yoksa, potaya girersin dedi.
Betül güldü:
-Ha-ha, tek yiyen biri mi diyor bunu bana?O sırada Aliye ile Nabi geldi.
Betül:
-Pfft, zaten bir şey olacağı yok hadi toparlanmanız için bekleyeyim bari, dedi alaycı bir tavırla. Aliye, Burak ve Gülnehir yaralıların taşınmasına yardımcı oldu. Yaralılar sırasıyla; Şevval, Eda, Filiz, Asri, Fikret, Nazlı, Canan, Doğa, Teksen, Unan'dı. Yaralılar taşındıktan sonra Betül tam kahvesini bitirmişti.
-Eee? Nerden kalmıştık, dedi unutmuş gibi yaparak. Sonra yine o şeytani gülümsemeyle devam etti. "Heh, en son ben sizin ağzınıza ediyordum" dedi. Umut sinirle bakıp bir kaç küfür savurdu.
Betül cevapladı:
-Ama yalnış mıyım? Hiç biriniz bana dokunamadınız. Ben ise sizden on  kişiyi yendim, dedi ve devam etti; "Ben hepinizden daha güçlü-"
Beyza:
-Geri verdiğin için teşekkürler, diyerek Gaster Blaster'larını kullandı. Betül kaçmaya çalışırken Kayra çelme taktı. Ve Betül yere düştü. Kumusu hızla onu kaldırdı ve başka bir yere çekti. Kumusu ona hızlıca topladığı ruhları verdi. Ruhları emer emmez, Betül'ün gözleri parlamaya başladı.

TurkishTale【TAMAMLANDI】Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin