Olaylar ilk dört bölümde hızla gelişti ama bu bölümden sonra düzelecek. Birbirlerinin huylarını, tepkilerini görmesi için gerekliydi.
BÖLÜM ŞARKISI; Enise- Güzel Adam
Az kişilerin keşfettiği pek fazla bilinmeyen şarkılar güzeldir.
~Keyifli okumalar.~
=========================
Bazen kapanmakta olan bir kapıya o kadar uzun süre bakarsınız ki; açık olanı çok geç görürsünüz.
*******#BANYO
Boşa dememiş büyüklerimiz 'Büyük lokma ye,büyük konuşma.' diye benden istediği kişisel şey gerçekten de çok kişisel bir işmiş.
Koca bebek!
Paşamız küveti doldurmamı istedi. Birde 'Ne kadar zor olabilir ki?' demiştim.
Kendisi şuan yukarıdaydı. Bende ricasını-emrini-yerine getirmek için odasını bulmak üzere yukarı kata çıktım. Çok fazla kapı vardı. Koridora boş boş bakarken odanın birinden çıktı. Hemen yanına ilerledim, şimdi bu doğal olarak kendi odasında bulunan banyoyu hazırlamamı ister. Bu evin kim bilir kaç banyosu vardır; Misafir odasındakiler ayrı, kendisinin ki ayrıdır. Daha yeni görmeme rağmen sordum.
"Hangi odada kalıyorsunuz?"
"Çok hızlı gitmiyor muyuz, çelimsiz?"
Ha?
Anlamayarak saf saf yüzüne baktım. Alaylı bir gülümsemeyi dudaklarına kondurup kafasını iki yana salladı.
"Arkamdaki kapı."
Al işte fırsat. Odasına girecektim. Bakalım sevgilisi var mı? Herhangi bir açığı? Tek mi yaşıyor?
Başımı onaylar anlamda sallayıp tam içeri giriyordum ki kolumdan tuttu.
'Bu adamın kolunla derdi ne?' Junior haklıydı.
"Aklındaki sinsi şeytanları kov hemen çelimsiz. Banyo da musluk hariç hiç bir şeyime dokunup kurcalama. Yoksa seni o hazırladığın suda ben...Yıkarım." Alacağım nefes boğazıma takıldı. Kulağıma doğru eğilip fısıldayarak söylediği sözler içimi titretmişti. Çok ciddiydi, bu psikopat yapardı. Birde psikolog olacaktı. Nasıl anlamıştı. Acaba bu adam akıl mı okuyordu?
Sonunda odaya girebildiğim de verdiğim tepki artık pekte şaşırmamam gerektiğini belirten cinstendi. Tamam adam birazcık yakışıklı, zengin. bakımlı olabilir. Ama çokta şey yapmamak gerek. Odada giriş kapısı hariç iki kapı daha vardı. Açık renkli olan kesinlikle banyo kapısıydı. Banyonun kapısını açıp sonunda içeri girdiğimde resmen şükür namazı kılacaktım. Adamın banyosunu bulana kadar evi tavaf ettim. Banyosu odamdan büyüktü.
Şaşırdık mı?
Hayır.
Bir köşe sadece banyo ürünlerine aitti. Diğer bir köşesinde kocaman, iki kişinin kolaylıkla sığabileceği bir küvet, bir başka tarafında ise duşa kabin vardı. Küvete ilerleyip suyu ayarladım. Suyun dolmasını beklerken aynanın olduğu yere ilerledim, biraz dağılmış idim. Tişört biraz kırışmış, saçlarımın uçlarındaki kendini bırakmış ve rujumun iç tarafı silinmişti.
İçimde kendimi düzeltme isteği oluştu. Rujumu tam sürecektim ki bu saçma fikirden vazgeçtim. Aksine rujumu tamamen sildim. Saçlarımı tepeden sımsıkı at kuyruğu yaptım. İş yerinde değildik sonuçta, hem böyle yüzüm daha güzel görünmüştü. Suyun ısısına bakmak için küvetin ucuna oturdum. Su harikaydı, şimdi bu suya girmek vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I PSİKOLOG
Genç KurguNefesimi tutmuş, karşımdaki-*şahesere*-aman yani Hazar Hocaya bakıyordum. Şuan kesinlikle gözlerinden kalp çıkan emojilere benziyordum. Belinden düşecek gibi duran havlu, karın kaslarından süzülen su taneciklerinin adonis kasının orada gözden kaybol...