Steve başını arabanın camına yasladı ve yolu izlemeye başladı. Sabahtan beri Tony'le beş kelimeden fazla konuşmamıştı. Sarışın adam korku hissetti. Güzel geçen bir geceden sonra esmer adamın uzaklığı onu korkutuyordu. Derin bir nefes alıp verdi. Esmer adama bir bakış attı. Gözlerini çekmeden esmer adamın da ona bakmasını bekledi. Fark etmemesi imkansızdı -ki bu da adamı daha da delirtiyordu. Fark ediyordu ama bakmıyordu. "Yarın işe başlamalı mıyım?" dedi sonunda dayanamayarak.
"Bunu Pepper'a sormalısın." Steve gözlerini devirdi. "Taşınıp taşınmamam gerektiğini soruyorum." Tony Stark sıkıntı dolu bir nefesi dudaklarının arasından bıraktı. Adamın kalmasını tüm kalbiyle istiyordu ama Manhattan'a dönünce söylediklerinden sonra adamın kalacağına inanmıyordu. "Burası bana kal ya da git demen gereken yer." Sarışın adam merak dolu bir sesle konuşmuştu.
"İstiyorsan kal istiyorsan git Stevie. Hayatını benim isteklerime göre yaşayamazsın." Sarışın bu cümlelerle kendini daha kötü hissetti. Gözlerini ovuştururken konuştu.
"Pişman oldun. Nedenini anlayamadım ama dün gece için pişmansın. Ne olduysa sabah oldu. O yüzden söyle bana. Sabah ne oldu?" Tony Stark aynı sıkıntılı nefeslerden birini daha verdi. Dudaklarını birbirine bastırdı. Söyleyip söylememe arasında kararsız kaldı ama sonunda adamın er ya da geç öğreneceğini düşündü.
"Her ne olduysa bu sabah olmadı." Steve mavi gözlerini ona dikti. "Ne oldu Tony?" Sesi yorgunlukla doluydu. Esmer adam devam etti. "Dün gece benim için çok farklıydı ama pişman değilim. Asla değilim. Korktuğum kısmı... bunu ölene kadar yapabilirim. Seninle yani..."
Steve gülümsedi. Esmer adam hislerini göstererek yaşayan biri değildi. Kendini açtığı bu anlar değerliydi. "Ama..." diye devam etti esmer. "Babam evlenmemi istiyor ve anlayacağın gibi seninle değil." Steve'in sarı kaşları çatıldı. Esmer adam espri yapmak adına konuştu. "Eminim bir kadın olsaydın seni seçerdi. Biliyorsun seni sever. Doğum yapamayacağına emin misin? Bir Stark doğurabilirsen seni onaylar."
Steve adamın söylediği şeylere karşı boş bir ifadeyle konuştu. "Kimle evlenmeni istiyor?" Tony omzunu silkerek konuştu. "Pepper Potts."
Steve Rogers kendine hakim olamadı ve sarsılarak gülmeye başladı. Tony dikkatini yolda tutmaya çalışarak adama kısa bir bakış attı. Steve sakinleşmeye çalışırken konuştu. "Ah, Bayan Potts..." gözlerinde gülmekten oluşan bir yaşı silerek devam etti. "İronik kadındır Bayan Potts. Ne zaman aramızda adı geçse bende arkama bakmadan Brooklyn'e gitme isteği uyandırıyor."
Tony derin bir nefes aldı. "Gitmek zorunda değilsin." Sarışın adam sinirle başını salladı. "Haklısın, düğüne kadar kalmalıyım. İyi arkadaşlar böyle yaparlar." Esmer adam dudaklarını birbirine bastırdı ve kısa bir sessizlikten sonra konuştu.
"Bu benim de olmasını dört gözle beklediğim bir şey değil ama-" sarışın adam burada araya girdi. "Ama babanı mutlu etmek için her şeyi yaparsın. Heteroseksüel bile olursun." Gözlerini esmere çevirip devam etti. "Ama en az benim kadar ibnesin Stark."
Tony Stark kırmızı ışıkta durduğunda adama döndü. Mavi gözlerdeki kırgınlık yüzüne bir tokat gibi çarpmıştı. Herkese karşı sivri olan dili sarışın adama karşı suskundu. Haksızdı biliyordu. Sarışın adam gözlerini ondan çekti ve kollarını önünde bağlayarak konuştu.
"Düğün ne zaman?" Sesi soğuk değildi. Gözlerini tekrar elalara çevirdi. "Bunu yapma Steve." Tony'nin sesi kısık çıkmıştı. "Neyi yapmayayım? Orada olmam gerekmez mi Tony? Ben senin en yakın arkadaşınım." Tony Stark gözlerini kapatıp açtı. Işık yeşile döndüğünde araba yeniden harekete geçti. Tony dudaklarını ısırdı. Bir şeyler söylemesi gerektiğini biliyordu, sadece ne söyleyeceğini bilemiyordu. Bu, onun pek sık yaşadığı bir şey değildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/117266534-288-k943289.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İtiraf Et Stark
FanficSteve Rogers bir gecede karar vermişti her şeye. Çantalarını toplamış yeniden Brooklyn'e dönmüştü. Onu korkutan her şeyi ardında bırakmaya çalışmıştı. Aradan geçen üç koca yıla rağmen o tek geceyi hala unutamamıştı. Belki de onu korkutan şeyleri değ...