Sabah telefonumun sesiyle uyandım.Ekrana baktığımda Fiko arıyordu.Açıp kulağıma götürdüm.
"Efendim"dedim uykulu sesimle
"Uykucu prenses kalk hadi"
"Ya Fiko saat daha erken yat uyu"
"Olmaz bugün seni kahvaltıya götürcem hazırlan 10 dkya geliyorum"
Ah deli Fiko.Haftasonu uyumak varken.Ama olsun mutlu olmadım değil.Onun için herşeye değer.Uykulu uykulu kalkıp hazırlandım.Kapıyı açtım dışarı çıkıyordum ki Fiko benden önce davrandı.
"Kalktığına göre hadi bakalım düş önüme"
"Ya Fiko nereye gidiyoruz"
"Gidince görürsün"
Sessiz kalıp Fikoyla beraber yürüdüm.En sonunda sahil kenarında bir masanın yanında durdu. Masanın üzerine güller serpilmişti.Ve de basit bir kahvaltı.Heyecanla Fikoya döndüm.
"Gülümle manzaralı bir kahvaltı yaparız diye düşündüm."
Fikonun yanağına kocaman bir öpücük kondurdum ve ona en içten gülümsememi gönderdim.Masaya oturduk ve kahvaltımızı yaptık.
Kahvaltıdan sonra Fikoyla deniz kenarında el ele yürüdük.Birden Fiko aniden durdu.Telefonu çalıyordu.
"Efendim Hako...Unuttum lan ben onu...tamam hemen geliyorum"
"Noldu Fiko?"
"Gülüm antrenman vardı unutmuşum ben onu çocuklar bekliyo gitmem gerek"
"Tamam hadi sen git bekletme onları ben kendim giderim eve"
"Olmaz gülüm ben seni bırakırım"
"Fiko çocukmuyum ben kendim giderim git sen hadi"
Yanaklarımı öpüp gitti.Deli bu çocuk.Ama ben bu deliye aşığım.
Bende eve doğru giderken aniden önümde lacivert bir araba durdu.İçinden o geçenki Fikoların kavga ettiği kolejli çocuk çıktı.Neydi adı Kıvanç mı ne.Bana doğru yürümeye başladı.Ben yüzüne bakmadan yanından geçmeye çalıştım.Fakat kolumdan tutup beni durdurdu.
"Hop varoş güzeli nereye bakalım"
"Bırak kolumu"
"Aaa ne bu atarlar.Şurda insan gibi konuşmaya çalışıyorum"
"Ne konuşcaksın ki benimle"
Düşünür gibi yaptı sonra
"Bilmem"
Kolumu çekmeye çalıştığım sırada o beni daha çok kendine çekti.
"Sibelll"
Bu ses Fiko'nun sesiydi!!!
Bölüm biraz kısa oldu farkındayım ama sizi fazla bekletmemek için hemen yazdım.
Şu son bölüm o kadar kötüydü ki.Morallerim bozuldu.Böylesine güzel bir çifti harcamamalılar🌹🌹