Yarın sabah canlı canlı bir morlu göreceğim. Lütfen çabuk yarın olsun
~~~~~~~
Uyandığımda kalbim küt küt atıyordu aklıma şu klon işi gelmişti. İşte bu gün bir Graphianlı göreceğim. Abimi ne kadar sevmesem'de onu fazla özleyeceğim. Yokluğunu fark ettirecek Yamuk ağız. Kendi çıkarı için her şeyi yapacak bir potansiyeli var. Peki abim o mor gezegende Klonların arasında ne yapacak. Yapamaz. Buradan tonlarca yemek götürmesi gerek klonlar ile aynı tür yediğimizi düşünmüyorum. Yatağımdan bir hışımla kalkıp dolabın önüne gittim. Sarı papatya elbisemi giyip kısa saçlarımı açmıştım. En sevdiğim parfümü sıkıp ağzıma nane şekeri attım. Masanın üzerinde duran dosyayı alıp aşağı inmiştim. Nereye gideceğimizi bilmiyordum. Babam ve annem biliyorlardı gittiğimiz yerde Arthur bizi bekliyordu kalp atışlarım dahada hızlanmaya başlamıştı. Neden Arthur seçerler ki bir klona daha değişik bir isim olmalıydı. Bilinmedik falan acaba bir isimleri var mıydı? Yada bir kodlarımı vardı. Hepsini öğrenmek istiyorum. Her şeyi bilmek istiyorum. Bunun için bir site açtım öğrendiklerimi buraya yazacağım. Yaşadığım garip şeyler bazen soruları yanıtlayacağım. Artık şu deney işini tüm dünya gerçek olduğunu açıklıyordu. Tori ve Erik yanılmamışlardı. Her bir düşündükleri çıkıyordu. Arabada sessizlik hakimken birden telefonum çaldı. Arayan Tori. İlk başta açmak istemedim ama Oliver ' Ya aç ya da sustur şu telefonu bu gün özel günümdeyim senden kurtuluyorum' göz devirip telefona geri döndüm. Açtığım an Tori bağıra bağıra ''Haklıydım!! Dediklerim çıkıyor. Müneccim gibi arkadaşın var'' dediği an gülmeye başladım. ''Biliyorum.'' diye karşılık verdim. '' Kaçıncı oldun??'' durdum bilmiyorum diyecektim ki.'' Müdür aileleri aramış. Ben milyonların arasına karışmışım. '' şimdi ne diyebilirdim ki. ''Şey e-evet biliyorum.'' durdu soludu. ''Clary 1. oldum deme lütfen. bu kadar zeki olamazsın.'' haklıydı nasıl, nasıl olabilir nasıl 1. olabilirim. ''Şey ben sizinle sonra konuşacağım seni seviyorum Tori...'' tam cevap verecekti ki telefonu yüzüne kapadım. Bunun hesabını daha sonra soracaktı. Biliyordum hemde en ağır şekilde. Şimdi hemen Erik'i araya bileceğinden korkuyordum ama yapmaz ilk önce benimle konuşurdu. Sonra Erik'e söylerdim. Okul kapısının önünde özel arabalar. Devlet adamlarının sadece yakın korumaları vardı dikkat çekmek istemiyorlardı. Kim isterdi ki. Şimdi ise Morlulara karşı gelen bir topluluk vardı azlardı ama az kalacaklarının garantisi yoktu. Evet klon çocuk artık ışık yılı mesafesi değil metrelerce yakınımdaydı. Okula hızlı adımlarla giriş yaparak adeta rüzgarı delip geçiyorduk. Ve evet sonunda o çocuğu görmüştüm kalabalığa endişe ile bakıyordu bal rengi gözleri birilerini arıyormuş gibi gözüküyordu. Omuzları Erik'den bile genişti. Kolları kaslıydı ve uzunu. Devlet adamları ve bay Hersman. Beni gördüğü an Arthur'a dönüp beni gösterdi. Beni gördü aman tanrım beni gördü ve o güzel gözleri ile göz göze geldik. Umursamaz bir şekilde tekrar gözleri arayışa girdi. Yanlarına gittiğimde. Devlet adamları ve Bay Hersman beni övüyorlardı başarımdan dolayı. Ama bu övgüleri takmıyordu çocuk. Ukala şey. Müdür bizi tanıştırmaya çalışıyordu. Ki Arthur konuşmaya girdi.''Merhaba Clary. Duyduğuma göre Amerika'da 1. olmuşsun tebrik ediyorum.'' sesi çok düzdü umurunda bile değildi sözde bir tebrikti. Bir robot gibi konuşuyordu duygusuz.
''Dilimizi öğrenmene sevindim.'' tebessüm ettim ama bana bakmadan konuşuyordu.
''5 dakikamı aldı.''
''Hah çok komik.'' bay Hersman araya girdi ve.
''Tatlım Arthur 5 dakikada İngilizceyi öğrendi.'' Ne saçmalamayın nasıl oldur sadece 5 dakikada mı? Benimle dalga geçiyor olmalılar aman tanrım.
Ciddi bir ifade takındı ve bana resmen salak muamelesi bakışı attı. Sinirlenmeye başlamıştım bile. Vazgeçmeyi bile düşündüm ama artık geç. Oli yanımıza geldi ve birden ''Ee beyler ne zaman şu morlu morukların yanına gidiyorum.'' Arthura döndüm ve Oliver'a rahatsız edici ama düz bir ifade ile bakıyordu. Robot olduklarından şüpheleniyorum. Duygusuzlar en azından ben öyle düşünüyorum. Bir şey demedi Oliver'a sustu. Güvenlikle yanımıza doğru gelip vedalaşmamız için süre verdiler. 1 Yıl yamuk ağızı göremeyecektim. Birden Oliver sarıldı. En son ne zaman sarıldığını unutmuştum bile. Bana bakarak yanaklarımı tuttu. Göz kırptı ve 'Seninle uğraşmayı özleyeceğim at kestanesi' bu beni neden duygulandırdı bilmiyorum ama gözüm yaşarmıştı. Onu özleyecektim. Annem ve babamın yanına gidiyordu zamanı az kalmıştı. Annem ağlıyor babam ise teselli ediyordu annemi. Arthur ve ben yalnız kalmıştık. Ona baktığımda bana''Bana hayran gibi bakmayı kes.'' ne, ne ben ona hayran gibi bakmıyordum bir kere.''Sen kimsin? Ben sana neden hayran gibi bakayım. Hakkınızda en ufak bir bilgi bile bilmiyorken sana böyle bakmam normal değil mi? eminim beni aylar öncesinden tanıyorsundur.'' durdu ve''Evet bizde gizlenmiyor. Olan bitenden haberdarız.'' ne yani onlar her şey bilirken biz burada teoriler mi üretiyorduk. Gülünç çok gülünç... Bir cevap alamayınca bana döndü ve baktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARS
Science FictionBaşka bir gezegenden gelen bir çocuk onun dünyadaki ismi Arthur. Ve bir kız. Sahiplenici ailenin kızı ve eyaletin en zeki kızı. Kaç milyar ışık yılı mesafeler artık bir araya geliyor. Clary'nin hayatı artık eskisi gibi normal gitmeyecekti.