Lise sonda, üniversite sınavı olduğundan okul değiştirip özel okula gitmek zorunda kalmıştım. Yeni arkadaşlar… Yeni insanlar… Yeni olaylar… Okulun ilk günü, süslendim püslendim ve hazırlandım. Okulun kapısından girdiğim gibi çok farklı bir havaya girdiğimi anlamıştım. Sınıflara falan geçtik. Dersleri işledik, okul o gün bitti. Aklımda bir çocuk vardı. Komikti ve bu onu daha da fazla çekici yapıyordu. Bir- iki ay sonra yakınlaştık ve ben sevdiğimin tam olarak farkında vardım. Birlikte takılıyor ve ona ders çalıştırıyordum. Mizahımız uyuşuyordu ve yavaştan beni sevdiğini hissediyordum. Bir gün çıkışta birlikte yürürken her zamanki gibi gülüp durduk. Bu sefer saçlarının dağıldığını fark edip elimi saçlarına attım. Durdu ve izledi. Sonra dudakları aralandı. “Ben birini seviyorum.” Dedi. Ellerim titredi, kalbim adrenalin ile attı. Ellerim saçlarında kalmıştı fakat hissetmiyordum. “Aslı.” Dedi. Sen demedi, bekledim ama demedi. “Güzel.” Dedim, önüme döndüm, sessizce yürüdük. “Bir şey mi oldu ? ” diye sordu ayrılırken. “Yok.” Dedim, ne olacak ki? Ne bekledim ki? Birkaç hafta sonra Aslı ile çıktıklarını öğrendim ve okulda birlikte geziniyorlardı. Biraz onun için görünmez olmuştum. Sonra herkes koridorda toplanmaya başlamıştı. O, Aslıyı korumak için bir çocuğu dövmüştü. Hissizleştiğimin farkındaydım. Beyinim bulanıklaştı, nasıl zaman geçti de herkes sınıfa doldu anlayamadım, daha doğrusu ayaklarım beni nasıl sınıfa götürdü anlayamadım. Aslı bir teşekkür bile etmemişti, hatta kızmıştı. Kızmıştı. Ben ise kenarda sessizce oturup onun acıyan eline ağlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUMBLR YAZILARI
Historia CortaMozaşist bir toplumuz aşk acısı çekmek rahatlatıyor bizi.